13.03.2022 - 15:37 | Son Güncellenme:
Nevra UÇKAÇ/DHA
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Türkiye'de günlük vaka sayılarının düştüğünü hatırlatarak dünyanın genelinin bu kadar şanslı olmadığını dile getirdi.
Asya Pasifik'te yeniden bir tırmanış yaşandığına dikkati çeken Prof. Dr. Şener, "Bu Omicron'un Delta ile kombinasyonu gibi bir kavram söz konusu. Avrupa Birliği'nin bazı ülkelerinde özellikle Fransa'dan bu konuyla ilgili bildirimler geldi. Dünyanın genelinde yeni varyantlar, karma varyantlar gündemde iken vatandaşlarımız Türkiye'nin yaşadığı şanslı atmosferi iyi değerlendirmeli. Tamamen havlu atmamak lazım. Çünkü salgınla mücadele hali hazırda gündemde olmasa dahi sahada aktif devam ediyor. Yatan hasta sayılarında azalma var. Yoğun bakımda yatan sayılarında azalma var. Ayaktan başvuru sayılarında kademeli azalma devam ediyor. Ama salgın bizim gibi ülkeler ve dünyanın geneli için ciddi bir tehdit olmaktan çıkmış değildir" dedi.
'DELTA KADAR ÖLDÜRÜCÜ, OMİCRON KADAR BULAŞICI BİR VARYANT'
Delta ve Omicron'un birleşiminin yeni bir varyant olup olmadığı ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü'nün çalışmaya devam ettiğini anlatan Prof. Dr. Şener, şunları söyledi: "Dünya Sağlık Örgütü bu konuyu izleme altına aldı. Çünkü bizim son 1 yıl içinde en çok korktuğumuz şey; Delta kadar öldürücü, Omicron kadar bulaşıcı bir varyanttı. Omicron hafif seyretse de hasta sayısı fazla olduğundan sağlık tesislerinde hasta yüküne neden oluyor. Delta, Delta Plus'ta ise öldürücülük fazla. Korkulan buydu. Fransa'dan bazı olgu bildirimleri var. Delta ile Omicron'un karışımı olan bir varyantın söz konusu olduğunu bildirdiler. Yeni varyantlar sessiz sedasız başlıyor ama Türkiye'ye de gelebileceğini düşünüyorum. Dünya Sağlık Örgütü bu varyantları ya da değişik kombinasyonları izleme aldı. Tahmini olgu sayılarında bir artış ya da kümelenme olursa; yeniden 'Deltamicron' ya da Delta ile Omicron'un karmaşık varyantı adıyla yeni bir varyant söz konusu olabilir. Virüsler, kendi aralarında bir kombinasyon kuruyor. Avrupa Birliği ülkelerinde BA.2 Omicron alt tipi baskın. Özellikle Hollanda'daki vaka sayılarında artış Almanya'da kısmi dalgalanma buna bağlanıyor. Ülkemiz için şu anda BA.2 Omicron varyant alt tipi, adlandırılmış değil. Ama bizim hali hazırda bu gevşeme dönemini, aşılamayı gündemde tutarak, üçüncü doz konusunda uyarılar yaparak değerlendirmemiz lazım. Bu tamamen sahada gevşeme haline dönmemeli."
'KALABALIK AÇIK ALANIN, KAPALI ALANDAN FARKI YOKTUR'
Türkiye'de son iki haftadır günlük vaka sayılarında istikrarlı düşüşün devam ettiğini dile getiren Prof. Dr. Şener, ölü sayılarının da kademeli olarak azaldığını belirterek "Önümüzdeki haftalarda daha da düşmesini bekliyoruz. Bu düşüşün devam etmesi sevindirici. Türkiye genelindeki 7'şer günlük ve 3'er günlük dalgalanmalara bakıldığında, kademeli olarak azaldığını görüyoruz. Bu sürecin devam etme potansiyeli yüksek. Daha da aşağı inmesi için eksik olan aşılarımızı tamamlamak ve bir taraftan maske, mesafe, el hijyeni gibi önlemlerden taviz vermememiz gerekiyor. Açık alanda maske gündemden kalktı. Bunu, tenha açık alan olarak yorumlamalıyız. Kalabalık açık alanın kapalı alandan farkı yoktur. İzmir'de Kemeraltı, İstanbul'da İstiklal Caddesi, Ankara için de Kızılay'ın kapalı alandan farkı yok. Çünkü mesafenin kaybolduğu, bulaş mesafesinin 1 metrenin altına indiği durumlarda dikkatli olmalıyız. Etrafımız kalabalık değilse; maskemizi çıkarabiliriz. İkili-üçlü görüşmelerde aşılı kişilerle yakın temasta bulunup, önlemleri gündemden düşürmemek gerekiyor" diye konuştu.
'PANDEMİYİ GÜNDEMDEN DÜŞÜRMEK MÜMKÜN DEĞİL'
Pandeminin bitip bitmeyeceği konusunda da değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Şener, yaz döneminin iyi değerlendirilmesi gerektiğini de belirterek "Aşılanmışlık ve hastalıkla karşılaşma oranı, belli rakamların üstüne çıkmadan, pandemiyi gündemden düşürmek mümkün değil. Afrika ülkelerinde hala yüzde 1'in altındaki popülasyon aşılanmış. Aşı tedarikinde sıkıntı olduğu için sağlık çalışanları bile tam olarak aşılanamadı. Dünyadaki alarm durumunun ortadan kalkması için aşı teknolojileri konusundaki lider ülkelerin bu ülkelere bağış yapması gerekir. Türkiye Turkovac'ın bulunmasıyla birlikte tedarik zincirinde kritik yola geldi gibi görülüyor. Afrika ülkelerinin bazılarında Turkovac ile ilgili bağışta bulunuldu. Bu bizim için salgının kontrolü anlamında yerli aşının tanınırlığını arttırmak için bir fırsat olabilir. 12 yaş altındaki popülasyonun aşılanmasıyla ilgili tartışmalar var. Covid-19 virüsü erişkin yaş grubunda ölümcül ama toplumdan kaybolabilmesi ya da influenza (grip) pozisyona gelebilmesi için sürü bağışıklığı lazım. Omicron ile birlikte bu hedef yükseldi. Yüzde yüze yakın sürü bağışıklığı hedefi ortaya çıktı. Bu reel bir şey değil. Pek çok ülke olağanüstü tedbirleri kaldırdı. Önümüzdeki yaz dönemi değerlendirme açısından önemli. Bu yeni varyant havuzuna başka varyantlar girmezse ve aşılamayı canlı tutarsak, bence bu hastalık Türkiye'nin gündeminden 2022 yılı içinde düşebilir" ifadelerini kullandı.