14.09.2024 - 13:42 | Son Güncellenme:
Yağmur ÖNGÜN/İZMİR (DHA)-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. Özel, "Erdoğan'ın ne dediğini ben anlıyorum da Türkiye'de kimse anlamıyor. Çünkü Erdoğan'ın bir tane derdi var. Kutuplaşma, gerginlik ve onun üzerinden siyasi düşüşüne engel olmak. Kendisine bir akıl vermişler; normalleşme süreci muhalefete ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne yarıyor. Aman eski kavgalara dönelim. Her hafta, haftanın gerginliğini icat ediyor. İlk önce ağzına Dilruba'yı doladı. Sonra katılıp, 'Onur ve gurur duydum' dediği teğmenlerin mezuniyet törenine 8 gün sonra haksızca saldırdı. O gencecik teğmenlerin gelecekleriyle oynamaya çalışıyor. Yetmedi şimdi de 'Gezi' diyor. Müflis tüccar, döner döner eski defterleri karıştırırmış, hesabı. Ona, 'Gezi için özür dile, bir şey söyle' diyen yok. Benim derdim bambaşka. Dilruba'nın kullandığı bazı ifadelerden dolayı tutturdular, Dilruba, Özgür Bey'in yanında oturdu. 'Özgür Bey, CHP, bize bunları' dedi. Birinize bir şey diyeceksek, yüzüne söyleriz. Geçmişte çok söyledik. Bir kelime de eksik söylemedik. Ama vatandaşımız bizden 31 Mart tarihi itibarıyla artık kutuplaşma değil; kucaklaşma istediğini ve kendisinin gerçek dertlerinin konuşulmasını ve kendisi yoksulken, açken, işsizken, geleceğinden kaygılıyken siyasi tartışmaları istemediğini gösterdi. Bunu sürdürenleri, 22 yıl sonra ikinci parti yaptı. Vatandaşın derdini konuşan Cumhuriyet Halk Partisi'ni birinci parti yaptı" dedi.
'VATANDAŞIN DERDİNE EĞİLMEK CESARET İŞİ'
Özel, şöyle devam etti: İzmir'de 31 aday gösterdik. 29 belediye başkanı seçti. Güya bu İzmir'e dünya kadar laf ediyorlardı. Kibirli kibirli konuşuyorlardı ama milletin mesajı net. 'Bana hizmet edin. Derdimi çözün. Derdime çare olun' diyor. Biz de bunu konuşuyoruz. Ama bambaşka yerlerden gerginlikler çıkarmaya çalışıyor. 2 gün önce de söyledim; benim söylediğim ve özür dileyecek bir kelime lafım yok. Varsa söylesinler. Dilruba söyledi ama cezaevinde ve çıktığında ona 'Kalbini kırdıkların vardır, bu sözleri düzelt' dedim. Dilruba yanıma oturmuş. Dilruba kimi kırdıysa, Tayyip Beyi ya da bugün polemik arayan arkadaşları aşan bir şey bu. AK Parti'lileri üzdüyse o gençtir, onun adına ben özür dilerim. Tayyip Bey de onun yanındakilerin, çevresindekilerin ya da kendisinin Cumhuriyet Halk Partilileri ve muhalefeti kırdığı ifadeler için özür dilesin. Dünya hakaret duyduk. Dünya küfür işittik. Hepsini birden geride bırakmak için Tayyip Bey de bir adım atsın. Özür dilemek, normalleşme çağrısı yapmak, bu ülkede kavgayı bırakmak, vatandaşın derdine eğilmek; cesaret işi. Bunun maliyetini hesaplarsanız, sonunuz geldi demektir. Çünkü her şeye oy diye bakarsanız, bu hale düşmüşsünüz demektir. Şimdi yanındakiler diyor ki evet Özgür Bey özür dileyecek bir şey söylemedi ama yanına oturttu. Yanına oturtmayla yanına varmayla oluyor olsaydı, o zaman partinin sözcüsü ya da genel başkan vekili ayrı ayrı konuştular. 'Atatürk heykelleri yerde köpek leşi gibi sürüklenecek, Atatürk'e zerre muhabbet besleyen ne ölüme ne dirime gelsin' dedi. Tayyip Bey dirisine gitti, ziyaret etti. Yatağının ucuna oturdu. Elini tuttu, gözüne baktı. Ölüsüne de 5 tane bakan yolladı. Tayyip Bey o zaman Kadir Mısırlıoğlu'nun ifadeleri için bir özür dilesin bakalım. Yanına gitmekle, yan yana oturmakla, yanına varmakla bu ifadelerin hepsi sahipleniliyorsa Ayasofya'ya ilk atadıkları imam döndü, İsmet Paşa'ya 'iblis', CHP'lilere 'kafir' dedi. Atatürk'e dolaylı yoldan döndü ve bunların hepsi 'kafir', 'iblis' dedi. Ne diyeceğiz bunlara?"
'TAYYİP BEY SİZE VERİLEN AKIL YANLIŞTIR'
"Birkaç meczup ki bütün diyanet personelini tenzih ederim. Cami cami gezip, bütün CHP'lilere sövüyor" diyen Özel, "Kadınların namusuna dil uzatıyor. Hadi onlar için özür dileyin. Benim anlatmaya çalıştığım bu ülke, yüksek tansiyon istemiyor. Bu ülke iktidardan icraat istiyor. Muhalefetten hizmet istiyor. Arı gibi çalışıyoruz. Gece-gündüz çalışıyoruz, açmaya yetişemiyorum. Belediye başkanlarım, her bir yerde kimi kent lokantası açıyor, kimisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir başka ildeki en iyi projelerini getirip, uygulamaya sokuyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin her bir belediyesi hizmette yarışıyor. Evvelki gün Bornova 16 açılış yaptım. Dün Kocaeli'nde 4 tane açılış yaptım. Her birisi birbirinden değerli projeler. İşimize bakıyoruz. Tayyip Bey kavgaya bakıyor. Vatandaş bu kavgadan 'illallah' dedi. Tayyip Bey size verilen akıl yanlıştır. Kavgayla bu olsaydı. 31 Mart öncesi ağzınıza geleni söylediniz, bu iş olurdu. Bundan sonra olmayacak. O devirler geride kaldı. Gezi gibi 10 senelik eski bir defteri açacak, oradan kutuplaşma çıkaracak. Gezi'den bir özür dilenecekse, Vera babasız okula başladı. Vera'dan özür dilemek lazım. Bu konuda daha Tayyip Erdoğan'a bir kelime daha laf söylemeyeceğim. Kavga etmem. Kavga isteyen, gerginlik yaratan sizi de geriyor. 'Kavgam varsa vatandaşın ekmek kavgasıdır, yoksulluk kavgasıdır. İşsizlik kavgasıdır' diyen Cumhuriyet Halk Partisi'ni geriyor. Çare, Cumhuriyet Halk Partisi" dedi.
'YETERİNCE KÜFÜR, HAKARET DUYDUK'
Özel, "Nasıl 31 Mart'ta millet, doğruyu gördüyse, doğru bir karar verdiyse, o kararından da fevkalade memnunsa, yapılan bütün ölçümlerde yerelde, genelde bunu gösteriyorsa gelecek sene kasım ayı son tarihtir. Tayyip Bey gelsin, vatandaşı rahatlatsın. Bugünden seçim gününü söyleyelim. Bir sene boyunca hepimiz bu milleti, bu cendereden, bu çıkıntıdan nasıl kurtaracağız, anlatalım. En büyük hakem kararı versin. Kavga etmeden, hakaret etmeden, küfretmeden. Yeterince küfür, hakaret duyduk. Bunlara cevap vermediğimiz için milletimizin teveccühünü gördük. Bundan sonra da böyle devam ediyoruz" diye konuştu.
'KANUN ÖNÜNDE BEYANLARIMIN DOĞRULUĞU VE HAKLILIĞI İSPATLANMIŞTIR'
Hulusi Akar'ın açtığı 100 bin liralık bir tazminat davasına ilişkin soruyu da yanıtlayan Özel, şöyle konuştu:
"Şaşırmadım. Hulusi Bey, bu ifadeleri ve fazlasını Meclis Genel Kurulu'nda duymuştu. Yüzüne söyledim, o gün de iki dava açtı. Ceza davası yürümedi. Tazminat davası, o günün parasıyla 500 bin liraydı. Dolar herhalde bunun 5'te biriydi. Davayı kazandık. Hulusi Akar'ın arkadaşlarının bedduasını aldığını, hakkını helal etmeyerek öldüklerini ve darbe süreciyle ilgili kusurlarını söylediğim sözlerine karşı Hulusi Akar arkasında bir kişi bulamadı. Bana 224 emekli, amiral ve general ve kıdemli albay 'Senin lehine tanıklık edeceğiz' diye dilekçe verdiler. Mahkeme orada bitti. Hulusi Bey, o gün 500 bin lira açıp, bugün 100 bin lira açıyorsa bugün zevahiri kurtarmaya çalışıyor. Eğer gerçekten güveniyorsa yine bugünkü parayla yatırsın harcını 2,5 milyonluk dava açsın. Çünkü o günkü 500 bin, bugün ona denk geliyor. Çıkalım hesaplaşalım. Hulusi Akar, bugün zevahiri kurtarmasın. Kanun önünde beyanlarımın doğruluğu ve haklılığı ispatlanmıştır. Bir kez daha istiyorsa bir kez daha ispatlanacaktır. Eskiden 'Su uyur Hulusi Akar' diyorlardı. Artık akamıyorsun. Girdiğin kabın şeklini alamıyorsun. Bulunduğun yer, mevki bile sana çok. Yavaş yavaş tarihin en kötü yerinde, yerini muhafaza edeceksin ve günü geldiğinde silah arkadaşlarının gözünün içine bakarak, bunun vicdan muhasebesini yapmak zorunda kalacaksın. Kimse bulunduğu makama, mevkiye, partisine güvenip, kabadayılık taslamaya çalışmasın. Herkes kimin ne olduğunu biliyor."