28.10.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
ESRA ALUS İstanbul KEMAL GÖKTAŞ Ankara
Okmeydanı Cemevi’nde bir cenazeye katıldığı sırada polis memuru Sezgin Korkmaz’ın açtığı ateşle öldürülen Uğur Kurt’la ilgili iddianamede yer alan çelişkiler dikkat çekti. Savcı Hasan Yılmaz, iddianamede Korkmaz’ın kendilerine molotof atarak Akrep tipi aracın yanmasına neden olan göstericilere ateş ettiği sırada hatayla Kurt’u vurduğunu ileri sürdü. Savcının, iddianamede amirlerinin Korkmaz’a “sıkma” diye bağırdıklarına ilişkin görüntüler ve aynı yöndeki ifadelere ise hiç değinilmedi. İddianamede ayrıca Korkmaz’ın C.K. isimli bir göstericiye ateş ederken merminin yanlışlıkla Kurt’a isabet ettiğini savundu.
Savcı Yılmaz’ın zırhlı araca molotof kokteyli ve 5 adet taş atıldığını, bunların 3’ünün aracın üzerine ve yanlarına düştüğünü öne sürdüğü iddianamede şöyle denildi: “C.K. olduğu değerlendirilen kişi ile kim olduğu tespit edilemeyen diğer şüpheli ardı ardına zırhlı araçta görev yapan polis memurlarını öldürmek yahut yaralama niyetiyle zırhlı aracın Piyalaşe Paşa Caddesi’ne dönüşünde sıkışmasını fırsat bilerek molotof kokteyli attı. Bu sırada araç yanmaya başlamasına rağmen molotof kokteyli saldırısı devam etti. Bu süreçte, Korkmaz kendisine yahut diğer polis memurlarına yönelik vuku bulan ve tekrarı büyük olasılık olan saldırıyı bertaraf ederek yanar vaziyette molotof atan şahsı etkisiz hale getirmek için silahla ateş etti. Buna rağmen hedef aldığı şüpheliye isabet ettiremeyip şüpheliyle aynı istikamette cemevi bahçesinde bulunan ve olaylarla hiçbir ilgisi olmayan Uğur Kurt’u vurarak ölümüne sebebiyet verdi.”
26 cm uzağından geçti
Olay yeri incelemesinde yapılan ölçümler de iddianamede şu şekilde yer aldı: “Şüpheli Sezgin Korkmaz ile maktül Uğur Kurt’un bulunduğu mesafe uzaklığının 73,5 metre olduğu, Korkmaz’ın bulunduğu noktadan silahı doğrulttuğu düzlem ile Kurt’un bulunduğu düzlem arasındaki kot farkının 968 santimetre olduğu, Korkmaz’ın bulunduğu nokta ile silah sesinin duyulduğu anda, gösterici C.K. olduğu değerlendirilen kişinin kaçmakta olduğu mesafenin 31 metre olduğu, Korkmaz’ın silahından çıkan merminin C.K. olduğu değerlendirilen kişinin baş hizasının 26 cm uzağından geçtiği ölçümlerden anlaşılmıştır”
Meşru müdafa
Savcı Yılmaz, Korkmaz’ın TCK’ya göre meşru müdafaa koşulları altında silahını ateşlediğini ve taksirle öldürme suçundan cezalandırılmasını istedi. Savcı Yılmaz, 13 mermi kovanının imhasını ve Korkmaz’a ait tabanca ve eklerinin de şüpheliye iadesini istedi.
Savcı Yılmaz’ın, sanık polisin ateş ettiğini ileri sürdüğü C.K. ise Okmeydanı’ndaki olaylardan sonra tutuklanmış, daha sonra avukatının itirazı üzerine tahliye edilmişti. İfadesinde, olay anında İstanbul Üniversitesi’nde olduğunu ve 14.00’te Okmeydanı’na geldiğini öne süren C.K., kendisi olduğu iddia edilen kişinin üzerindeki kıyafetlerin de kendisine ait olmadığını söylemişti. C.K.’nın avukatı Naciye Demir de Kurt’un öldürülmesinden sonra Okmeydanı Cemevi’nde yapılan basın açıklamasına katılan müvekkilinin fotoğrafını mahkemeye delil olarak sunmuştu. Mahkeme, “kamu görevlisini öldürmeye ve anayasal düzeni değşitirmeye teşebbüs” gibi çok ağır suçlamalarla tutuklanan C.K.’nın tahliye kararında, “atılı suçlardan doğrudan ve somut bağlantısını gösterir delillerin belirlenemediğine” dikkati çekmişti.
‘Savunma iddianame olmuş’
Kurt ailesinin avukatı Aslı Kazan Gilmore, iddianameye tepki göstererek, “Bu olay ve görüntüler medyaya yansımasaydı meşru müdafa denilerek, hep yaptıkları gibi dosyayı kapatacaklardı. Böylece bir polis memuru daha bir vatandaşı öldürdükten sonra korunup kollanacaktı. Şüphelinin savunmasını iddianameye çevirdiler. Savcı dosyaya giren delilleri dahi değerlendirmemiştir. Basına defalara yansıyan amirlerin sıkma talimatına şüphelinin uymadığını gizlemiştir” dedi.