Bir klasiği keşfetmek

A.A. Milne’in kaleminden çıkan bir çocuk hikâyesi olan ‘Winnie the Pooh’ serisi, kabaca Christopher Robin adlı küçük bir çocuğun ormanda oyuncaklarıyla oynadığı, onları birer gerçek karakter gibi hayal ettiği dünyasını anlatıyor. Çocukluğa has katıksız mutluluğu, macera heyecanını ve özgürlük duygusunu anlatan bu hikâyeler yayımlandıkları dönem başta İngiltere’nin sonra dünyanın sevgilisi oluyor. Öyle ki baş karakter ayı Winnie’nin farklı ülkelerde farklı versiyonları bile üretiliyor. Hikâyeler, zorlukların üstünden gelme ve arkadaşlık kurma konusunda çocuklara örnek oluyor.

Ünü git gide yayılan kitaplar gerçek hayatta Milne’nin, oğlu Christopher Robin için yazdığı kısa hikâyelerden çıkıyor aslında. Çizimleri ise yine dönemin tanınmış illüstratörlerinden E.H. Shepard, Christopher Robin’i ve oyuncaklarını izleyerek hazırlıyor. Kitapla birlikte Milne ve ailesi de şöhrete kapılıyor. Ancak küçük Christopher Robin’in bu erken gelen fazla şöhretten mutsuz olduğunu anlayan babası seriyi yazmayı oğlunu mutsuz etmemek için bırakıyor. Yine de Christopher Robin Milne yaşamı boyu peşini bırakmayan ve ona istemediği bir ün getiren bu kitapları büyüdüğünde sevmiyor. Seriden gelen parayı kabul etmeden hayatını sürdürüyor.

Sergide hem kısmen bu hikâye anlatılıyor hem de hemen her objeye uyarlanan Winnie the Pooh’nun popüler kültür içindeki etkisi inceleniyor. Kitabın orijinal karakalem çizimleri, 1928’de Prenses Elizabeth’e hediye edilen Winnie The Pooh baskılı porselen çay takımı gibi özel işlerin yanı sıra daha yakın döneme ait Disney tasarımları da sergide yer alıyor. Serginin en ilginç kısmı ise çocuklara sunduğu oyunlar. Büyükler Milne ve kitabın uyarlamaları hakkındaki okurken, minikler duvarlara yazılı ipuçlarıyla oyun oynayarak sergiyi geziyor. ‘Winnie the Pooh’ sergisi çocuk dünyasının saf mutluluğunu ve bu özel klasiği hatırlamak isteyenleri bekliyor.