GündemBARKA’yı kaybettik

BARKA’yı kaybettik

02.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

24 gündür yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren profesörün kalbi bu yorgunluğa daha fazla dayanamadı. Ve Aykut Barka aramızdan sessizce ayrıldı...

BARKA’yı kaybettik

BARKA’yı kaybettik

24 gündür yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren profesörün kalbi bu yorgunluğa daha fazla dayanamadı. Ve Aykut Barka aramızdan sessizce ayrıldı...

İSMAİL POLAT, ŞENOL DEMİRCİ

İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aykut Barka, 24 gündür yoğum bakımda sürdürdüğü yaşam mücadelesini kaybetti. Barka’nın kalbi, ani tansiyon düşmesiyle dün saat 17.20’de durdu. Yarın toprağa verilecek olan Barka’nın ölümü büyük üzüntü yarattı.
Barka, 6 Ocak 2002’de Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sağ elde güçsüzlük ve konuşma bozukluğu şikâyetiyle başvurdu. Yapılan tetkiklerinde beynin sol yarısını besleyen ana damarda tam tıkanma saptandı. Yoğun tedaviye rağmen nörolojik tablosundaki ilerleme durmadı.

Bilinci tamamen kapandı
9 Ocak’ta yoğun bakıma giren Barka’nın bir gün sonra bilinci kapanarak solunumu bozuldu ve koma tablosu gelişti. Kafaiçi basıncını düşürmek ve tehdit altındaki yaşamsal merkezleri kurtarmak amacıyla acilen ameliyata alındı. Ameliyatı takiben beyni korumak amacıyla genel anestezi altında uyutuldu. 4 günün sonunda genel anestetik ilaçlar azaltılarak kesildi, ancak bilinci açılmadı. Solunum cihazı desteğiyle düne kadar yaşatılabildi.
Dün saat 17.05’te Barka’nın kan basıncı düştü, sonrasında da kalbi durdu. Doktorlarca uygulanan kalp masajına rağmen 17.20’de hayatını kaybetti.
Basın toplantısı düzenleyen M.Ü. Başhekimi Prof. Neşe Zehra Kavak, "Çok genç yaşta kaybettiğimiz için son derece üzgünüz" dedi.
Barka’nın beyin ameliyatını gerçekleştiren Yard. Doç. Dr. İlhan Elmacı ise tıbbın insanoğluna sunduğu bütün imkânların kullanıldığını ancak şahdamarının tıkanması sonucu yapılacak bir şeyin kalmadığını belirterek, "Ailesiyle günde iki kez yaptığımız görüşmelerde durumu anlatıyorduk. Maalesef yapılacak bir şey kalmamıştı" diye konuştu.

Organları kullanılamadı
Aneztezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Göğüş de Barka’nın organlarının bağışlanmasıyla ilgili bir soruya, "Ailesinin beklentileri organlarının kullanılmasına engel oldu" dedi.
Barka’nın cenazesi yarın İTÜ’de düzenlecek törenin ardından Şişli Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

‘Bir parçamı kaybettim’
Büyük üzüntü yaşayan ve gözyaşı döken sevenleri ölüm haberi üzerine hastaneye koştu. Günlerdir hastanede bekleyen kardeşi Günkut Barka, ikizini yaşatmak için doktorların elinden geleni yaptığını ifade ederek, şöyle konuştu: "Tedavi boyunca, tıbbın bize ümit veren bir ışık yakmamasına rağmen, kardeşimin hep bize döneceğine inandık. Söyleyecek bir şey bulamıyorum. İkizimi, bir parçamı kaybettim. Herkesin başı sağ olsun."

Bilim dünyası yasta...
• Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara (Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü): "Çok üzgünüm. Aykut Barka’lar kolay yetişen insanlar değil. Benim eski bir mensubumdu. Takdir hakkını kullanıp İTÜ’ye geçti ama bizle işbirliğini hiçbir zaman bırakmadı. En sonunda da yuvaya dönmek istiyordu ama kısmet olmadı."
• Prof. Dr. Naci Görür (İTÜ Maden Fakültesi Dekanı): "Aykut’un en yakın mesai arkadaşlarındanım. Kendisinin anabilim dalı başkanlığını, dekanlığını yaptım. Prof. Dr. İhsan Ketin’den sonra Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde en fazla çalışmış arkadaşımızdı. Bunların ötesinde iyi bir dostu kaybettik. Ölümünü içimize sindiremedik."
• Prof. Dr. Aral Okay (İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü): "Çok değerli ve üretken bir bilim adamıydı. Öğrencilerin sevdiği biriydi. Uzun süre meslektaştık, çok üzüntülüyüm."
• Prof. Dr. Ahmet Ercan (İTÜ Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi): "25 yıllık arkadaşımdı. Türkiye’nin bayrağını hem Türkiye’de hem dünyada gururla taşıdı. Aykut hep yayınlarını bana okutur, fikrimi alırdı. Ben de aynı şekilde yayınlarımı Aykut’a sunardım. Onu özleyeceğiz."
• Prof. Dr. Semih Tezcan (Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi): "Türkiye’de jeofizik konusunda çok müspet düşünen, açıkça doğruyu söyleyen bir bilim adamıydı. Bence ‘ah ile vah’ yaparak onu anmak yerine verdiği mesajı yerine getirerek daha büyük bir vefa göstermiş oluruz."
•
Portre
Depremi bilmişti
Evli ve iki çocuk babası olan Barka, 7 Ocak 1952’de İstanbul’da doğdu. Yüksek lisansını 1975’te İstanbul Üniversitesi’nde, doktorasını İngiltere’de Bristol Üniversitesi’nde yaptı. Burada ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde çalıştıktan sonra Kandilli Rasathanesi’nden gelen teklif üzerine Türkiye’ye gelen Barka, 1985’te bir panelde "Gökova Termik Santralı’nın altından fay hattı geçiyor" dediği için MTA’dan uzaklaştırıldı.
Barka, Prof. Ross Stein’le birlikte 1996’da yazdığı makalesinde, Marmara depremini tahmin ederek bilim dünyasının gündemine yerleşti. Aynı yıl profesörlüğe yükselen Barka, 1997’de son olarak görev yaptığı İTÜ’ye geçti.

Parasız profesör
Kendi deyimiyle yaşamını kredi kartlarıyla sürdüren Barka, uluslararası projeler hazırlayarak geçimine katkı sağlıyordu. 17 Ağustos’ta İTÜ lojmanlarındaki evinin duvarları çatlayan Barka, taksitlerini 500 milyon lira aylığıyla zor ödediği Sarıyer’deki kooperatif evine yerleşmişti. Parasızlıktan 9 yıldır tatil yapamamaktan yakınan Barka, eski halı ve kilim biriktiriyordu.




GÜNCEL