Gündem‘Böcek’ sanığı polise ‘sahtecilik’ davası

‘Böcek’ sanığı polise ‘sahtecilik’ davası

07.03.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Erdoğan’ı dinlediği iddiasıyla ‘böcek’ davasından yargılanan polislerden Ahmet Türer hakkında, “resmi belgede sahtecilik” suçundan 7 yıla kadar hapis istemiyle yeni bir dava daha açıldı...

‘Böcek’ sanığı polise  ‘sahtecilik’ davası

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı başbakanlığı döneminde dinlediği iddiasıyla “casusluk” suçundan yargılanan ve meslekten ihraç edilen eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı’nda görevli polislerden Ahmet Türer hakkında, “resmi belgede sahtecilik” ve “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda” bulunmak suçlarından 3 aydan 7 yıla kadar hapis istemiyle yeni bir dava daha açıldığı ortaya çıktı.
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçen çarşamba görülen “Böcek” davasında, haklarında çeşitli suçlardan soruşturmalar sürdürülen sanıklarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gönderilen yazılar okundu. Bu yazılara göre “Böcek” davası sanıkları arasında yer alan Ahmet Türer hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/150418 numaralı soruşturma sayısı ile Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2014/1673 esas numarasıyla bir dava açıldığı ortaya çıktı.
Savcı Durak Çetin tarafından hazırlanan iddianamede, Türer hakkında, “Böcek” soruşturması sırasında İstanbul 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 16 Haziran 2014 tarihli kararıyla arama kararı verildiği belirtildi. Bu karar uyarınca Türer’in İstanbul’da kaldığı otel odası, üzeri ve aracının arandığı kaydedilen iddianamede, yapılan arama sırasında üzerinde Türer’in resmi bulunan, ancak Orhan Murad Ferad isminin yazılı olduğu, Bulgaristan makamlarınca düzenlenen kimlik kartının bulunduğu kaydedildi. İddianamede, “Şüphelinin resmini verip Orhan Murad Ferad adına olan kimliğine yapıştırtıp onaylatmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği” öne sürüldü.

Yalan beyanda bulundu
Türer’in hakkında yapılan idari soruşturma kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu’nun 29 Kasım 2013 tarihli kararıyla meslekten ihraç edildiği belirtilen iddianamede, bu kapsamda polis kimliği ve diğer kartlarının istendiği, yapılan arama sırasında Başbakanlık giriş kartının da ele geçirildiği anlatıldı. Türer’in savunmasında, kartlarını kaybettiğini, ancak bulunup kendisine iade edildiğini, Başbakanlık giriş kartını da hatıra amaçlı taşıdığını söylediği belirtilen iddianamede, “Ancak bu iadeden sonra da şüphelinin bu kartları istenen yere teslim etmediği, şüphelinin kaybetmediği polis kimlik ve Başbakanlığa ait kartları kullandığı, bunların kaybedildiği konusunda polise başvurup yalan beyanda bulunduğu ve resmi evrak düzenlettiği, şüphelinin bu şekilde polis kimlik ve kartlarının kaybolması konusunda resmi belgenin düzenlenmesi esnasında yalan beyanda bulunmak suretiyle bu suçu işlediği” öne sürüldü.
İddianamede, Türer’in, “resmi belgede sahtecilik” ve “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda” bulunmak suçlarından 3 aydan 7 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.