Candaş’ın ağabeyi: Mücadeleye devam

Şişli Belediyesi Başkan Yardımcısı Cemil Candaş’ın öldürülmesine ilişkin tutuklu yargılanan Keten İnşaat sahiplerinden Selahattin Keten’in de aralarında bulunduğu üç tutuklu sanığın tahliye edilmesine Candaş’ın ağabeyi Cemal Candaş tepki gösterdi. Candaş, “Ailecek bu karadan dolayı üzgünüz. Hukuk mücadelemiz sürecek” diye konuştu.

Tahliye edildiler

İmardan sorumlu Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Cemil Candaş, ilçedeki bazı müteahhitlerle ilgili kanunsuz işlemleri ortaya çıkarmasının ardından 2016 yılının Temmuz ayında makamında uğradığı silahlı saldırı sonrası öldürülmüştü.

Cinayete ilişkin dava 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürerken önceki gün yapılan duruşmada mahkeme, tutuklu sanıklar Mehmet Tüysüz, Selahattin Keten ve Levent Karaman’ın üzerlerine atılı suçun niteliği, mevcut delil durumu, tutuklu kalmış oldukları süreyi dikkate alarak tahliyelerine hükmetti.

Karara ilişkin konuşan Cemil Candaş’ın ağabeyi Cemal Candaş, kardeşi için hukuk mücadelesi verdiğini söyleyerek, “Ailecek bu karadan dolayı çok üzgünüz. Asıl sorumluların birisi yurt dışına kaçtı. Diğerleri de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Azmettiricilerden birisi olan Mithat Yılmaz bile bile yurt dışına kaçırıldı. Ciddiye alınmayacak bir maşayla ortada kala kaldık” ifadelerini kullandı. Candaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Üçüncü duruşmada azmettirici pozisyonunda olan Mithat Yılmaz tahliye edildi. Bu kişi dosyadaki yaptıklarının dışında mafya babası. Şişli bölgesinde inşaat yapan bir kişi. Bunlar bir konsorsiyum. Cemil’i, zarar gören şirketler, kendisi de zarar gören Mithat Yılmaz’a adamları aracılığıyla öldürttü. İlk mahkemede yargılananların hepsi ‘Emri Selahattin Keten’den aldık’ dedi ve Mithat Yılmaz’ı bu işten kurtarmaya çalıştı. Mahkemede Keten ve avukatları bu işi Yılmaz’ın yaptığını ayrıntılarıyla anlattı. Olay net olarak ortaya çıktı ki bunlar tahmin ettiğimiz gibi birlikte yapmışlar.

Bu süreçte Şişli Belediye Başkanı bizim yanımızda yer aldı, fakat CHP’den hiç kimseyi yanımızda göremedik. Beklentimiz, kendi belediyesindeki yasaları uygulamaya çalışan üst düzey bürokratına sahip çıkmasıydı. Bugüne kadar duruşma salonuna CHP kimliğine sahip bir kişi bile gelmedi. Başsağlığı bile dilemediler.”