06.01.2014 - 10:16 | Son Güncellenme:
ESENGÜL DEMİRBAŞ İstanbul
Bu yılın grip salgınına neden olan virüsü, H3N2 virüsü. H1N1 virüsü olarak adlandırılan ve ‘domuz gribi’ olarak bilinen virüsten çok daha ağır bir hastalık dönemi geçirilmesine neden olan virüs, halsizlikten yatağa düşürüyor.
Bahçelievler Medical Park Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Dilek Arman, yaygın olarak görülen H3N2 virüsününden kaynaklı bir salgınla karşı karşıya olunduğunu belirterek, “Çok ciddi bir halsizlik, arka ve baş ağrısı, yüksek ateş ve daha sonra ortaya çıkan öksürük ile hastalık kendini gösteriyor. Bu virüsün diğer mevsimsel virüslerden farkları ise biraz daha ağır seyirli olması ve yaş ayırmaksızın pek çok insanı etkilemesi. Ayrıca her virüste olduğu gibi bu virüste de zatürreye dönüşmü ihtimali var. Bu hastalığın tedavisinin antiyobitikle yapabılacağını düşünmek doğru değil. Virüsler hiçbir zaman antibiyotiklerden etkilenmezler. Üstüne eklenen ikinci bir bakteriyel enfeksiyon varsa o zaman antibiyotik kullanılabilir” diyor.
‘Bronşit tehlikesi var’
Acıbadem İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Baykal salgın hakkında “Antibiyotik ve C vitaminlerinin hastalık sürecinde herhangi bir etkisi yok. Ben ‘hastalık döneminde C vitamini aldım, portakal, mandalina yedim geçer’ diye de bir şey yok. Çünkü bunların hiçbir koruyucu etkisi yok. Dengeli beslenildiğinde zaten C vitamini alınıyor.
Grip geçirilirken nefes darlığı, göğüs ağrısı, bilinç bulanıklığı ve yüksek ateş gibi belirtilerin ağırlaşması durumunda mutlaka hekime başvurulmalı. İlaçlar da hekimin tavsiyelerine göre kullanılmalı. Üst solunum yolları hastalıklarının seyri sırasında yüzde 1 oranında zatürre ve yüzde oranında 5 bronşite dönüşme riskinin her zaman var. Bu nedenle hastalık süresi uzarsa bu komplikasyonlara göre değerlendirme yapılamlı. Grip olan kişinin istirahat etmesi şart. İşe veya okula gitmek hastalık sürecini uzatıyor. Diğer insanlar açısından da risk oluşturuyor” dedi.
‘Antibiyotik alınmamalı’
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Münir Büke ise şunları kaydetti: “Bu virüs daha önce görülmediği ve toplumda bu virüse karşı direnç oluşmadığı için hızlı bir yayılım söz konusu. Akciğer, astım ve yüksek tansiyon hastaları için bu virüsler tehlikeli olsa da diğer insanlar için çok büyük tehlikeler söz konusu olmaz.
Viral enfeksiyonlarda yapılan en büyük yanlışlardan biri de yüksek ateş sırasında alınan ateş düşürücü ilaçlar ya da antibiyotikler. Antibiyotik ve ateş düşürücüler alınmamalı.Yüksek ateş vücudun korur. Yüksek ateş sırasında virüsler ölürler. Ateş düşürülürse hastalık süreci uzar. Sadece yaşlılar, hamileler ve küçük çocuklarda ateş düşürücü kullanılmalı. Bunun dışındaki hastalar ise grip virüsüne karşı bol sıvı tüketip istirahat etmeli.”
Müezzinoğlu: Salgın yok
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, grip salgınının söz konusu olmadığını belirterek, “Yaşanan grip artışında herhangi bir olağanüstü durum yok. Vatandaşlarımızın panik yapmamasını arzu ediyorum” dedi.
Grip için ne yapmalıyız?
- Ellerinizi sabunla sık sık yıkayın.
- Grip veya soğuk algınlığı geçiren kişilerden uzak durun, bu kişilerle öpüşmemeye, el sıkışmamaya dikkat edin.
- Klavye, cep telefonu gibi günlük hayatta sürekli elimizin altında olan eşyaları sık sık temizleyin.
- Kapı kolları, toplu taşıma araçlarındaki tutaçlar gibi yerleri mümkünse kağıt mendil ile tutun. Çıplak elle tuttuğunuz takdirde ise mutlaka elinizi en kısa zamanda yıkayın.
- Havaya göre giyinin. Kalın giyinmek yerine ince kat kat ve ter emen giysileri tercih edin.
- Kalabalık ortamdan kaçının.