13.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Nil Kural
34. İstanbul Film Festivali ’nde ulusal belgesel yarışmasında bulunan Ertuğrul Mavioğlu ve Çayan Demirel ’in yönettiği PKK ’yı konu alan ‘Kuzey’ (Bakur) adlı belgeselinin festivaldeki gösterimi, Kültür Bakanlığı ’nın kayıt sicil belgesi istemesinin ardından iptal edildi. Bir araya gelen sinemacılar sansür olarak kabul ettikleri bu uygulamanın ardından Kültür Bakanlığı ’na festivallerde kayıt sicil belgesi isteyen bu uygulamanın değiştirilmesi için çağrıda bulundular. Bu çağrı kapsamında, iki gösterim ekiplerin kararıyla iptal edildi. İKSV ’den dün sabah gelen ilk açıklamada, “TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nden İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na gönderilen yazıyla ‘Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 15. maddesi uyarınca festivallerde gösterilecek Türkiye’de üretilen filmlerin kayıt tescil belgesi almış olması zorunluluğu hatırlatılmıştır” denildi.
Festival yasal mevzuat gereği, ‘ülke içinde üretilen filmlerin,kayıt ve tescil edilmiş olmak kaydıyla’ festivallere katılabildiğini hatırlattı ve Türkiye’de üretilip, kayıt tescil belgesi olmayan filmlerin gösterilmesi halinde hukuki yaptırım uygulanacağından bu filmlerin İstanbul Film Festivali kapsamında gösterilemeyeceğini belirtti. Dolayısıyla‘Kuzey’in dün 16.00’da yapılacak gösterimi iptal edildi. Filmin gösterim saati geldiğinde sinemacılar, festival ekibi ve sinemaseverler filme destek olmak için daha önce gösterimin yapılmasının planlandığı Atlas Sineması’ndaydı. Salonda bir açık oturum düzenlenerek filmin gösterilmeme nedenleri konuşuldu.
‘Çifte standart kalkmalı’
Festival direktörü Azize Tan geçen yıl da bütün filmler için kayıt tescil belgesinin istendiğini ancak sinema dünyasından gelen tepkinin ardından Kültür Bakanlığı’nın listeyle yetindiğini aktardı. Tan, “Yabancı filmlerden böyle bir belge istenmiyor. Bu çifte standardın kalkması gerekiyor. Konuyla ilgili Yapımcılar Birliği, Bakanlık’la görüşüyor. Tüm filmlerden bu belgeyi talep etmek zorundayım. Birlikte çözmemiz gerekiyor” dedi. Filmin her şeye rağmen gösterilmesi gerektiğini söyleyenler olduğunu belirten Tan, “Sadece cezai uygulama değil, müdahale olur, gösterim engellenirdi” dedi.
‘Kuzey / Bakur’ neyi anlatıyor?
‘Bakur’, basın bültenine göre izleyiciyi PKK’ya derinlemesine bir bakışa davet ediyor ve şu sorulara yanıt veriyor:“PKK’nin devlete, adalet ve otoriteye bakışı ne? Günümüze kadar 30 binden fazla mensubunu kaybetmiş olan PKK’nin halkla kurduğu ilişkinin temelleri neye dayanıyor? Kürt hareketi, yıllar içinde kadın hareketini temel alan bir özgürlük mücadelesine nasıl dönüştü ve gündelik hayat, 40 yıldır savaş koşullarında yaşayan gerilla, dört mevsim dağ koşullarıyla nasıl başa çıkıyor?”
İki ekipten gösterim iptali
19.00 seansında gösterilecek Emine Emel Balcı ’nın yönettiği ‘Nefesim Kesilene Kadar’ ve Hacı Orman ’ın yönettiği belgesel ‘Homo Politicus’un ekipleri filmlerinden önce sahne alarak bir metin okudular ve filmlerini göstermediler. Kültür Bakanlığı’na çağrıda bulunan metinde, “kayıt-tescil ve eser işletme belgelerinin bir sansür aracı olarak filmlerin gösterimlerini engellemek için dayatılmasına karşı çıkıyoruz” denildi. Sinemacılar ‘Bakur’ belgeselinin uğradığı sansür kaldırılıncaya dek filmlerini göstermeyeceklerini belirttiler. Festival direktörü Azize Tan da ekiplerin destek çağrısına katıldı.
Kimler imzaladı?
İmzaya açık metinde imzası bulunan isimler arasında Nuri Bilge Ceylan, Erden Kıral, Tülin Özen, Reis Çelik de bulunuyor. Metinde festivalde filmleri bulunan pek çok ekip imzacı. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde ulusal ve belgesel yarışma ekiplerinin birçoğunun bu ilk iki ekibinin kararına katılması bekleniyor. SİYAD, documentarist İstanbul Belgesel Günleri, Altyazı Sinema Dergisi ve Hangi İnsan Hakları Film Festivali, metini imzalayan kurumlar arasında. Bunun yanı sıra önümüzdeki günlerde ulusal ve belgesel yarışma ekiplerinin birçoğunun bu ilk iki ekibinin kararına katılması bekleniyor.
ERTUĞRUL MAVİOĞLU: Cezayı öderdik
Filmin yönetmenlerinden Ertuğrul Mavioğlu ise sansürle mücadelenin yasağı çiğneyerek yapılabileceğini belirterek filmin dün gösterim saatinde izleyiciyle buluşması gerektiğini düşündüğünü söyledi. Mavioğlu, “Cezası 110 bin lira. Onu öderdik, zengin olduğumuz için değil. Karşımıza çıkacağını bu yasakların, bildiğimiz için” dedi.
Kürt filmleri söz konusu olduğunda tozlu raflardan bu kanunların çıkarılarak uygulamaya konulduğunu söyleyen Mavioğlu, filmin ortak yönetmeni Çayan Demirel’in bu filmin çekimlerindeki stres nedeniyle yoğun bakıma kaldırıldığını hatırlatarak şöyle devam etti:
“Biz üstümüze düşeni yapıp filmi çektik. Çayan Demirel yoğun bakımda sessiz bir mücadele içinde. Demirden korksan trene binmesin, biz trene bindik.”
Salondaki pek çok kişi bu sözü alıp eser işletme belgesinin keyfi olarak uygulanmasını sansür olarak gördüklerini belirttiler.