GündemBir gencin etrafını kuşatanlar

Bir gencin etrafını kuşatanlar

20.05.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Film Festivali’nde yarışan yedinci filmi ‘Ahlat Ağacı’, önceki günkü prömiyerinde dakikalarca ayakta alkışlandı ve festivalin gözdelerinden birine dönüştü. Ceylan, filmde Türkiye’de kendini var etmeye çalışan bir gencin etrafını kuşatan değer yargılarını göstermeye gayret ettiğini ifade ediyor

Bir gencin etrafını kuşatanlar

Bir gencin etrafını kuşatanlar
Bir önceki filmi ‘Kış Uykusu’yla 2014 yılında Cannes Film Festivali’nden büyük ödül Altın Palmiye ile dönen Nuri Bilge Ceylan, aradan geçen üç yılın ardından yeni filmi ‘Ahlat Ağacı’nı önceki gece festivalin yarışmasında sundu. 71. Cannes Film Festivali yarışmasının son gösteriminde Cannes takipçileriyle buluşan film, prömiyerinde dakikalarca ayakta alkışlandı ve eleştirmenlerin yanı sıra takipçilerden büyük takdir topladı.

Film, ‘Ahlat Ağacı’ adlı kitabını bastırmak için Çanakkale’deki aile evine dönen öğretmen okulundan yeni mezun Sinan’a (Doğu Demirkol) odaklanıyor. Sinan, kumar borcu içindeki babasıyla (Murat Cemcir) yüksek tansiyonlu bir ilişkiyi sürdürürken bir yandan kitabını bastıracak parayı bulmaya gayret ediyor.

Haberin Devamı

Ceylan’ın önceki filmi ‘Kış Uykusu’ndaki yoğun diyalog kullanımı eğiliminin devam ettiği ancak diyalogların daha yerel bir hal aldığı bir yapım. Film, baba-oğul ilişkilerine yakından bir bakış sunuyor ve yönetmenin güçlü sinematografisine başarılı bir halka daha ekleyip işlediği temaları daha da derinleştirdiği bir film olarak dikkat çekiyor.

Bir gencin etrafını kuşatanlar

‘Gençler üzerine film yapmak’

Filmin dün sabah gerçekleşen basın toplantısına filmin yapımcıları Alexandre Mallet-Guy, Zeynep Özbatur Atakan, filmin ortak senaristleri Akın Aksu ve Ebru Ceylan, filmin oyuncuları Doğu Demirkol, Murat Cemcir ve görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki katıldı.

Ceylan filmin basın toplantısından çıkış noktasının filmin ortak senaristlerinden ve akrabası Akın Aksu’nun babasıyla doğduğu topraklara yaptığı ziyaret sırasında karşılaşması olduğunu aktardı: “Akın’ın (Aksu) babası köyün değer yargılarının dışında yaşayan, bu yüzden de onay ve takdir görmeyen bir adamdı. Babamı da biraz hatırlatıyordu. Hüzünlü bir yönü vardı. Dönüşte Ebru’yla (Ceylan) konuştuk, bu konuda film yapabilir miyiz diye... Ardından Çanakkale’ye gidip Akın’a uğradık ve onunla oturup konuştuk.”

Haberin Devamı

Bir gencin etrafını kuşatanlar

Aksu’dan babasıyla ilgili hatırladıklarını yazmasını istediğini söyleyen Ceylan, “İstanbul’a döndük. 3 ay geçti, biz bu konuyu unuttuk gitti. Derken Akın’dan bir e-postayla 80 sayfalık bir metin geldi. Bu metin o kadar kolay okunuyordu ki hemen bitirdim ve çok beğendim” diye konuştu. Metnin onu etkileyen kısmının dürüstlüğü, sinematografik yönleri ve içerdiği itiraflar olduğunu söyleyen Ceylan, Aksu ve Ebru Ceylan’la çalışarak senaryoyu oluşturduklarını belirtti. Aksu’yla çalışmasının sonucunda merkeze babayı değil, oğlu yerleştirdiğini belirtti: “Babanın karakterini oğluyla çarpışması üzerinden çıkarmak daha uygun göründü. Aslında hep gençler üzerine bir film yapmak istiyordum. Diğer söyleyebileceğim şeyleri bunun üzerine akıtmayı düşündüm. Bir bakıma Türkiye’de kendini var etmeye
çalışan bir gencin etrafını kuşatan değer yargılarını göstermeye gayret ettim.”

Haberin Devamı

Bir gencin etrafını kuşatanlar
‘İncelikleri çıkardık’

Ceylan, babayı canlandırmak için Murat Cemcir’in seçim sürecini de basın toplantısında paylaştı: “Baba karakteri işlemediğim bir karakterdi. Nasıl ortaya çıkaracağım konusunda kaygılarım vardı. Beni bu filmi yapmaya ikna eden Akın’ın babasıydı. Yeniden canlandırmak korkutuyordu. Murat’ın (Cemcir) dizilerindeki bazı sahneleri onun uygun olduğunu düşündürttü, kafamdan çıkmadı. O sahneleri tekrar tekrar izledim. Kendi açımdan haksız çıkmadığımı düşünüyordum.”

Cemcir ise “Genelde komedi filmleri ve dizileri yaptım. Biz de gerçek hayattan gerçek karakter üreterek yazıyoruz, oynuyoruz. Hepimiz taşralı çocuklarız. Çok iyi bildiğimiz bir dünya bu. O yüzden Bilge (Ceylan) de onu hissetti, gördü. Gerçek olmayan bir şey yaptığınızda onun görülmesi zor. Bildiğimiz bir şeyi yaptık ama inceliklerini beraber çıkardık” diyerek rolü canlandırma sürecinden bahsetti.

Gerçeklerden yola çıkmak Ceylan’ın da basın toplantısında sıklıkla üzerinde durduğu bir konuydu. Ceylan, “Kırsal kesimde yaşayan bir gencin etrafını kuşatan dünyayı ve değer yargılarını ortaya dökmeye çalıştık. Elimizde örnek vardı; Akın bu süreçlerden geçmişti zaten. Elimizde elle tutulur çok önemli detaylar da vardı. Sahneyi daha da detaylandırmak için Akın’ı sorguya çektiğimiz oluyordu. Hayatın hayal gücünü aşan bir sürrealizmi var. Gerçeğe çok yakından baktığınızda sürreal detaylarla karşılaşıyorsunuz ve bu sürreal detaylar hikayeyi daha gerçekçi kılıyor. Sinemada da ve edebiyatta da bu böyle” dedi.

Haberin Devamı

Filmdeki felsefi konuşmaların zorluk olduğunu ifade eden Ceylan “Alıntılarla konuşan karakterler, büyük bir zorluk, gıcık da kaçabilecek bir şey. Çocuğun yazarla ve imamlarla konuşmasının alıntılar içermesini istedim. Birbirini alt etmeye çalışan insanlar, konuşmaya başkalarını da davet etmek isterler. Belki de bu filmin bizi korkutan tarafı buydu: Çok edebi konuşmalar var, bu filmde nasıl duracak. Onları kabul edilebilir kılacak, bu diyalogları kıracak, jestler, mimikler, olaylar bulmak, metotlar yaratmaya çalıştık” diye konuştu.