22.09.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Mert İnan
Dünya Miras Listesi’ndeki Bizans döneminden kalma kara surları, yıllardır süren ihmal ve ilgisizlik nedeniyle içler acısı durumda. Cankurtaran ile Sarayburnu arasındaki bölümde restorasyon çalışmaları süren surların, Topkapı’dan, Yedikule’ye uzanan kısımları ise can çekişir vaziyette. Mevlanakapı’daki kara surlarının bazı bölümleri ise definecilerin talanı yüzünden çökme tehlikesiyle karşı karşıya. Üstelik son dönemde Marmara Denizi’nde yaşanan küçük ve orta büyüklükteki depremler nedeniyle lokal çöküntü ve çatlaklar oluşurken, bizzat yerinde yaptığımız incelemelerde, bazı bölümlerdeki taşların da döküldüğünü tespit ettik.
Bakırköy Küfeki taşı
Özellikle Sulukule’deki surlarda oluşan derin çatlaklar küçük bir sarsıntı da bile yıkımlar yaşanacağını gözler önüne seriyor. Sur çevresindeki 500 metre koruma bandının da hiçe sayıldığı gözlenirken, Fener ve Balat semtlerindeki surların ise neredeyse yok olmaya yüz tuttuğunu saptadık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı yıllardır süregelen ihmalin izlerini silmek için kolları sıvamış olsa da, surlar için en önemli sorunların başında özgün malzeme kabul edilen “Bakırköy Küfeki” taşının nereden bulunacağı geliyor. Asırlar önce Küfeki taşlarının çıkartıldığı alanlarda beton yığınları yükseliyor.
Bilim Kurulu oluşturuldu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Varlıkları Daire Başkanı Mahir Polat, Millliyet’e yaptığı açıklamada, surların yeniden hayat bulması için Bilim Kurulu oluşturduklarını belirterek, “İstanbul surları uzun yıllardır bakım görmediğinden 21 burç yıkım tehlikesiyle karşı karşıya. Surların 10 kilometrelik kısmının acilen elden geçirilmesi gerekiyor. Çalışmalar için çok kapsamlı bir proje ve bütçe gerekiyor. Yıllardır süregelen ihmalkarlığın izlerini etap etap düzeltmeye çalışacağız. Bölge Koruma Kurulu’ndan surların bir kısmının restorasyonu için onay geldi. Yıkılma riski bulunan burçalarda ivedilikle çalışmalara başlamayı amaçlıyoruz. Diğer riskli bölümlerde de olası yıkım risklerine karşı zaman kazanmak için lokal müdahaleler düşünülüyor” dedi.
‘Surlar yapılaşma kurbanı oldu’
Mimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Serhat Şahin ise surlarda yapılacak restorasyon çalışmaları için önemli uyarılarda bulunarak, “Bizans döneminden kalma yapılar, yığma duvar dediğimiz kagir yapılar. Restorasyon çalışmaları çok titiz şekilde ele alınmalı. Surlar, Bizans döneminde Bakırköy Küfeki taşları denilen malzeme ile inşa edildi. Bu taşlar çok önemli. Küfeki taşlarının çıkartıldığı Atatürk Havalimanı çevresi, Bakırköy Adliyesi’nin olduğu alan ve Sefaköy bölgesi yıllar içinde yapılaşmanın kurbanı oldu. Surlar için Bakırköy Küfeki taşı çok önemli. Özgün taş bulunmadan yapılacak restorasyonda sorunlar yaşanabilir. Restorasyonda taş ve mekanik uzmanlar, malzeme bilimci ile jeologlar da yer almalı” diye konuştu.
Dünya mirası sayılıyor
Surların birçok bölümünün harap durumda olduğu için olası büyük depremde birçok kule ve sur duvarını yıkılma riski taşıdığını sözlerine ekleyen Şahin, “İstanbul surları, dünya mirası ve evrensel değer taşıyan kültürel miraslar arasında. Antik şehri sınırlayan bir öge olarak Ortaçağ’dan kalan bölümler var. Elimizde bulunmaz bir hazine söz konusu. İstanbul deprem riski altında olan bir şehir. Dünya Miras Listesi’ne girmiş eserleri gözümüz gibi korumamız gerekir. Definecilerin damgalı Bizans tuğlalarını sökmek için yaptıkları kaçak kazı tahribatları surlara büyük zarar vermiş durumda. Define simsarlarına karşı ciddi önlemler de alınmalı” ifadelerini kullandı.