09.02.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:
CEYDA ULUKAYA / İstanbul - İTÜ Jeoloji Mühendisliği’nden Prof. Dr. İrfan Yolcubal, Türkiye genelinde 25 su havzası bulunduğunu, bunlardan İstanbul’u kapsayan Marmara Su Havzası’nın ise günümüzde su fakiri kabul edildiğini anlatıyor:
AFETTE EN ÖNEMLİ KAYNAK
“Yeraltı su kaynaklarının İstanbul için kritik bir rolü var. Beklenen Marmara depremi gibi bir afette ya da şiddetli kuraklık halinde yeraltı suyunu yedek sistem gibi görmeliyiz. İlk etapta kullanabileceğimiz güvenli su kaynağımız yeraltı sularıdır. Bu yüzden kentteki yeraltı suyu rezerv alanlarını bozmamamız, kentleşme, sanayileşmeye açmamamız gerekiyor. Kaynakların çoğunluğu, Bakırköy, Büyükçekmece ve Silivri’nin kuzeyinde ve Şile tarafında.”
Yağışların yeraltına süzülmediğini belirten Prof. Yolcubal, İstanbul’da suyun her damlasının korunması için yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:
“Kentsel alanda, çatılarda yağmur hasadıyla suyu toplayıp bahçe sulama vb alanlarda kullanılmalı. Yeraltı suyunu çeken kaçak kuyuların önüne geçilmeli. Kentlerde yapay gölet alanları oluşturulmalı. Suyun geri kazanılması ve tekrar tekrar arıtılarak yeraltı sularını besleme amaçlı kullanımı sağlanmalı.”
‘SÜNGER ŞEHİRLER PLANLANMALI’
Su Politikaları Derneği’nden eski DSİ yöneticisi Cüneyt Gerek, kentleşmeye bağlı olarak beton yapısının artması nedeniyle İstanbul’da yeraltı sularının beslenemediğini söylüyor: “Yağışın ortalama yüzde 25’inin yeraltına sızması lazım. Yüzeyde beton ve asfaltla buluşan yağışın yeraltına sızma şansı maalesef yok. Yağışlardan maksimum düzeyde faydalanmak için sünger şehirler planlamamız gerekiyor. İkinci bir alternatif yeraltı barajları.”