GündemÇay bahçesi Rize'de çay içemedik

Çay bahçesi Rize'de çay içemedik

16.10.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Koyu bir çay sohbetine daldık. Sohbetin üzerine bir bardak çay içelim dedik ama iftara kadar mümkün olmadığını öğrendik

Çay bahçesi  Rizede çay  içemedik

R A M A Z A N Rize'de Atatürk Meydanı'ndaki otoparkın karşısında bir sıra baraka var. Bu barakalarda yirmi ayakkabı tamircisi iş bekliyor. Meraklandım. "Bu kadar tamirciye iş çıkar mı?" diye sordum. "Burası çok yağış alan bir bölge. Yağış ayakkabıları rezil eder. Biz hem tamir ederiz, hem boyarız. Geçinip gideriz" dediler. Sait Civelek (54) müşteri bekleyen tamircilerden biri. Daha önce o dükkânda babası aynı işi yaparmış. "Çay bahçeniz var mı?" dedim. Güldü. "Var ama iki karışlık bahçe... Mirasla bölüne bölüne bana küçücük bir parçası kaldı" dedi. Rize'de dağ taş çay... Geliniz görünüz ki, mübarek ramazan nedeniyle Rize'de sahurdan-iftara bir bardak çay içmenin mümkünatı yok. Çay sohbeti başladı. Çevreden geçenler de sohbete katıldı. "Çay-Kur kota ile alıyor. Parayı geç ve bölük pörçük ödüyor. Çay-Kur'a satamayanlar veya paraya ihtiyacı olanlar özel sektöre yaş çay veriyor. Özel sektör para yerine kuru çayla ödeme yapıyor" diyorlar ve bazı sayılar veriyorlar. "Çay-Kur'un yaş çayın kilosuna biçtiği fiyat 60 Ykr. 5 kilo yaş çaydan 1 kilo kuru elde ediliyor. Özel sektör yaş çay alımında ödemeyi kuru çay ile yaparken 1 kilo kuruyu 7 YTL'den hesaplıyor. Kuru çayı alan üretici bunu tüccara 4 YTL'den satarak nakde çeviriyor. Tüccar o çayı 6 YTL'den pazarlıyor."Rize'de kuru çay para gibi işlem görüyor. Kuru çay ile beyaz eşya hatta çeyiz almak mümkün. Bu tür alım-satımda "Kaç para?" diye sorulmuyor. "Kaç kilo kuru?" diye soruluyor.Çaydan sonra politika sohbeti başladı.Ramazan Boyama (45) "Ben Mesut Yılmaz'ın ha burada ayakkabısını boyamışım. Bu defa tulum gelir. Tayyip'e rey çıkmaz" derken arkadaşları itiraz ediyor. "Tayyip bir iş yapmadı ama... Gene de tulumu o çıkarır" diyor.Bu kadar çay sohbetinden sonra "Nerede çay içebiliriz? Canım çay istedi" dedim. "Hocam ramazanda Rize'de çay içecek yer bulmak zor. Sen istersen Ziraat Bahçesi'ne git" dediler. 5 kilo yaş çaydan 1 kilo kuru çıkıyor Ziraat Bahçesi'ni Çay-Kur işletiyor. Bahçede Rize'de çay ekimini başlatan Zihni Derin'in büstü Çay-Kur yönetim binası var. Çay Bahçesi'nin büfesinde bir görevli duruyor ama penceresi kapalı. Camını tıklattık, "Bize çay yapar mısınız?" diyecek olduk. "Ramazanda çay yok" diye tersledi... Bizi Rize'de gezdiren taksinin sürücüsü "Sizi Dağmaran'a götüreyim. Orada hem manzara hem çay güzeldir" dedi. Taksiye bindik, tırman tırman dağlara tırmandık. Dağın tepesine ulaştık. Nefis bir manzara. Güzel bir lokanta... "Kusura bakmayın. Bizde iftardan önce servis yok. Ramazandan sonra gelin gün boyu çay ikram edelim" dediler. Bir bardak çay için tepelere tırmandık Döndük şehre... Rize'de şehrin içi hareketli. Otomobil ve insan kalabalığı dikkati çekiyor.Cemal Karakaya'nın ayakkabıcı dükkânı önünde Mustafa Eyüpoğlu ve Ruhi İnanç ile sohbet ettik.Ruhi İnanç, "Rize'de durum iyidir. Siz bakmayın çay konusundaki yakınmalara. Karadeniz'de durumu en iyi olanlar Rizelilerdir. Herkesin evi hatta iki evi ve de otomobili var. Bunlar neyle alınıyor? Rize'de çok kişinin emekli maaşı var. Çok kişi Çay-Kur'da çalışıyor. Çay parası da küçümsenmeyecek gelir" diyor. Gülahmet Öztürk "Hocam" diyor, "Ne olur yaz... Belediye ramazanda bu halk için çoluk çocuk için sosyal etkinlikler yapsın. İftardan sonra bazılarımız kahveye gidiyor. Gece yarısına kadar kâğıt oynuyor. Kahveye gitmeyen eve kapanıyor. Halbuki belediye aileler için eğlenceler düzenlese, çoluk çocuk gideriz." Rize'de iş ve işsizlik çelişkisi Gülahmet Öztürk'ün vitrinindeki ilan dikkatimi çekti. "Rusya'da çalışacak mermerci ve mobilyacılar aranıyor." Anlattılar: Soçi'de bizimkiler mobilya ve mermer fabrikası kurmuşlar. Ayda 850 dolara çalışacak usta bulamıyorlarmış. İlginç olan Rize'de iş olmaması. Soçi'de ayda 850 dolara çalışacak Rizeli bulunamaması.Bakırcılar çarşısında Rize'nin tek demircisi İrfan Karaali, oruçlu oruçlu örs başında çekiç sallıyor. Ocakta kor haline gelen demiri işleyerek çay orağı yapıyor. Bir orak, sapıyla 15 YTL. 850 dolara usta yok Şehrin içindeki lokantaların hepsi kapalı. Bazılarının vitrininde "İftarda açığız" yazısı var. Gün boyu sandviç yenilebilecek, çay, kahve içilebilecek iki yer bulduk. Keyf ve Limon Kahve...Rize'nin sokaklarında, çarşısında dolanan yerli kadınların çoğunun başı yerel renkli bezlerle örtülü. Sıkma baş veya türban diye adlandırılan biçimde başını örten kadın hemen hemen yok gibi. Salih Can'ın "Feretiko" adını taşıyan dükkânında hintkeneviri (kendir) ile dokunan Rize'nin özel bezi olan "Feretiko" örtüler ve Rizeli kadınların başlarına örttükleri Rize bezleri satılıyor. Eğer çay bahçesi Rize'de, çay içecek bir yer ve de öğle vakti bir lokanta aramaz iseniz ramazan ayında olduğunuzu fark edemezsiniz. Çünkü hayat her zamanki gibi devam ediyor. *** 'Sıkma baş' sayısı az Farklı görüşler yanlış değildir Sonuç olarak şunu da ifade edelim ki hiçbir kimse kendi seçimi, tercihi olan görüşün veya kendi kanaatinin yegâne doğru, diğerlerinin ise külliyen hata ve yanlış olduğunu söylemeye hakkı ve yetkisi yoktur. Ancak "Bana göre doğru olan, benim tercihim olan, benim kanaatimce..." gibi kendisine izafe eden ihtiyatlı ifadeler hem bilimsel yetkinlik ve hem de etik anlamda uygun olan ifadelerdir. Nitekim eski âlimler, Kuran ayetlerini tefsir edip açıkladıktan sonra "Allah böyle diyor, Allah'ın muradı budur" demezler, "Allah neyi kastettiğini kendisi daha iyi bilir, ben ise böyle anladım" derlerdi. İlmi konularda da örnek olarak büyük İmam, Ebu Yusuf (İmam Azam'ın talebesi, Kadı), kendisine kanaat soranlara "Benim şu delillerle ulaşabildiğim sonuç budur. Başkası daha güçlü başka delillerle başka sonuca ulaşmışlarsa o doğrudur" demek suretiyle, günümüzde örneklerini gördüğümüz gibi "sadece benim görüşüm doğrudur" tavrını takınmamış ve böylece büyük bir âlim olmanın yetkinliğini sergilemiştir. DÜNDEN DEVAM Bu konunun günümüzde ciddi problem teşkil eden yönü her ilim adamının birbirlerinden farklı görüş taşımaları değil, çünkü bu tabiidir ve hatta çoğu kere olması lazım gelendir, bunların her birinin doğruluk sıfatını sadece kendi görüşlerine tanıyıp diğerlerini yanlışlık, isabetsizlik ve hatta dini duyarsızlıkla itham etmeleridir. Tabii buna bağlı olarak, bir kısım Müslüman kardeşlerimizin, takım tutar gibi, konunun mahiyetini bilmedikleri için mazurdurlar, doğruların tek olduğu ve o doğrunun da tabi oldukları kişi veya grubun doğrusundan ibaret olduğunu sanmalarıdır.Bu konuyu merak edip sorduğuınuz için sizleri tebrik eder, başarılar dilerim. Problemin kaynağı Sorularınız için: ramazansayfasi@milliyet.com.tr Faks: 0212 - 505 62 18 Tel: 0212 - 505 69 74

Yazarlar