27.04.2018 - 16:36 | Son Güncellenme:
Moğolistan Orta Asya’nın kuzeyinde yer alıyor. Ülkenin etrafı kuzey tarafından SSCB, doğu, güney ve batı taraflarından ise Çin Halk Cumhuriyeti ile çevrili. Asya’nın altıncı büyük ülkesi olmasına karşın, bölgenin en az nüfuslu ülkeleri arasında yer almaktadır. Başkenti Ulan Bator’dur.
Uzun yıllar göçebe yaşam biçiminin egemen olduğu geri bir ülke olarak kalan Moğolistan, 20. yüzyılda çarpıcı bir gelişme göstererek her alanda oldukça ileri bir düzeye ulaşmıştır.
DOĞAL YAPI
Moğolistan’ın yaklaşık 6’da 5’i zengin çayırların kapladığı hafif dalgalı steplerden oluşur. Fiziksel özellikleri bakımından ülke üç ana coğrafi bölgeye ayrılır: Kuzey’de birer parmak gibi iç kesimlere doğru sokulan sıradağlar, bu dağların arasında yer alan havzalar ve güneyde uzanan dev plato ve çöl kuşağı. Jeolojik oluşum bakımından yakın dönemdeki yükselmelerle ortaya çıkan dağlar batıdan doğuya doğru üç ayrı kuşak olarak sıralanır. En yüksek ve en uzun kuşağı oluşturan buzullarla kaplı Altay Dağları, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda yaklaşık 1600 km boyunca uzanır. Moğolistan’ın en yüksek noktası Mönh Hayranı Dağı (4362 metre), Altay sisteminin başlıca kolu olan Moğol Altayları’nda yer alır. Dağların arasında ağızları genellikle birikintilerle tıkanmış çok sayıda havzaya rastlanır. Ülkenin kuzeybatısında Altay ve Hangay dağlarıyla Sovyet sınırındaki dağlar arasında sıkışmış olan ve Büyük Göller bölgesi olarak bilinen bir havza kompleksi yer alır. Bu bölgedeki göllerin sayısı 300’ü geçer. Bir başka havza kompleksi de Hangay Sıradağları’nın doğu yamaçlarıyla Hentiy dağlarının batı etekleri arasında yer alır. Moğolistan’ın güney kesimindeki verimli Orhon Irmağı havzası eski yerleşik kültürlerin beşiği olarak önem taşır. Daha kuzeyde Hangay sıradağlarının eteklerinde başlayan Horgo bölgesinde çok sayıda volkanik göl bulunur. Kuzey sınırı boyunca uzanan Hövsgöl bölgesi ise yeraltı sularının dev mağaralarıyla ünlüdür. Moğolistan’ın doğu kesimi tepelik steplerle kaplıdır. Yer yer rastlanan küçük masif kütlelerde sönmüş yanardağların konileri hemen göze çarpar. Dariganga yöresinde bu tür yanardağların sayısı 22’yi bulur. Güneyde ülke topraklarının yaklaşık üçte birini kaplayan yarı kurak Gobi Çölü genelde taşlık bir yapı gösterir; kumlu alanlar toplam yüzeyin ancak yüzde 3’ünü oluşturur. Gobi’nin ilginç yüzey şekilleri arasında dev bazalt sütunlar, Gov Gurvan Sayhan (Gobi’nin üç güzeli) olarak bilinen üç küçük dağ sırası ve kayalık uçurumların çevrelediği ünlü Kondorlar Vadisi sayılabilir. Sismik hareketlerin sık sık görüldüğü Moğolistan’da bazen çok şiddetli depremler de meydana gelir. Ama nüfus yoğunluğunun düşüklüğü nedeniyle depremlerin yol açtığı yıkım büyük boyutlara ulaşmaz. Orta Asya’nın en derin (238 metre) gölü olan Hövsgöl, aynı zamanda ülkenin en büyük tatlı su gölüdür. Hangay sıradağlarının batı yamaçlarındaki Bayan Gölü altın sarısı kumsalları ve zengin hayvan varlığıyla en güzel göllerden birisidir.
İKLİM
Moğolistan’da sık ve yaygın sıcaklık değişiminin yanı sıra sert bir kara iklimi hüküm sürer. Kışlar soğuk ve kuru, kısa süren yazlar ise sıcak geçer.
KÜLTÜREL YAŞAM
Moğolistan’ın kültürel dokusu yüzyılların birikimini yansıtan geleneksel değerler ile hızla gelişen çağdaş ögelerin bileşimine dayanır. Eski Moğol kültürünün en canlı örnekleri kahramanlık destanları, efsaneler, masallar, yurol (iyi dilek şiiri) ve magtaal (övgü şiiri) gibi geleneksel edebiyat türleriyle dildeki zengin deyimlerdir. Bu yapıtlara sinmiş olan ve Moğol kimliğini belirleyen yaşama bağlılık, mizaca ve ince şakalara düşkünlük gibi özellikler, kurnaz keşiş öykülerinde ve alaycı halk masalları kahramanı Dalan Huldalçı tipinde çok belirgindir. Hurçin denen halk ozanları sözlü anlatıların taşıyıcısı olarak büyük önem taşır. Moğolistan mutfağı çoğunlukla et yemeklerinden oluşur. Kısrak sütünden yapılan Kımız en ünlü içecektir.