21.12.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
ÇİĞDEM YILMAZ İstanbul - Avcılık ve av ihalelerine yönelik tepkiler artarak sürüyor. Hayvanların avlanmasına karşı çıkanlar, avcılığın kesin olarak yasaklanmasını istese de avcılar aksini düşünüyor. Türkiye'de avlanılmasına izin verilen yaban hayvanlarının tür ve sayılarını Tarım ve Orman Bakanlığı belirliyor. Bakanlığa bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, avlanacak türleri ve avlanma sürelerini kamuoyuna duyuruyor. Belirlenen bu türlerin bazıları ücretsiz avlanırken, ücretli avlanacak türler içinse her yıl ihale yapılıyor. Bu hayvanlar, av turizmi altında acenteler aracılığıyla öldürülüyor. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen avcılar da, acentalara parasını ödeyerek yaban hayvanlarını vuruyor.
Kamuoyunun tepkisine neden olan bu uygulama, birçok savunmasız canlının katliyle sonuçlanıyor. Doğa ve Hayvan Hakları Aktivistleri de, avcılığın ve av turizminin yasaklanmasını istiyor. Ancak bugün görüşlerine yer verdiğimiz av savunucuları ise, silahlarıyla doğadaki dengeyi sağladıkları görüşünde.
'Popülasyonu bozuyor'
Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ndeki bir yetkiliye, yaban hayvanlarının neden avlandığını sorduk. "Bizler üreme yetisini yitirmiş yetişkin bireylerin avlanmasına izin veriyoruz ve bu hayvanlar için ihale açıyoruz. Çünkü yaşlı ve üreme yetisini kaybetmiş bireylerin alanda olması, diğer bireylerin üremesini de engelliyor. Yetişkin bireyler alandaki popülasyon dengesini bozuyor. Alanda hayvan popülasyonu kapasiteyi aşarsa da av izni veriliyor. Diyelim ki bir alanda en fazla 3 hayvan barınabilir. Ancak 5 tane var. İkisinin alandan çıkartılması şart. Yoksa alanda bulunan yiyecekte kalmaz. Böyle olunca bu kez hepsi ölecek. Dengeyi sağlamak gerekiyor" diyen yetkili, öldürülecek hayvan türleri ve sayılarına da bilimsel bir alt yapıyla karar verildiğini söyledi.
'Kota aşana ceza'
Altınova Avcılık Ve Atıcılık Spor Kulübü Derneği Başkanı avcı Salih Çamur da şunları anlattı: "Devlet bu işte para kazanıyor. Biz öldürmesek bile belli bir süre bu hayvanlar kendisi ölecek. Bir de avlanmak sadece Türkiye'de olan bir şey değil, dünyanın birçok yerinde avcılık var. Ekonomiye de katkısı çok fazla. Avcılık bir kültürdür, yaşam tarzıdır. Ancak Türkiye'de ne hikmetse hayvanı avlayınca katil muamelesi görüyorsun. Bizler devlet tarafından onaylanmış yasal avcılarız. Her yıl devlete avlanma bedeli ödüyoruz.
Avcılığın da belli kuralları var. Eline tüfeğini alana herkes 'Ben avcıyım' diyemez. Önce kursa gidip avcılık sertifikası alıyoruz ve tüfek için de adli sicil kaydı ve sağlık raporu. Bu belgeyi alırken de devlete para ödüyoruz. Ava çıkarken de kafamıza göre çıkmıyoruz. Belirlen bir kota var ve o kota doğrultusunda avımızı yapıyoruz. Diyelim ki X avlak yeri için size 6 kotalık kuş avlanacağı söylendiyse, 6 tane avlıyorsunuz. Gittiğiniz avlak bölgelerinde Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü personelleri de oluyor. Eğer kotadan fazla bir avlamışsanız ceza var. İki defa aynı suçtan ceza yemeniz durumunda da avcılık belgeniz iptal ediliyor.
‘İhaleyle alıyoruz’
Outdoor Travel sahibi Sırali Aydın: “Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü her yıl avlanacak hayvanlar için ihale açıyor. Bu ihaleye acenteler katılıyor. Diyelim ki, boyunlu bir tekeyi 30 bin TL’ye ihaleye açıyor. Acentelerden hangisi en fazla parayı verirse o tekeyi vurdurma hakkına sahip oluyor. Örneğin 40 bin TL’ye devlete verip, o tekeyi aldım. Tekeyi aldıktan sonra platformlarda bu tekeyi aldığımı duyuyorum ve ‘şu fiyata sana bu tekeyi vurdururum’ diyorum. Taleplerin çoğu yurtdışından geliyor. Av zengin insanların yaptığı bir şey. Yurtdışından av için geldikten sonra da devlet vurmak için belli bir süre tanıyor. Diyelim bir hayvan için belirlenen fiyat 70 bin TL ancak vurulmazsa 40 bin TL alıyoruz. Bu süre içerisinde avcıların yanında mutlaka bir tane mihmandar oluyor. Bu mihmandar da Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü personeli. Eğer yanlış bir hayvan vurulması durumunda da suçlu mihmandardır. Hem firma ağır ceza ödüyor hem de avcı ceza ödüyor.”
‘Sabıkası olan ruhsat alamaz’
Ordu Avcılık Yaban Hayatı ve Avcılar Federasyonu Karadeniz Bölge Başkanı Serhat Çelebioğlu: “Eğitimini verdiğiniz, eğitimle yaptırdığınız ve en ağır cezalara maruz bırakılan bir kitleye katil diyorsunuz. Ancak katil dediğiniz bu kitlenin hiçbirinin sabıkası yok. Vergi borcu ya da sabıkası olan tek bir kişi avcılık ruhsatı alamaz. Merkez Av Komisyonu her yıl toplanır. Her yıl sayım yapılır ve bu sayımlar sonucunda hangi türlerin fazlası avlatılır. Çünkü üreyen fazla bir tür diğer türün üzerinde baskı yapar ya da üremeyi durdurur. Ancak bunlar bilinmiyor. Bizim de en büyük sorunumuz kaçak avcılık. ‘Paramı yatırdım gidip şurada keçi ya da geyik avlayayım’ diye bir şey yok. Avcının yanında Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden görevli personel, mihmandar oluyor ve heyetle birlikte avlanıyor. Orada da erişkin dediğimiz birey avlanıyor. Yetişkin birey katımdan düşmüştür, çiftleşemez ve genç bireyleri yanına yaklaştırmaz, dövüşken ve hırslı olur. Genç bireyleri öldürecek kadar güçlüdür. Dolasıyla çiftleşmeyi, çoğalmayı engeller. Karaca, teke, geyik gibi türleri avlamak için daha çok yurtdışından geliyorlar ve ülke ekonomisine de ciddi katkıları var. Biz doğanın dengesini sağlıyoruz.”
YARIN: Doğa ve Hayvan Hakları Aktivistleri ne diyor? ‘Yaban hayatını yok ediyorlar’ ‘Avcılık ekosisteme zarar veriyor’