Çiğdem Yılmaz - Normalin üstünde yüksek gelir vaadiyle aralarında, ünlü futbolcuların da bulunduğu 29 kişiyi dolandırıldığı iddiasıyla 295 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanan bankacı Seçil Erzan davasında Fatih Terim ilk kez müşteki sıfatıyla ifade verdi. Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadesi alınan Terim 6 sayfalık beyanında bulundu. Terim’in ifadesinden öne çıkanlar özetle şöyle:
“Yaklaşık 13 yıl önce uçak yolculuğunda, bankanın genel müdürü Hakan Ateş ile tanıştım, arka sıramda oturuyordu bana yaklaştı ve kendini anlattı, ‘kulüple anlaştık, sizin de hesaplarınızı bizim bankaya taşıyalım hoca’ dedi. İlk tepkim olumsuzdu, çünkü yıllardır başka banka ile çalışıyordum. Hakan Ateş o esnada çok ısrar etti, bankanın sağlayacağı avantajlardan bahsetti, kulüpteki diğer çalışanların da Denizbank’a geçtiğini anlattı. Bunun üzerine ben de tüm hesaplarımı Denizbank’a aktardım. Sonrasında Hakan ile arkadaş olduk ya da en azından ben öyle sandım. Bu olaylar yaşanan kadar arkadaş bildiğim, hem yazlık hem kışlık evimde misafir olan, benim de onun evinde misafir olduğum bir insandı. Bu olaylardan sonra kendisiyle bir ilişkim kalmamıştır.”
“Yaklaşık 13 yıl boyunca Denizbank’ın müşterisiydim. 2016 veya 2017 yılında sanık Seçil Erzan ile Denizbank’ın yeni Florya Şube Müdürü olarak tanıştım. Seçil Erzan’ı, özel bankacım olarak belirleyen Denizbank’ın üst yönetimidir. Hakan savcılığa verdiği ifadede, kendisinin Seçil Erzan ile benim düzenlediğim bir etkinlikte tanıştığını söylemiş. Bu akla hayale sığmayacak bir senaryodur. 20 senedir bankada çalışan şube müdürünü, Denizbank’ın genel müdürü ile tanıştıracak kişi ben değilim. Hatta bölge müdürü Sermin Hanım’ın benden randevu alıp, bana bizzat gelip, Seçil Erzan’ın en iyi şube müdürleri arasında olduğunu söylediğini hatırlıyorum.”
‘Seçil Erzan’a güvendim’
“Hakan, Sermin Hanım ve üst yönetimin de güvendiğini belirttikleri Seçil Erzan, bankanın özel ihtimam gösterdiği bir müşterisi olduğumu düşünerek ve özellikle Hakan tarafından bana böyle hissettirilerek, ben de en ufak banka işlemleri dahi Seçil Erzan’a söyleyerek yaptırdım. Seçil Erzan bizzat kendisi gelip belgeleri imzalatırdı, okuma ihtiyacı duymadan imzalardım. Denizbank’ın bana gösterdiği kişi olduğu için Seçil Erzan’a güvendim. Erzan, Denizbank hesaplarımdaki bütün işlemlerimle özel olarak ilgilenirdi. Bana finansal olarak söylediği her tavsiyeyi bankanın görüşü olarak gördüm. Sorgulamaya gerek görmedim.”
“Şimdi anlıyorum ki Seçil Hanım’ın bana yazdığı saklama hesabına yattığını söylediği paralar, böyle bir hesaba yatmamış. Bana hiçbir zaman özel olarak bir fona para yatırılacağı, bu fondan yüksek getiri elde edileceği, Hakan adına veya Mehmet Aydoğdu adına bir fon olduğu veya benim adımla bir fon kurulacağı gibi sözler söylemedi. Haberim olmadan, etrafımdaki bir çok kişiden para istemiş bazılarından da paralar almış. 30’dan fazla müşteki ve sanıklardan tek biri dahi, benim birini bir sözde fona yönlendirdiğimi, aradığımı, arandığımı söyleyebilecek tek bir insan dahi olamaz. Benim bir yerlere para yönlendirdiğimi iddia eden tek biri vardır, o da bankadır ve bankanın reklam alanlarıdır.”
‘3 milyon dolarlık kayıp’
“Denizbank’a yatırılması için gönderdiğim ve Denizbank’tan çektiğim tutarlar arasında ciddi bir eksiklik olduğunu tespit ettik. Bir saklama hesabım olmalı ve orada 3 milyon dolar civarında para bulunmalı. Ama banka bana böyle bir paranın olmadığını söyledi. Uzun yıllar içinde hesaplarımda oluşan zararın tam tutarını ise henüz bilmiyoruz.”
‘Emre ve Arda’nın bana gelme nedeni Hakan Ateş’e yakınlığımdır’
“7 Nisan’da Emre Belözoğlu ile Arda Turan bu konuda eşimle temasa geçene kadar, haberim olmadı. Emre ile Arda’nın benimle temasa geçmelerinin sebebi, benim banka genel müdürü Hakan Ateş’e olan yakınlığımdır. Yaşananları anlattılar. Ben de bunun üzerine Hakan Ateş’i aradım, randevu istedim. Hakan önce beni Zorlu’daki evine davet etti. Sonra ‘Ben sizin eve geleyim’ dedi. Ben de Arda ve Emre’nin bizim evde olduğunu söyledim ve beklerim dedim. Bu konuşmadan sonra, Hakan’dan uzun bir süre ses çıkmadı. Tekrar aradım. Hakan, ‘Mümkünse yarın saat 10.00’da genel müdürlüğe gelin, orada görüşelim’ dedi. Şu an Hakan’dan ses çıkmayan süreçte arka planda ne organizasyonlar yapıldığını daha iyi anlıyorum.”
‘Tüm üst yönetimi oradaydı’
“8 Nisan’da sadece Hakan’la görüşeceğimizi sanarak banka genel müdürlüğüne gittik. Yukarı çıkardığında karşımıza 10-15 kişi çıktı, bankanın tüm üst düzey yönetimi oradaydı. Ben Arda ile Emre’nin mağduriyetleri için ne yapılabilir diye konuşmak üzere gittiğimizi sanırken, bana da kaybım olup olmadığı soruldu. ‘Şu an bilmiyorum’ dedim.”
‘Bankanın üzerine set çekiliyor’
“Arda, Emre ve adı geçen diğer şahıslar veya herhangi bir insanı sözde bir fona yatırım yapmaları için yönlendirme yapmışlığım, tavsiye vermişliğim yok, olmadı, olamaz. Erzan’ın neler yaptığıyla ilgili bilgileri duyunca şaşırdım. Bu işin üstünün kapatılmaya çalışıldığını ve Denizbank’ı olaydan ayırmanın hesabının yapıldığını anlıyorum. Benim adım kullanılarak, bu olayın ve Denizbank’ın üzerine bir set çekilme gayreti olduğu tüm kamuoyunun malumudur. Ben bir bankaya güvendim ve bir banka müdürüne güvendim, biri paramı diğeri de itibarımı kullandı, kullanmaya devam ediyor.”