26.06.2024 - 21:06 | Son Güncellenme:
Taha AYHAN- Celal ATALAY/ ANKARA (DHA)
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2023-2024 Akademik Yılı Mezuniyet törenine katıldı. Bakan Tunç, mezun olan öğrencilere hayırlı olsun temennisinde bulundu. Bakan Tunç, "Sizler hukuk fakültesini kazanmak ve hukuk fakültesini başarıyla tamamlamakla aynı zamanda çok büyük bir sorumluluğun da şu anda eşiğindesiniz. Hangi mesleğe sahip olursanız olun adaletin tecellisi noktasında gerek avukat, gerek hakim savcı, gerek noter, gerek yönetici olarak görev aldığınız mesleklerde adaletin tecellisi için çalışacaksınız, büyük bir değerin gerçekleşmesi için çalışacaksınız. İşte hep diyoruz; adalet mülkün temelidir. Mülkün temelini daha da tahkim etmek için devletin temelini daha da tahkim etmek için çalışacaksınız. Toplumsal barış ve huzurun teminatı olan adaletin tecellisi için çalışacaksınız. Devletin varlık sebebi olan adaleti gerçekleştirmek için o kürsülerde inşallah başarıyla görev yapacaksınız. Hakkı hak sahibine vermek için mücadele edeceksiniz. Her şeyi yerli yerine koymak için mücadele edeceksiniz. Hazreti Mevlana'nın 'adalet' tarifinde söylediği gibi; 'adalet her şeyi yerli yerine koymaktır' diyor Hazreti Mevlana. Dolayısıyla sizler genç hukukçularımız görev aldığınızda her şeyi yerli yerine koymak için mücadele edeceksiniz. Aynı zamanda sizler haksızın şirret çığlıkları arasında haklının sessizliğini duyabilmek için mücadele edeceksiniz. Ve bunu da başaracağınıza yürekten inanıyoruz" diye konuştu.
'ADALETİN TECELLİSİNİ ORTAYA ÇIKARMAK İÇİN KATKI SAĞLAYACAKSINIZ'
Adaletin tecellisi için hukuk devletinin şart olduğunu aktaran Bakan Tunç, "Hukuk devleti içinde bağımsız ve tarafsız yargı ön koşuldur. Bağımsız ve tarafsız yargı olmadan hukuk devletinin gerçekleşmesi mümkün değildir. Sizler bağımsız ve tarafsız yargıda hem avukat, hem hakim, hem savcı, kimimiz de akademisyen belki olacaksınız, kiminiz noter. Bu görevleri yaparken de inşallah yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğünü gerçekleştirme noktasında titiz bir çalışma göstereceksiniz. Yargının 3 sacayağından biri olan yargının kurucu unsurlarından biri olan serbest savunmayı temsil eden eğer avukatlık mesleğini tercih edecekseniz savunmayı güçlendirmek, haklıyı savunmak ve adaletin tecellisini ortaya çıkarmak için katkı sağlayacaksınız. Eğer aynı şekilde hakim ve savcılık mesleğini tercih edecekseniz de o zaman elbette ki avukatlıkta olduğu gibi yine adaletin tecellisini gerçekleştirirken, mecellede tarif edilen sıfatlar doğrultusunda görevinizi yapacağınıza yürekten inanıyoruz. Hikmet sahibi, bilge bir kişilik olarak hak ve adalet üzere hükmedebilecek hakim sıfatına sahip olacaksınız. Akıllı ve zeki kişiliklerinizle ferasetiniz açık olacak, fehim sıfatına sahip olacaksınız. Doğruluktan ayrılmayan kişiliklerinizle müstakim olacaksınız. Güvenilir kişiliklerinizle emin sıfatına sahip olacaksınız. Vakarlı ve saygın duruşlarınızla mekin, sağlam ve metanet sahibi oluşlarınızla da metin sıfatını taşıyacaksınız. Bu sıfatları burada 4 yıl boyunca eğitim görürken sadece hukuk eğitimi öğretimi değil aynı zamanda hocalarınız sizlere hukuk nosyonunu da vermeye çalıştılar ve bu sıfatlara ait birer hukukçu yetiştirmenin gayreti içerisinde oldular ve inşallah sizler de onların emeklerini zayi etmeyecek ve bu sıfatlara ait bir şekilde görevlerinizi en güzel şekilde yapacaksınız. Biz buna yürekten inanıyoruz" diye konuştu.
'9 BİN 349 OLAN HAKİM VE SAVCI SAYIMIZ BUGÜN 24 BİN 285'E ULAŞTI'
Ülkenin son 22 yılda insan merkezli politikalarla her alanda önemli reformlara ve önemli ilerlemelere sahne olduğunu kaydeden Bakan Tunç, "Kim ne derse desin her alanda insanı güçlendirmek için çalıştık. Eğitime önem verdik, sağlığa önem verdik. Sosyal politikalardan kültüre, adalete, güvenliğe varıncaya kadar her alanda büyük ilerlemeleri sağladık. Genç kardeşlerimiz geçmişte bugünü kıyaslama noktasında zorluk çekebilirler. Ama okuduklarında onlar da geçmişte bugünü kıyasladıklarında nereden nereye geldiğinizi görmek gayet açıktır. Ailelerimiz bunun oldukça farkındadır, biz buna inanıyoruz. Son 22 yılda adalet sistemimizin imkan ve şartlarını da geliştirdik, arttırdık. Bizim özellikle başladığımız ilk yıllarda duruşmaların yapıldığı o merdiven hatlarını hatırlayacak olursak köhne binalar, fiziki imkanların yetersiz olduğu, bilgisayarların teknolojinin olmadığı o günlerden, bugün adliye binalarımız adliyenin vakarına yakışır, teknolojiyle donatılmış bir şekilde yargı hizmetine sunuldu. 2002 yılında sadece 78 müstakil adliye binamız vardı. Ve onlar da fiziki olarak yetersiz binalardı. Bugün müstakil 367 adalet binamız var. Ve adaletin vakarına yakışır nitelikte yapılan binalarımız yargımızın hizmetinde. Tabii içerisindeki teknolojik imkanlar UYAP sisteminden e-duruşma sistemine varıncaya kadar teknolojinin bütün imkanlarını yargımızın hizmetine sunmanın gayreti içerisinde olduk olmaya da devam ediyoruz. 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımız bugün 24 bin 285'e ulaştı. Personel sayımızı da 52 binden 186 bine yükseltmiş buluyoruz" dedi.
'MİLLİ İRADENİN YANINDA DURAN, HESAP SORAN BİR YARGI SİSTEMİMİZ VAR'
Mevzuatın geliştirilmesi ve kanunların çağın ihtiyaçlarına, vatandaşların ihtiyaçlarına cevap verebilmesi adına önemli ilerlemeler sağladıklarını belirten Bakan Tunç, şunları söyledi:
"Temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz reformlarla hukuk devleti ilkesini güçlendirdik. Hak arama yollarını artırdık. Temel hak ve özgürlükleri alabildiğine genişlettik. Hak arama yolları bireysel başvuru hakkından bilgi edinme hakkına varıncaya kadar kişisel verilerin korunmasından özel hayatın korunmasından kamu denetçiliğine varıncaya kadar önemli reformları anayasal değişiklikleri milletimizin desteğiyle başardık. Kadın haklarından çocukların korunmasına varıncaya kadar önemli temel hak ve özgürlükleri anayasamıza yerleştirdik ve yine yapısal reformlarla demokrasimizin standartını yükselttik. Hukuk devleti ilçesini tahkim ettik. Yargı birliğini sağladık. Askeri yargı vardı, kaldırdık. Devlet güvenlik mahkemeleri vardı, kaldırdık. Milli Güvenlik Kurulu'nun yapısı demokratik hukuk devleti ilçesiyle bağdaşmıyordu. Yine Anayasa Mahkememizin yapısı, yine Hakimler Savcılar Kurulumuzun yapısı. Tüm bunları demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirerek, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını güçlendirdik. Ülkemizin demokratik standartlarını yukarıya taşıdık. Sıkıyönetim diye bir madde vardı anayasamızda, kaldırdık. 'Darbeciler yargılanamaz' diye bir madde vardı anayasamızda, sizlerin desteğiyle milletimizin desteğiyle bunları kaldırdık ve darbecilerin yargılanmasının yolunu açtık. Tarafsız ve bağımsız yargı bugün 28 Şubat darbecilerini de, 12 Eylül darbecilerinden de hesap sordu. 15 Temmuz o karanlık gecesini yaşatan FETÖ teröristleriyle ilgili olarak evlerinden o adliyelere koşarak yargılamaları soruşturmaları başlatan o darbeci teröristler hakkında yakalama ve gözaltı kararlarını veren bağımsız ve tarafsız yargımızdı. Geçmişte maalesef bugün yargıyı eleştirenler, bugün yargının tarafsız ve bağımsız olmadığı yönünde birkaç karardan yola çıkarak tüm yargı teşkilatını töhmet altında bırakmaya çalışanlara baktığımız zaman o geçmişte özellikle o günün ve bugün duayen gazeteci olarak köşelerinde ahkam kesen ve bazı televizyon kanallarında bir takım eleştirilerde bulunan o kişilerin geçmişte nasıl darbecilerin yanında olduğunu o darbecileri destekleyen yargı mensuplarının bugünkü yargıdan daha bağımsız ve tarafsız olduğu yönündeki açıklamalarını duyduğumuzdan evet onlara şunu diyoruz; bugün yargımız her zamankinden daha tarafsız ve bağımsızdır. Geçmişte 27 Mayıs’larda, 12 Eylül’lerde, 28 Şubat’larda darbecilerin vesayetçilerin yanında duran, onlara destek veren, darbecileri değil de darbe mağdurlarını yargılayan yargı yerine bugün milli iradenin yanında duran darbecileri yargılayan millet düşmanlarından hesap soran bir yargı sistemimiz var. İşte bir ilerinin de hazmedemediği maalesef budur."
'DÜNYADA DA HAKKI, HAKKANİYETİ, ADALETİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Bakan Tunç, "Hukukun ışığında yol almak, adaleti tahkim kılmaktır. Bu yalnızca mesleki sorumluluğumuz değil, inancımızın ahlak ve vicdanımızın da gereğidir. Asıl olan insanlara adaletle hizmet etmektir. Bir mağdurun, bir mazlumun haksızlığa uğramış bir kişinin eğer hakkını yerine getirebiliyorsanız işte onun duası en makbul şeydir. Ben sizlerin bu dualara nail olacağınıza yürekten inanıyorum. Ve dünyada da hakkı, hakkaniyeti, adaleti savunmaya devam edeceğiz. 9 aydan bu yana dünyanın gözü önünde bir soykırım işleniyor maalesef. Uluslararası kuruluşların uluslararası mahkemelerin etkisiz olduğunu bir kez daha görüyoruz. Maalesef 'insan hakları' diyen, 'kadın hakları' diyen, 'çocuk hakları' diyen o uluslararası kuruluşların Filistin'de kadınlar, Filistin'de çocuklar katledilirken nasıl bir çifte standart içerisinde olduğunu tüm açıklığıyla görüyoruz. Biz Türkiye olarak hakkaniyeti, adaleti savunmaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukuklarını savunmaya sonuna kadar devam edeceğiz. Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın uluslararası kuruluşların artık bir revizyona tabi tutulmasını dünyanın 5'ten büyük olduğunu hep ifade etmeye, dünyada da insan haklarını savunmaya inşallah devam edeceğiz ve genç hukukçularımızla bunu sürekli bundan sonra da devam ettirmenin gayreti içerisinde olacağız inşallah" ifadelerini kullandı.