03.05.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Safa Tekeli
Yetmiş yıl önce 3 Mayıs 1950 günü yayın hayatına başladıktan on bir gün sonra, 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimle Demokrat Parti iktidara geliyor ve Milliyet, çoğulcu demokratik hayata tanıklık etmeye başlıyordu. Büyük bir sorumlulukla sürdürdüğü bu tanıklığın ilk yıllarında Milliyet gazetesi, Cağaloğlu Molla Fenari Sokak’taki yeni tesislerine taşınır.
1 Ekim 1954’ten itibaren on iki sayfa, renkli ekli olarak basılır ve 10 kuruştan satışa sunulur. Günün belli başlı önemli haberleri birinci sayfada yer alır. Ali Naci Karacan, gazetenin izleyeceği yolu şöyle çiziyordu:
“Halkın gazetesi demek, mürekkebi elinizi kirletmeyen, harfleri okunabilen, halkın duygularını, düşüncelerini, sevinçlerini, hiddetlerini olduğu gibi aksettiren gazete. Hiçbir siyasi zümreye, hiçbir ecnebi sefarete, hiçbir mali müesseseye kiralanmış veya satılmış olmayan gazete. Hadiseler karşısında peşin hükümlere kapılmayan, kendisini memleket ölçülerine göre ayarlayan gazete...”
1 Şubat en acı gün
İkinci sayfada Objektif köşesinin altındaki imza Peyami Safa’ya aittir. Peyami Safa, 4’üncü sayfada “Server Bedii” takma adıyla Cingöz Recai tefrikalarıyla da karşımıza çıkar. Romancı Kerime Nadir’in tefrikaları da ilgi çekmektedir. Reşat Ekrem Koçu, “Günün Işığında” başlığıyla tarih köşesinde boy gösterir. Yazı İşleri Müdürlüğüne Abdi İpekçi getirilir ve Milliyet, Türkiye’nin en etkili gazetelerinden biri olur; tirajı 20 binlerden, 100 binlere çıkar. 1960’larda yazı kadrosunda Burhan Felek, Ümit Deniz, Talat S. Halman, Refik Erduran, Bülent Ecevit, Metin Toker, İsmail Cem, Sami Kohen, Bedri Koraman, Örsan Öymen, Mümtaz Soysal gibi isimler yer alır. 1970’lerde tirajı 200 binlere çıkar. 1 Şubat 1979 tarihi gazete için acı bir gündür. Başyazar ve Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi, karanlık ellerin hedefi olur ve suikasta kurban gider.
Fotoğraflarından bakıyorlar
Bugün Demirören Medya Center’daki binasında, üçüncü katta asansörden inince, karşınızdaki kolaj panoda, genç yazı işleri müdürü Abdi İpekçi, baskıdan çıkmış gazeteyi incelerken karşılıyor sizi. Hemen yanında; bir zamanların ünlü Beyoğlu muhabiri ve Türk polisiye edebiyatının önemli ismi, Murat Davran karakterinin yaratıcısı Ümit Deniz’i görüyoruz. Fotoğrafta, yanında, iki gün sonra İran Şahı Rıza Pehlevi ile evlenecek olan Farah Diba vardır. 19 Aralık 1959 Cumartesi günlü bu gazete, basın tarihine de geçer. Kısa süre önce kaybettiğimiz Orhan Koloğlu’nun “Türk Basını-Kuvayi Milliye’den Günümüze” adlı eserinde; Farah Diba haberinin solunda yer alan “Türk basın rejimi protesto ediliyor-Beynelmilel Basın Enstitüsü bir beyanname yayınladı” başlıklı haberin, sansüre uğradığını anlıyoruz. Çoğulcu demokrasiye tanıklık eden Milliyet gazetesi, çok partili düzende, iktidarın yasaklarından nasibini alıyordu! Hemen sola dönünce karşımıza büyük bir pano daha çıkıyor: Spor gazeteciliğinde her zaman fark yaratan Milliyet’te spor haberlerine, yazılarına, fotoğraf ve karikatürlere imza atanlar; spor yaşamlarından sonra Milliyet’te yazan ünlü sporcu ve spor adamları… Şeyhülmuharririn Burhan Felek en başta. Altan Erbulak da orada; seçim zamanı Ankara’ya gidip siyasete fırçasıyla dokunan; en güzel Demirel, Ecevit, Erbakan karikatürlerini çizen Bedri Koraman da…
Hepsi orada fotoğraflarından bakıyor; bu salgın günlerinde çoğu evde çalışan ama gazeteyi sağlıklı ve etkin bir biçimde okurla buluşturmak için işinin başında olan gazetecilere, tüm çalışanlara adeta suretleriyle alkış tutarak güç veriyorlar.