10.03.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Aysel Bozan Yılmaz
Yağmur, kar, rüzgâr derken, bir kışı daha bitiriyoruz. İlkbaharın müjdecisi cemreler havaya, suya, toprağa düştü. Ve güneş yüzünü göstermeye başladı. Bütün kışı evde geçirenler, seyahat etmek, kendini doğaya bırakmak için sabırsızlanıyor. Peki, nereye gitmeli? Aslında liste çok uzun. Çünkü doğanın torpil geçtiği Türkiye, bu konuda en güzel hazinelere sahip.
Festivaller ilk adres
Doğanın uyanışı, pek çok bölgede festivallerle kutlanıyor. Seyahate çıkmak için bundan güzel bir bahane olamaz. Konserler, sokak şovları, söyleşiler, şehir turları, yarışmalar gibi etkinliklerle zenginleştirilen festivallere bireysel de katılabilir, seyahat acentalarının düzenlediği turları da tercih edebilirsiniz.
Tüm sokakları mis gibi portakal çiçeği kokusunun sardığı dönemde, 6 Nisan’da Adana Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı düzenlenecek. Urla Yarımadası’na özgü erkenci, yaprakları düz ve fazla sıkı olmayan ‘Sakız Enginar’ın mor çiçeklerini görmek için de 26-28 Nisan’da düzenlenecek Uluslararası Urla Enginar Festivali’ni beklemeniz gerekiyor.
Bu bereketli topraklarda otun da festivali var. Çeşme’de 5-7 Nisan’da, 10. Alaçatı Ot Festivali düzenlenecek. Hıdırellez ve Kakava Festivali için ise 5-6 Mayıs’ta adres Edirne. Tüm festivaller, eğlence garantili, doğa, tarih, lezzet dolu bir seyahat de ikramiyesi.
Seçenek çok, seçmek zor
Ağaçların ve denizin olduğu her yer baharda bambaşka güzel. İstanbul, her şeye rağmen hâlâ baharın en çok yakıştığı şehirlerden biri. Boğaz, tarihi yarımada ve Adalar başta olmak üzere, gezecek çok yer var. Trakya’da Kıyıköy, İğneada Longoz Ormanları, Uçmakdere, Kumbağ, Gelibolu başta olmak üzere gördüğünüzde yüreğinizin bir parçasını bırakacağınız onlarca adres var.
Antik şehirler diyarı
Buradan ilerlediğinizde, Çanakkale’nin hazineleri Gökçeada, Bozcaada, Assos ardından Balıkesir’e bağlanırken Kaz Dağları ve Ayvalık, Cunda. İzmir’e girdiğinizde ise Bergama sizi karşılıyor. Efes Antik Şehri başta olmak üzere tarihiyle büyüleyen İzmir, Dikili, Foça, Çeşme, Urla, Seferihisar gibi sahil yöreleriyle de zengin bir seçenek sunuyor.
Tarihin peşinden gitmek isteyenler için o kadar çok adres var ki hepsini saymak mümkün değil. Aydın, ilk akla gelenlerden. Didyma, Milet, Afrodisias, Prien başta olmak üzere 21 antik kent ve ören yeri, tarih tutkunlarını bekliyor. Pamukkale gibi ender güzelliğiyle ünü dünyaya yayılan Denizli’de ise 19 antik kent var. Yaz aylarının vazgeçilmezi Antalya, denizinin yanı sıra antik kentleriyle de ünlü. Side, Perge, Olympos, Patara, Letoon başta olmak üzere 10 antik kente ev sahipliği yapıyor.
Yine son yıllarda Salda Gölü ile yıldızı parlayan Burdur, içinde çok az kişinin bildiği bir güzeli, Sagalassos Antik Kenti’ni saklıyor.
Doğayla iç içe
Bolu, Sapanca, Amasra, doğanın canlanışını izlemek için ideal adresler. Her daim yeşil olan Karadeniz ise ıhlamur, kestane, gürgen ve kızılağaçlarıyla ziyaretçilerine ayrı bir görsel şölen sunuyor.
Havaların ısınmasını fırsat bilip Kapadokya’ya doğru da yola çıkabilirsiniz. Burayı görenler sonbaharda bir başka güzel oluyor diyor ama ilkbaharda da sizi şaşırtacaktır.
Doğu ve Güneydoğu için de bahar en ideal mevsim. Çünkü yaz aylarında bu bölge çok sıcak oluyor. Burada Mardin, Hatay, Batman, Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman illerini içine alan turlar size tarih dolu bir seyahat yaşatacak.
Tüm bu seçeneklerin dışında Kıbrıs’ı da baharda gidilecek yerler listesine almalısınız. Özellikle Girne, şehirden uzaklaşıp bir nefes alayım diyenlere ilaç gibi gelecek. Son yıllarda popüler olan gemi turlarıyla baharda Atina’nın yanı sıra Mikonos, Santorini, Rodos, Girit, Milos, Patmos’u içine alan Yunan Adaları’na bir kaçamak yapabilirsiniz. Birbirine yakın ama hepsi birbirinden farklı güzelliklere sahip bu adalarda baharı karşılamak, size karanlık ve soğuk kış günlerini bir anda unutturacak.
Karaderili’den turizmde yatırım atağı
Karaderili Şirketler Gurubu, ilk yatırım değeri 50 milyon dolar olan Terma City Oteli’nde 180 milyon dolarlık yatırımı bitirmek üzere. Aynı otele komşu araziyi de satın alarak bin 600 villa, alışveriş merkezleri, eğlence merkezi, sinema salonları yapmayı planlayan grup, Yalova’daki yatırım tutarını 500 milyon dolara çıkarmayı hedefliyor.
Kuşadası’ndaki tatil köyü tesisine komşu 20 dönümlük araziye de apart tesis kuracak grup, 2018’de yeni 15 milyon dolarlık projeye de başlamış oldu. Bodrum’daki tesislerinde de tevsii yatırımı kararı alan grup, 15 yıldır misafirlerine hizmet veren Akyarlar’daki 2 oteli olan Bodrum Mio Bianco Resort ve Bodrum Mio Mare’yi ilave bölümlerle birlikte oluşan kompleksin tamamını 5 yıldızlı statüye yükseltecek. Grup bu otellerin yenileme projesi için 10 milyon dolar bütçe ayırdı.
Yatırımlarla ilgili bilgi veren Karaderili şirketler Grubu CEO’su Tevfik Talas, “Ülkemize yatırım yapma hedefiyle ilerliyoruz. Hem ekonominin çarklarının dönmesi hem de Türkiye’nin rakiplerine ‘güçlüyüz, yıkılmayız’ mesajı vermek için yatırımlarımızı artırma kararı aldık. Bu yatırımların da geri dönüşü çok hızlı olacak. Çünkü gerçekten Türk ekonomisi çok canlı ve güçlü” dedi. Sadece Yalova Terma City’de 1500 kişiye iş imkânı sunduklarını, yatırımın büyümesiyle buna 1500 kişi daha ilave edeceklerini kaydeden Talas, “Tavsiyemiz yatırımlarını askıya alan iş adamları asıl bugünlerde çalışmalarına hız vermeli” dedi. Yalova Terma City’nin dünyanın da çekim merkezi olacağını belirten Talas, Avrupa’da olmayan 5000 metrekare sağlık, spa&kür merkezi, termal havuzu, 21 kral dairesi, 3 bin 500 kişinin katılabileceği konferans salonuyla sağlık ve iş turizminin lideri olmayı hedeflediklerini söyledi.
Ege’nin saklı köyleri
Jolly Tur, seyahat severleri, Ege bölgesinin saklı kalmış köylerini keşfetmeye davet ediyor. Turun ilk rotası, koruma altına alınarak SİT alanı ilan edilen ve kültürel zenginlikleriyle adeta bir açık hava müzesi olan Birgi Köyü. Ardından Tire’de bölgeye has el sanatları ürünleri görülecek ve Kent Tarihi Müzesi ziyaret edilecek.
İkinci gün rota, Türkiye’de “Sakin Şehir” felsefesine bağlı olan 15 bölgeden biri olan Sığacık’a çevrilecek. 1522’de Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle yapılan kalesi, masmavi deniziyle yıl boyu ziyaretçi ağırlayan bu bölgenin ardından eski Rum köylerinden biri olan Şirince’ye gidilerek, yerel lezzetler tadılacak.
Tekne turu da var
Fotoğraf çekmeyi sevenlerin rotalarına ekledikleri Aydın’ın üçüncü büyük ilçesi Söke’de ise taş evleri ve doğal güzellikleriyle öne çıkan Doğanbey Köyü’ne gidilecek.
Ramsar, Bern, Rio ve Barselona antlaşmaları doğrultusunda koruma altına alınan Büyük Menderes Deltası Milli Parkı bölgesinde Dilek Yarımadası tanıtım merkezine gidilecek. Bafa Gölü’nde verilecek fotoğraf molasında ise muhteşem anlar yakalanacak. Ölümsüz aşkların ve gladyatörlerin kenti olarak bilinen ve Geç Tunç Çağı’ndan günümüze kadar kesintisiz yerleşime sahne olan Stratonikeia Antik Kenti’nde, terk edilmiş bir köy ile antik şehir kalıntılarının iç içe geçtiği görülecek.
Birçok diziye de ev sahipliği yapan Muğla’da Bozüyük’te yöresel köy ürünleri tadılacak. Çaybükü köyünde ise “Ormancı” türküsünün çıkış yeri olan Belen kahvesinde içilecek çayların ardından en eski balıkçı kasabalarından Akyaka’ya varılacak ve Azmak Çayı tekne turu yapılacak. Sakar geçidinde verilecek fotoğraf molası sonrası keşif turu tamamlanacak. Her perşembe İstanbul ve Bursa çıkışlı tur, 666 TL’den başlayan fiyatlarla sunuluyor.