Gündem‘B.B. King’le sahnede olmayı isterdim’

‘B.B. King’le sahnede olmayı isterdim’

04.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Yaratıcılığı beslemenin yolunun sınırlar koymak olduğunu düşünüyorum. Bir çerçeveniz olduğunda içinde yapacaklarınız daha çok çeşitlenir.” Polonyalı bir savaş esiriyle Norveçli bir çiftçi kızının oğlu, hayatının ilk yedi yılını hiçbir ülkenin vatandaşı olmadan geçiren Jan Garbarek, bugün İskandinav cazının öncülerinden kabul ediliyor, her ne kadar kendisi bu sıfatı benimsemese de. Kendine has, keskin notalı çalış stiliyle tanınan, klasikten dünya müziğine uğramadığı tür kalmamış Norveçli saksofon virtüözüyle bu yıl ilk kez düzenlenen Zorlu PSM Caz Festivali’nde yarın vereceği konser öncesi konuşma fırsatı yakaladık.

‘B.B. King’le sahnede olmayı isterdim’

Garbarek, bugün caz türünde akla ilk gelen isimlerden olsa da müziğini caz olarak tanımlamayan biri. Bunun nedenini sorduğumuzda “Çok ciddi bir sebebi yok aslında ama benim için caz birçok kişinin düşündüğünden daha kısıtlı bir alan. Louis Armstrong cazdır, Duke Ellington, Ella Fitzgerald cazdır, belki Miles Davis’in yaptıklarının bir kısmına caz denebilir ama bir noktadan sonra başka şeyler ortaya çıkar. İnsanlar istedikleri ismi koymakta serbestler elbette, ancak bence caz 60’ların bir noktasında sona ermiş bir yaklaşım” cevabını alıyoruz.

Doğaçlama stili

Konserlerinde çok değişmeyen bir yapıyı benimseyen, önceden detaylandırılmış bir plana uygun doğaçlamalar yapan müzisyen, neden böyle bir çalışma tarzını tercih ediyor? “İyi belirlenmiş sınırların yaratıcılığı arttırdığını düşünüyorum, mutlak bir özgürlük ise azaltır. Bu 5 dakika içerisinde şu 3 notayı çalacaksın dendiği zaman, bu malzemeyle bir şeyler yaratmak çok daha mümkün bence. Sınırlar koymayı ve yapılar oluşturmayı, yaratıcılığı özgür bıraktığı için seviyorum. Bir tezat olduğunun farkındayım ama bu böyle.”

Garbarek’e “Birlikte sahne paylaşmayı, çalmayı düşündüğünüz en çılgın isim kimdir?” sorusunu sorduğumuzda, neredeyse hiç duraksamadan şu yanıtı veriyor: “Onu hiç canlı dinleyemedim, beraber çalamazdım da belki ama o çalarken sahnede olmayı çok isterdim. B.B. King. Muhtemelen birlikte çalamazdık çünkü başka dünyaların insanlarıydık ama o blues parçalarını kendine has, sihirli dokunuşuyla çalarken tüylerim diken diken onu izlemeyi isterdim.”