03.11.2016 - 15:40 | Son Güncellenme:
AA
Kayseri'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak'ın yanı sıra Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün "il imamı" Sıtkı Baş'ın da aralarında yer aldığı 68 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde önceki gün başlayan duruşmaya, aralarında Boydak Holding eski yöneticileri Hacı, Memduh, Mustafa, İlyas ve Şükrü Boydak'ın da yer aldığı 26'sı tutuklu 50 sanık ile avukatları ve müştekiler katıldı. Tutuklu bazı sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) kanalıyla duruşmaya katıldı..
Tutuklu sanıklardan Halit Gazezoğlu savunmasında, hakkındaki suçlamalarla ilgili hiçbir somut delil bulunmadığını söyledi. Tanıkların verdikleri ifadeleri kendi kendilerine çürüttüklerini öne süren Gazezoğlu, buna rağmen 270 gündür tutuklu bulunduğunu kaydetti. Gazezoğlu, hiçbir terör örgütünün sempatizanı dahi olmadığını belirterek, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini, dosyanın sadece aleyhteki ifadelerle hazırlandığını öne sürdü.
"Ali Dağı" isimli gizli tanığın ifadesinin başında 2006'da cemaatten ayrıldığını söylediğini, ifadesinin sonunda ise 17/25 Aralık süreci sonrasında cemaatle ilişkisini kestiğini beyan ettiğini kaydeden Gazezoğlu, bu kişinin cemaatin paralarının kendisinde toplandığını duyduğunu iddia ettiğini ancak hiçbir zaman hiçbir örgütün parasının kendisinde toplanmadığını anlattı.Örgütün üst düzey yöneticisi olmakla suçlandığını, bunun hangi somut delile dayandığını bilmediğini dile getiren Gazezoğlu, bu iddiayı şiddetle reddettiğini söyledi. Gazezoğlu, FETÖ'nün "il imamı" olduğu iddia edilen Sıtkı Baş ile Melikşah Üniversitesi mütevelli heyetinde birlikte çalıştıklarını anlatarak, bunun dışında herhangi bir irtibatının olmadığını savundu.
'GÜLEN'İ BİR KEZ ZİYARET ETTİM'
Mahkeme başkanının, aramalarda bulunan ve üzerinde Fetullah Gülen'in adı yazılı bir havlu ile üzerinde "müşterek hayır hesabı" yazılı kayıtları sorması üzerine Gazezoğlu, "Havluyu bir arkadaşım hediye etti. Değerli olsa yerde durmazdı. Çevremizde ihtiyacı olan kişi ve kuruluşlara yardım ediyorduk. Diğeri de bunlara ait kayıtlardır." dedi. ABD'deki bir eğitim kurumuna gönderdiği 40 bin dolar bağışla ilgili olarak Gazezoğlu, bu kurumun Gülenist bir kuruluş olup olmadığını bilmediğini, Türkiye'nin tanıtımına katkılarından dolayı bu yardımı yaptığını anlattı.Tutuklu sanıklardan Necmi Somtaş ise kendisine isnat edilen suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
Darbe girişimi sırasında Sincan Cezaevinde tutuklu bulunduğunu dile getiren Somtaş, eğitime yardım faaliyetlerinin suç oluşturmadığını düşündüğünü söyledi. Somtaş, KHK ile kapatılan Kılıçaslan Eğitim Vakfının mütevelli heyetinde 6 yıl görev yaptığını belirterek, "Devlet büyüklerimiz eğitime destek olun dediğinde vakıfta görev aldım, 'Aldatıldık' dediğinde de ayrıldım" ifadesini kullandı.
Vakıftan burs alan bazı öğrencilerin bundan kendilerinin haberi olmadığını iddia ettiklerini anımsatan Somtaş, bunu istikbal endişesiyle söylemiş olabileceklerini, burs verilen bütün öğrencilerin başvurusunun bulunduğunu ve bursların kendilerinin verdiği banka hesap numaralarına yatırıldığını öne sürdü.
Somtaş, iddianameyi tekrar tekrar okuduğunu söz konusu örgütü nasıl yönettiğini anlamadığını, iddia makamının bu konuda bilgi ve delil sunmadığını savunarak, Sıtkı Baş'ı tanımadığını iddia etti. Vakıf yöneticiliği yaptığı dönemde yeni bir gayrimenkulün kiraya verilmediğini, dava konusu gayrimenkullerin kendisinden önce kiraya verildiğini ileri süren Somtaş, bu işi vakıf başkanı Yılmaz Akansu'nun yaptığını anlattı. Somtaş, öğrencilere verilen bursları da kimlerin çektiğini bilmelerinin mümkün olmadığını, bunun vakıf yönetiminin de sorumluluğunda bulunmadığını söyledi. Mahkeme başkanının, "Burs verilen öğrencilerin hepsinin aynı bankada hesabının bulunması tesadüf mü?" diye sorması üzerine Somtaş, "Sanırım hepsi aynı banka değil. Lehte olan ifadeler iddianameye girmemiş." dedi. Somtaş, burs alan öğrencilerin hepsinin FETÖ'nün evlerinde kalanlar olduğunun anımsatılması üzerine de bu öğrencilerin kim olduğunu bilmediklerini savundu. ABD'nin Houston kentine gittiğini ancak burada herhangi bir toplantıya katılmadığını ileri süren Somtaş, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın tedavi olduğu hastaneyi merak ederek gezdiğini söyledi.