09.10.2020 - 09:26 | Son Güncellenme:
DHA
Antalya'da geçen yıl kasım ayında yaşanan olayda, tefecilere borcu yüzünden siyanürle eşi Sultan Şimşek(38) ile çocukları Ceren (9) ve Ali Çınar'ı (5) zehirleyerek öldürüp, intihar eden Selim Şimşek'e (36) ait senet bulunan 'pitonlu çete'nin, sahte imza ile kayınvalide Sıdıka Aydoğmuş'u da borçlandırdığı ortaya çıktı.
ÇETE ÇÖKERTİLDİ
Selim Şimşek'in ailesini öldürüp, intihar etmeden önce yazıp bıraktığı mektuptan yola çıkan Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, yüksek faizle borç para vererek tefecilik yapan, tehdit ve darp olayları gerçekleştiren çeteyi takibe aldı. Kazım Evren liderliğindeki 11 kişilik çeteye yönelik 25 Eylül günü Antalya, Ankara, Erzurum ve Siirt'te eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda, Kazım Evren ile 11 şüpheliyi yakalayarak, gözaltına aldı.
SELİM ŞİMŞEK ADINA SENET BULUNDU
Şüphelilere ait ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda, çok sayıda silah, mermi, senet, kılıç, komando bıçağı ve dijital materyal ele geçirildi. Ele geçirilen senetler arasında ise Selim Şimşek'in borcuna karşılık hazırlanan senet de bulundu. Çete lideri Evren'in ofisinde özel cam kafeste beslediği, yurda yasa dışı yollarla sokulan 2 metre boyunda piton ele geçirildi. Piton, Antalya Hayvanat Bahçesi yetkililerine teslim edildi.
6'SI TUTUKLANDI
Adliyeye sevk edilen şüphelilerden 4'ü savcılıktaki ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. 7'si ise tutuklama istemiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Çete lideri Kazım Evren ve Cahit Ülkü ile 4 örgüt üyesi tutuklandı. Bir şüpheli ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.
GÖKHAN' TAKMA ADINI KULLANIYORDU'
Yapılan araştırmalar sonucunda ele geçirilen senetler arasında Selim Şimşek'in Konya'da yaşayan kayınvalidesi Sıdıka Aydoğmuş adına düzenlenen toplam 350 bin TL'lik 3 ayrı senet olduğu da saptandı. Bu gelişme üzerine soruşturmayı yürüten savcılık, Aydoğmuş'un ifadesine başvurdu. Şikayetçi sıfatıyla ifade veren Aydoğmuş, şunları söyledi:
“Şahısları kesinlikle tanımıyorum. Cahit Ülkü'nün adını damadımın çalışanı ve rahmetli kızımın yakın arkadaşı olan, soyadını bilmediğim Ayşe isimli şahıstan duydum. Cahit Ülkü, damadımın memleketlisiymiş. Damadımın ağabeyleri bu şahsı tanıyormuş. En yakın tanıyan ise damadımın ağabeylerinden M.Ş.. Cahit Ülkü, takma isim olarak 'Gökhan' adını kullanıyormuş. Bu şahıs rahmetli kızımın evine girip çıkan, torunlarım ile oyunlar oynayan bir şahısmış. Ayşe isimli kişiden duyduğum kadarıyla Cahit Ülkü'nün damadımdan 10 bin TL alacağı varmış. Detaylarını bilmiyorum. Bu kişilerle alacak- verecek durumum olmamıştır. Damadım eskiden Akdeniz Üniversitesi'nde kafe işletiyordu. İşleri yolunda gitmeyince kafeyi kapattı. Ancak ne kadar olduğunu bilmediğim vergi borcu mevcuttu. Kafeyi kapattıktan sonra damadım ve kızım, Gökhan takma isimli bu şahısla bakkal dükkanı açtı. Bunun için kızım benden vekalet istedi. Ben de verdim. Bakkal 1 yıl faaliyette kaldı. Ortaklık aşamasında bu şahıs kızım ve damadıma bir miktar sermaye bedeli vermiş. Biz daha sonra, bu bedeli kredi çekerek, 40 bin TL olarak kızım vasıtasıyla ödedik. Bakkal, kızım ve damadımın üzerine geçmiş oldu. Borç kapandı."
'DAMADIMIN EVİNİN ETRAFINDA DOLAŞIYORMUŞ'
Şüphelilerden R.O. isimli şahsı tanımadığını kaydeden Sıdıka Aydoğmuş, şöyle konuştu:
“Bu ismi damadımdan duymuştum. Damadım bu şahısla ortaklık yaptığını söylemişti. Bu şahsın aracını sermaye olarak sunduğunu, damadımın da bakkal dükkanını satarak 105 TL'yi sermaye olarak verdiğini duymuştum. Araç R.O.'nun üzerine kayıtlıydı ancak damadım kullanıyordu. R.O. ve damadımın bilgisayar yazılım işi kurduklarını biliyorum. Bu şahsı hiç görmedim. Kendisiyle hukuki bir ticaretim kesinlikle olmadı. Damadımın anlattığı kadarıyla biliyorum. Bu kişi ile herhangi bir sözleşme de yapmadım. Damadımın, kızımın ve torunlarımın ölümünden Cahit Ülkü isimli şahsın sorumlu olabileceğini düşünüyorum. Olay gecesi saat 22.00 sıralarında Cahit Ülkü, damadımın evinin etrafında dolaşırken, site sakinleri hırsızlıktan şüphe duyup, polisi arıyor. Bu şahıs polisin gelmesiyle apartmanın bodrumunda yakalanıyor. Ne için gezdiği sorulduğunda, damadım Selim Şimşek'in arkadaşı olduğunu, kendilerine ulaşamadığını söylüyor. Polis de çilingir çağırarak damadımın evinin kapısını açıyor. Damadım, kızım ve iki torunumun cansız bedenlerine ulaşılıyor. Kendisinden davacı ve şikayetçiyim."
Çetenin kendi adına sahte senet ve sözleşmeler hazırlandığını da ifade eden Aydoğmuş, “Cahit Ülkü, R.O. ve Selim Şimşek, yazılı ve imzalı 'sözleşmedir' başlıklı evrak ile diğer bahse konu yaklaşık 350 bin TL'yi bulan senet ve sözleşmeler kesinlikle benim tarafımdan hazırlanan ya da imzalanan evraklar değildir. Bu evrakların hiçbirinden haberim yoktur. Adı geçen şahısların hiçbirini kesinlikle görmedim. Hiçbir şekilde kendileri ile bir araya gelmedim. Bu şahıslar ile de kesinlikle herhangi bir ticaretim olmamıştır. Damadım Selim Şimşek'in rahmetli olmasına kadar bu şahısların adını kesinlikle hiç duymadım."
'BİZİ YAKTILAR'
Selim Şimşek'in kayınpederi Kamil Aydoğmuş da eşinin imzasının taklit edildiği senetler olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Senetlerin arkasına rahmetli damada ciro yaptırmışlar. Biz adamları tanımıyoruz, adamları görmedik. Ne senet ne de başka bir şey. Diyelim ki senet verdik, bu senedin karşılığında ne var? Ev yok, araba yok, para yok, hiçbir şey yok. 350 bin liralık senet var. Yani bu nedir? Bu çocuğu sıkıştırdılar. Adalet yerini bulacak, cezasını çeksinler. Çünkü benim 4 çocuğum gitti. Ben onların tırnağına dünyayı değişmezdim. Ama hepsi rahmetli oldu gitti. Biri 9, diğeri 5 yaşında torunum, damadım hepsi gitti. Ocak söndü bizi yaktılar. Onlar da yansın. Adalet yerini bulsun inşallah."