Gündem'Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz'

'Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz'

27.09.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İç cephe hedeflerimiz, bizim ‘Kızıl Elma’mızdır. Bizi o hedeflerden vazgeçirmeye çalışanlar, iç cepheyi hedef alıyor. Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz” dedi.

Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM’nin 79. Genel Kurulu için gittiği New York’ta, Türkevi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

KATİLE HAK ETTİĞİ GİBİ DAVRANILMALI: (Netanyahu’nun BM Genel Kurulu’nda konuşma yapması) Filistin’de soykırım yapmış bir suçlunun BM çatısı altında yer alabilmesi gerçekten utanç vesilesidir. Bu, vahşice katledilen bebeklerin, çocukların, annelerin, babaların BM görevlilerinin, gazetecilerin ve daha nicelerinin hatıralarına ihanettir. Mazlumla zalimi, katille maktulü ayıramayan ve her birine hak ettiği muameleyi yapamayan bir düzen, çürümeye yüz tutmuş demektir. BM Genel Kurulu ya o katile hak ettiği gibi davranır ya da bu utanç verici durum BM tarihine bir kara leke olarak geçer.

BM’YE TEPKİ: BM, savaşları önleme misyonunu yerine getiremeyen, kimseye söz dinletemeyen, kendi görevlilerini dahi koruyamayan ve onları öldüren İsrail’den hesap soramayan bir pozisyonda. BM Genel Sekreteri Gueterres ile yaptığımız görüşmede bana kayıp rakamını verince gerçekten çok şaşırdım. BM, güçlünün haklı olduğu bir düzene bekçilik yapan bir yapıya dönüşmüş ve işlevselliğini yitirmiş durumdadır. Mevcut düzende BMGK’nın dokunulmaz beş üyesi, istediğini acımasızca yapabiliyor. geçici üyelerin herhangi bir fonksiyonu yok. Peki bu daimi üyeler nerelerden? Asya, Avrupa, Amerika... Müslüman ülkelerden hiçbiri yer almıyor. Afrika, Japonya üyelik istiyor. Peki yer var mı, yok. Avrupa’dan Almanya istiyor. Almanya’ya da yer yok. Türkiye olarak biz de istiyoruz. Bize de yer yok. Niye? Haklı talebimize devam edeceğiz. Sayın Guterres de yaptığımız görüşmede bize hak verdi ama bu hakkı teslim etmek gibi bir güçleri, imkânları da yok.

Haberin Devamı

İSRAİL RÜYA GÖRÜYOR: (İsrail’in Lübnan saldırıları) İsrail bir rüya görüyor, onu gerçekleştirmek için bölgemizdeki halkların yaşamlarını kâbusa çevirmeyi de göze almış gibi görünüyor. Zamanında Hitler de bir rüya görmüştü ve çeşitli milletlere mensup halklara kâbus yaşatmıştı. Neticede gördüklerinin bir rüya olduğunu net bir şekilde anladı. Er ya da geç günümüzün Hitleri Netanyahu da bu gerçekle yüz yüze gelecek.

GELEN GİDENİ ARATMASIN: (ABD seçimleri) Temennim odur ki gelen gideni aratmasın. Çünkü, Amerika’da F-35 konusunu bizler yalnız Sayın Donald Trump döneminde yaşamadık, sonrasında da devam etti. Bize bu hayal kırıklığını Cumhuriyetçiler de yaşattı, Demokratlar da. Şimdi yeni süreçte bunun sürüp sürmeyeceğini göreceğiz. 1 milyar 450 milyon dolar alacağımız var. Bu öyle böyle bir rakam değil. Tahsil etme noktasında da adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Kasım seçiminin neticesi ne getirecek ne götürecek? Bunu da görmemiz lazım. Bizler bu işin sonucunda temennim odur ki Türkiye-ABD arasındaki ilişkileri de buna göre tekrar teraziye koyacağız. Umarız netice hayırlı olur.

Haberin Devamı

İÇ CEPHE KIZIL ELMAMIZ: (30 Ağustos konuşmasındaki ‘iç cephe’ vurgusu) İç cephe bizi biz yapan değerlerdir. Biz aynı şeye sevinme, aynı şeye üzülme, aynı şiirde duygulanma, aynı marşta göğsümüzün kabarabilmesi halini hep birlikte yaşamalıyız. Bütün bunlarla beraber iç cephe hedeflerimiz, bizim ‘Kızıl Elma’mızdır. 30 Ağustos konuşmamda ağırlıklı olarak bunun üzerinde durdum. Bizi o hedeflerden vazgeçirmeye, yılgınlığa düşürmeye, usandırıp umutsuzluk girdabına sürüklemeye çalışanlar, işte o iç cepheyi hedef alıyor. Biz o iç cepheyi çökerttirmeyiz. Orada çok kararlıyız. Bütün bunlarla beraber şunu bir defa demeliyiz. Zorluk mu var, aşarız. Sorun mu var, çözeriz. Sıkıntı mı var, birlikte üstesinden geliriz. Düştük mü, birbirimize tutunur yeniden kalkarız. Renklerimiz, şeklimiz farklı olabilir ama bir araya gelir en eşsiz motifi oluştururuz. İşte iç cephemizi çökertmeyi amaçlayanların odaklandığı yer bu ruh. Bu ruhu paramparça etmeye çalışıyorlar. Bir daha birbirimize tutunmayalım. Kendi kapsüllerimizde herkesten ayrı köşelerde ömür tüketip, yok olalım istiyorlar. Biz bunlara bu fırsatı da kesinlikle vermeyeceğiz.

Haberin Devamı

YENİ ANAYASA AÇIKLAMASI:

İLK DÖRT MADDEYLE DEĞİL, DARBECİ ZİHNİYETLE PROBLEMİMİZ VAR

ÇEKİNMEMELİYİZ: (Yeni anayasa) Muhalefetin başta ilk dört madde olmak üzere, bu konularda herhangi bir ciddiyeti söz konusu değil. Türkiye’yi geleceğe, çağın gereklerine uygun, sivil, kapsayıcı, özgürlükçü yeni bir anayasa ortaya koymadan hazırlayamayız. Hiç de çekinmemeliyiz. 45-50 yıl öncesinin bakış açısıyla, üstelik darbeciler tarafından kaleme alınmış, yamalı bohçaya dönmüş bir anayasa ile bu değişime ayak uydurmak mümkün değil. Konuyu ilk dört maddeye sıkıştırmadan, ‘Biz nasıl bir anayasa yapmalıyız?’ sorusuna odaklanmalıyız. Bizim Anayasa’nın ilk dört maddesiyle herhangi bir sorunumuz söz konusu değil. Anayasa’nın satırları arasında dolaşan darbeci zihniyetle problemimiz var. Cumhur İttifakı olarak MHP hazırlıklarını yaptı. Biz de yaptık. Bu hazırlıkları birbiriyle bütünleştirerek yolumuza devam edeceğiz.

Haberin Devamı

TEĞMENLERİN TARTIŞILAN YEMİNİ

‘CEZA ALMALARINI TEMİN EDECEĞİZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teğmenlerin mezuniyet törenindeki andıyla ilgili de şunları söyledi: “Bu mesele birkaç kendini bilmezin ne yazık ki ortaya koyduğu bir karmaşaydı. Şu anda gerek Milli Savunma Üniversitesi, gerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı, gerekse Milli Savunma Bakanımız, müşterek çalışmalarını sürdürüyorlar ve bu işin içerisindekiler kimlerse bunların hak ettikleri cezayı almasını temin edeceğiz. Burası kendini bilmezlerin at oynattığı bir meydan değil. En kısa zamanda bu işi neticeye ulaştıracağız.”

NEW YORK’TA YOĞUN DİPLOMASİ TRAFİĞİ

ABD’deki temaslarını tamamlamasının ardından yurda dönen Erdoğan, New York’ta birçok liderle ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Ermenistan Başbakanı Paşinyan’a, kendi imzasını taşıyan “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” isimli kitabı hediye eden Erdoğan, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Khan’a da, İsrail’in Gazze’de işlediği suçları tüm açıklığıyla ortaya koyan “Kanıt” ve “Tanık” kitaplarını teslim etti.