25.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Mert İnan - İstanbul’da müzeden camiye çevrildikten sonra tahribat görüntüleriyle gündeme gelen Ayasofya’dan yansıyan yeni görüntüler tepkilere neden oldu. Geçtiğimiz Nisan’da Ayasofya’nın İmparator Kapısı’ndan parça koparılarak yenildiği iddiasından sonra bu kez de, duvarları kazıyıp çıkan tozları poşete dolduran bir kişinin fotoğrafı sosyal medyada paylaşıldı. Tarihi yapıya yönelik hoyratlığa karşı tedbir alınmasını isteyen uzmanlar, Ayasofya’ya girişlere sınırlama getirilmesi gerektiğini vurguladı.
‘Korumamız lazım’
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın uhdesindeki tarihi ibadethanenin yönetimi Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bulunurken, son görüntülerin ardından konuştuğumuz Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi Üyesi, restorasyon uzmanı ve mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, son derece üzgün olduğunu belirterek şunları söyledi: “Ayasofya,arkeolojik park dediğimiz Sultanahmet bölgesi, Süleymaniye, Zeyrek ve surlar, Dünya Miras Listesi’ndeki en önemli değerlerimiz. Biz bu yapıların korunmasından sorumluyuz. Ayasofya’da yeterli kontrol ve güvenlik önlemleri yok mu? Ayasofya’ya belirli sayıda ziyaretçinin kontrollü alınması ve tarihi yapının korunmasına yönelik önlemlerin artırılması gerekiyor. İç avlu kısmının etrafı bant çekilerek bir kare şeklinde ibadet alanı olarak belirlenen kısım dışındaki yerlere ziyaretçi alınmamalı. Ayasofya’nın müze olarak kalması bu nedenle de çok önemliydi. Denetimsizlik ve özensizlik olduğu, vatandaşların da maalesef hoyratça davranış sergilediği anlaşılıyor.”
‘Bantlarla korunmalı’
İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Prof. Dr. Kemal Kutgün Eyüpgiller, Ayasofya’nın zarar görmemesi için sınırlı sayıda kişinin girişine izin verilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Ayasofya’da belli sayıda kişinin içeri alınması, içeri alınanlar dışarı çıktıktan sonra aynı oranda kişinin girişine izin verilmesi eserin korunması açısından önemli. Ayrıca ibadet edilen iç avlu kısmı da bant şeritle ayrılarak eserin duvar ve diğer kısımları korunmaya alınmalı. Belki de en makul olanı Ayasofya’nın müze olarak kalması, belli kısımlarının ibadethane olarak kullanıma açılmasıydı. Orta kısım dediğimiz alan dışındaki kısımlar mutlaka bantlarla korumaya alınmalı.”
‘Yaratıcıya şirk koşmaktır’
İlahiyatçı Prof. Dr. Saim Yeprem, Ayasofya’nın mabet olduğunu, ibadetlerin sadece Allah’a yapılacağını belirterek, “Bir mabetten parça kopartarak yemek, yüz sürmek, medet ummak dalalet değilse şirktir. Ortaya çıkan görüntülerin İslam diniyle alakası yoktur, olamaz da. Bu yapılan alenen batıldır. İnsanların Ayasofya’dan parça kopartması ahlaken de yanlıştır. Cehalet kaynaklı hurafelerden bıktık, usandık. Anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Bu davranışlar din adına yapılıyorsa yaratıcıya şirk koşmaktır. Ayasofya Camii mabettir. Kutsallığı söz konusu olmadığı gibi içinde ibadet edilen yerdir. İbadetler, yalnızca Allah’a yönelerek yapılır” dedi.