07.11.2024 - 16:35 | Son Güncellenme:
Aybala MELEK- Muhammet BAYRAM/ANKARA (DHA)-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yayıncı İlhan Erdost'un ölümünün 44'üncü yıl dönümü nedeniyle Karşıyaka Mezarlığı'nda düzenlenen anma programına katıldı. Programın ardından basın mensuplarına açıklama yapan Özel, "Güya 12 Eylül'le hesaplaşacaklardı. Bir hesaplaşma görmedik. 12 Eylül'le hesaplaşacak olanlar dönüp de 'İlhan Erdost niye gözaltına alındı, niye, nasıl dövüldü, gerçekten bu emri kimler verdi, bu cinayetin kanı kimlerin elinde' diye hiç merak etmediler. Bugün göbeğinden birbirlerine suçlarıyla bağlı olanların neler yaptıkları, hangi suçları nasıl örttüklerini, kimlere cesaret verdiklerini ve halen kimlerden korktuklarını görüyoruz. Bir gün buraya iktidar partisinin genel başkanı olarak geldiğimde o gün devlet, İlhan Erdost, acıttığı bütün canlardan, babasız bıraktığı bütün evlatlardan, gözü yaşlı bütün eşlerden, annelerden özür dilemiş olacak. O güne kadar mücadelemiz devam edecek" dedi.
'BEN İŞİN BURASINA TEMELDEN İTİRAZ EDİYORUM'
Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özel, Mardin Büyükşehir, Batman ve Halfeti belediye başkanlıklarına, başkan vekilleri görevlendirilmesiyle ilgili açıklamaları nedeniyle DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve DEM Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Mihdi Tunç hakkında yasal işlem başlatılmasıyla ilgili, "Yeni öğrendim. Bir yandan tabii bilgi sahibi olmak gerekecek. Ben Sayın Bakırhan'ın ifade ettiği görüşlere katılmıyorum, en sert şekilde de bu görüşlere karşı çıkıyorum ama söz söyledi, sözün cevabının sözle verilmesi gerekir. Bir siyasi partinin genel başkanına kullanmış olduğu ifadelerden dolayı, 'Soruşturma başlatalım, onu yollayalım, sonra dokunulmazlık tartışması başlatalım' falan; ülkeyi bu tip yönetme pratiğinin Türkiye'yi ne hale getirdiği ortada. Tuncer Bakırhan’ın söylediği o tartışılan cümlelerin herhangi bir yeriyle bir mutabakatım olmadığı gibi en sert şekilde karşı çıkıyorum. O gün ben otobüsün üzerine çıktığımda bu ifadelerden haberdar değildim. Çünkü uçaktan indim gittim ve benden önce konuşmuş. Haberdar olsam da orası Ahmet Türk'le dayanışma yeri. Orada ona bir şey diyecek halim yok. Orada dönüp bir polemik yaratacak halim yok. Çünkü otobüsün üstünde Ahmet Türk'le beraberim, Tuncer Bey'le değil. İşin o kısmına itirazlarımı dün de söylemiştim. Ama onun dışında söylenen söze ne olmuş? Ömer Çelik'in, Devlet Bahçeli'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın o söze söyleyecek sözleri yok, güçleri yargıyla susturma yoluyla mı oluyor? Ben işin burasına da temelden itiraz ediyorum" diye konuştu.
‘GÖZÜMÜZ ÜZERLERİNDE’
Özel, kayyım atamaları ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a yönelik iddialara ilişkin de "Esenyurt meselesindeki tavrımız, tutumumuz; hangi partinin belediyesi olursa olsun, halkın seçtiği halka hesap verir. Suç işlediyse mahkemeye hesap verir. Mahkeme sonuçlanıp, kesinleşince; halk adına, Türk milleti adına kararını ilan eder. Soruşturmanın başladığı gün kayyım atamak mahkemeyi de tanımamaktır, halkı da tanımamaktır. Son derece yanlış bir iştir. Şimdi ben de takip ediyorum. Hatta Melih Gökçek'in trol orduları, Melih Gökçek'in birtakım operasyon adamları ve hesapları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız hakkında, geçmişte olmuş ve soruşturmaya gerek bile duyulmamış hususları, birtakım soruşturmalar yürütülüyor falan. Ama bir yandan da şunu duyuyorum; MİT'e verilmiş bir talimat; 'Eşeleyin, deşeleyin, aman bir şeyler bulun, işte bir türlü ilişkilendirmeler yapalım' falan. Hiç bunlara kalkışmasınlar. Gözümüz üzerlerinde, her şeyden haberimiz var" diye konuştu.
‘MİT BAŞKANINDAN GERİ DÖNÜŞ BEKLİYORUZ’
Özel, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın'ın AK Parti Genel Merkezi'nde bir sunum yaptığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
"Sayın MİT Başkanı'na bir yazı yazmıştım; 'Ne sundunuz? Onların bilmesi gerekip de bizim bilmediğimiz ne var? Bizim niye bilmemiz gerekmiyor? Eğer AK Parti'nin bu FETÖ meselesinde kendi bilmesi gereken zaafları varsa onu söyleyin. Yok güvenlikle, istihbaratla ilgili bir bilgi ülkenin en çok oy alan ikinci partisiyle paylaşılıyorsa, birinci partisinden niye esirgiyorsunuz? Meclis’te bulunan diğer partilerden niye esirgiyorsunuz' demiştim. Sayın MİT Başkanı 29 Ekim törenlerinde bana nezaketle yazıyı aldığını, hızla geri dönüş yapacağını söylemişti. O geri dönüşü bekliyoruz. Bugün de Sayın MİT Başkanına seslenmek isterim. Ben MİT'in hiyerarşisi içinde böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermiyorum ama MİT'in içine saraydan birilerinin 'Aman efendim bir şeyleri araştırın, Ankara Büyükşehir'i de bu işlere karıştırın' diye bir yaklaşımı olduğunu duymuş durumdayım. Bu konu hakkında da kısa sürede Sayın MİT Başkanı'nın duyarlılık gösterip beni, partimi ve bilmesi gereken tüm siyasi partileri ki milletin görevlendirdiği partiler arasında ayrım yapmak doğru değildir, bilgilendirmesini bekliyorum."
'SÜLEYMAN SOYLU, SİYASİ BUKALEMUNDUR'
Özel, eski İçişleri Bakanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu’nun 'Abdullah Öcalan' açıklamalarına yönelik de şunları söyledi:
"Süleyman Soylu tam da budur. Süleyman Soylu siyasi bukalemundur ve Süleyman Soylu geçmişte Erdoğan'a neler diyordu, yanına çağırdı koşarak gitti. Erdoğan'ı en çok savunan oydu. Geçmişte çözüm süreci konusunda önce olumlamaları vardı. Sonra çözüm süreci terk edildikten sonraki en sert ve hak ihlalleriyle dolu demokrasiyi ayaklar altına alan süreci de en çok savunan, o sürecin cellatlarından biriydi. Ve seçimlerde de meydan meydan gezip, hatta genişleterek hatırlatayım, 'Ankara'yı Mansur Yavaş kazanırsa su faturalarını DHKP-C militanlarına açacak' diyordu. 'İstanbul'u Ekrem İmamoğlu kazanırsa İSPARK'ı PKK'ya verecekler' diyordu ve en son seçimde de 'Eğer CHP iktidar olursa Apo'yu salma planları var' diyordu. 'Bunun sözünü verdiler', diyordu. Bugün kimin neyin sözünü verdiğini görüyoruz. Süleyman Soylu, siyasi bukalemundur. Bunda şaşıracak bir şey yok. Yani hayvanat bahçesini gezerken teşbihte hata olmaz, atın renk değiştirdiğini görürseniz şaşırırsınız, bukalemunun renk değiştirmesine kim niye şaşırır?"