Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi davasında gerginlik

Muğla'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, ikisi firari 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına pazartesi gününe kadar ara verildi.

Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, adliye binasındaki salonların fiziki yetersizliği nedeniyle Muğla Ticaret ve Sanayi Odası'nın salonunda görülen davanın beşinci duruşmasının dördüncü oturumunda tutuklu sanıklardan eski Özel Kuvvetler üyesi Binbaşı Şükrü Seymen'e söz verildi. Seymen, timi bölgeden tahliye için gelen helikoptere kendilerini almadan gittiği için infiale kapılarak ateş açtığı suçlamasını kabul etmedi.

Sanığın, sayı ve nitelik üstünlüklerine rağmen polisle çatışmaktan kaçındıklarını iddia etmesi üzerine Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Sizinle o çatışmaya giren polislerin bazıları başka dosyalardan FETÖ üyeliği suçundan tutuklular. Su o kadar bulanık ki." dedi. Semih Terzi'nin 14 Temmuz'da askeri hattan kendisini aradığını belirten Seymen, "Rahmetli Semih Paşa, sanıklar arasında bulunan Gökhan Şahin Sönmezateş ile irtibat kurmamı istedi. Görevin ne olduğuyla ilgili bilgi vermedi, Gökhan Paşa'nın söyleyeceğini ifade etti. Bir gün öncesine kadar hiçbir şeyden haberdar değildim. Bir kaç saat öncesine kadar nereye gideceğimizi dahi bilmiyordum." iddiasında bulundu.

Sönmezateş ile 15 Temmuz sabahı bir araya geldiğini anlatan Seymen, "Darbe yapılacağı ve sıkıyönetim ilan edileceği söylenince ben de verilen görevi kabul ettim. Komutanlarımdan aldığım emri yerine getirdim. Geçmiş bütün safahatım ve fiziksel kabiliyetlerim nedeniyle seçilmiş olabilirim." ifadelerini kullandı.

Seymen'in kendisine kumpas kurulduğu ve kullanıldığını söylemesi üzerine araya giren Mahkeme Başkanı Baştoğ, "Seni geçtik, koca koca generaller kendini kullandırdı mı? Sen kullanıldığını ve başını belaya soktuğunu iddia ettiğin Semih Terzi'yi her andığında 'Rahmetli' demekten vazgeçmiyorsun." diye konuştu.

Baştoğ, sanığın, "Savunma için yeterli süre verilmediğini" iddia etmesi üzerine, "Zorunlu olmadığı halde dava dosyasını fotokopici tutarak çoğalttırıp size dağıttık. İki aydan fazla süreniz vardı. Ben 16 gün izne ayrılıp, bütün dosyayı okudum." dedi. Mahkeme Başkanı, sanığın "Ülkede hukuk olmadığı" iddiasına da "Türkiye'de hukuk var. Şu an mahkemede savunma yapıyorsun ve ağzına geleni söyleyebiliyorsun." karşılığını verdi.

ESKİ GENERAL SALONDAN ÇIKARILDI

Seymen'in yaklaşık 1,5 gün süren esas hakkındaki savunmasını tamamlamasının ardından sanıklar açık görüşleri olduğu gerekçesiyle salı günü duruşma yapılmamasını istedi. Baştoğ, uyarısına rağmen söz almadan bağırarak konuşan Sönmezateş'in duruşma salonundan çıkarılmasını istedi. Sönmezateş'in jandarmalarca salondan çıkarılması sırasında diğer sanıkların da ayağa kalkarak bağırmasıyla, kısa süreli gerginlik yaşandı. Mahkeme Başkanı, duruşma adabına uymayan sanıklar Davut Uçum ve Mehmet Demir'i de salondan çıkarttırdı. Mahkeme heyeti, sanıklar Sönmezateş ve Uçum'un bir oturum, daha önce benzer davranışlarda bulunduğu için Demir'in ise karar oturumuna kadar duruşmadan men edilmesine karar verdi. Duruşmaya, pazartesiye kadar ara verildi.