27.03.2009 - 02:03 | Son Güncellenme:
TolgaŞardan
İddianamede, şüpheli konumundaki üst düzey komutanların daha görevdeyken Ergenekon üyesi oldukları iddia edilirken, şöyle denildi:
“Şüpheliler Mehmet Şener Eruygur, Ahmet Hurşit Tolon, Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur ve diğer askeri görevlerde bulunmuş kişilerin daha görevdeyken diğer şüpheliler gibi Ergenekon üyesi oldukları, emekli olduktan sonra da örgütsel irtibatlarını ve eylemlerini devam ettirdikleri, şüpheli Şener Eruygur’un emekli olmadan önce hükümeti devirmeye yönelik eylem ve fiilleri sırasında alınan örgütsel kararlar gereği, emekli olunca da aynı eylem ve fiillerini devam ettirmek için Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) başına geçirildiği, aynı fiillere iştirak eden şüpheli Ahmet Hurşit Tolon’un da Anadolu Uyanış Hareketi Platformu’nun başına geçirildiği.”
ATO imkânları kullanıldı
Savcılar, iddianamede, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı sanık Sinan Aydın Aygün’ün, ATO olanaklarını Ergenekon yapılanması için kullandığı iddia edildi. Bu bölümde “Şüpheli Sinan Aydın Aygün, başkanı olduğu ATO’nun tüm imkânlarını Ergenekon faaliyetlerinin kullanımına açtığı, bazı panel ve mitinglerin bizzat ATO sosyal tesislerinde yapıldığı, ayrıca şüpheli Aygün’ün, şüpheli Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur’la görevli olduğu zamanlarda görüşmeler yaptığı belirlenmiştir” denildi.
Askeri bilgisayarlar
Savcılar, 2. iddianamede, Ergenekon operasyonlarında ele geçirilen örgütsel dokümanlardan bazılarının askeri birimlerdeki bilgisayarlarda yazıldığını vurgulandı. Savcılar şu iddialarda bulundu:
“Ele geçirilen örgütsel dokümanların büyük bir kısmının, askeri kişilerin görev yaptıkları askeri kurumlara ait bilgisayarlarda yazılmış olmasına rağmen, Genelkurmay Başkanlığı askeri savcılığından gönderilen inceleme raporunda, birçok dijital verinin kayıtlarda bulunmadığı ve birçoğunun da Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait olmadığının belirtilmesinin, Ergenekon üyelerince büyük bir gizlilik içerisinde çalışmaların yapıldığı ve belgelerin hazırlandığını ve bu belgelerin resmi kayıtlara konulmadan örgütün üst düzey yönetici konumunda bulunan şüphelilere verildiği sonucunu ortaya çıkarmaktadır.”
İddianamede, sanık konumundaki emekli üst düzey askeri yetkililerin görevdeyken, bizzat Ergenekon yapılanmasının amaç ve faaliyetleri doğrultusunda yaptıkları illegal çalışmaları yine görev yaptıkları yerlerde ve birçok illegal faaliyetlerinde resmi yazışmada kullandıkları bilgisayar ve şablonlar üzerinden yazıp resmi arşivler yerine Ergenekon’un amaçları doğrultusunda oluşturulan “Özel İstihbarat Arşivi”ne attıkları kaydedildi.
İddianamede, zanlı Mustafa Özbek’in başkanlığını yaptığı Türk Metal Sendikası’nın Manisa Şube Başkanı Mehmet Ali Özaltın, emniyetteki ifadesinde çok ilginç bilgiler verdi. Sendikacı Özaltın, şöyle dedi:
Talimatlar Tolon’dan
“1993’den itibaren Türk Metal Sendikası’nın Manisa şube başkanlığını yapıyorum. Genel Başkanımız Mustafa Özbek’in talimatıyla Saruhanbey Federasyonu’nu kurdum. Bunun için 6 derneği bir araya getirdim.
İzmir’de yapılan Cumhuriyet mitinglerine destek olduk. Bursa’daki mitinge de genel merkezin talimatı ile zorunlu olarak katıldık. Bursa mitingine gittiğimizde tüm talimatları Hurşit Tolon‘dan aldık. Konuşmacıların sırasını bile Tolon belirledi.”
Savcılar, iddianamede bu bilgiyi yorumlarken, “Buradan da emekli Orgeneral şüpheli Ahmet Hurşit Tolon’un, Ergenekon terör örgütü adına hem sivil toplum kuruluşlarını hem de örgütün kontrolünde olan bazı sendikaların üye ve yöneticilerini yönlendirdiği gibi sonucuna ulaşılmıştır” görüşüne yer verdi.
Ersöz’ün adamı
İddianamede, sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün adamı olarak yakalanan Yüksel Dilsiz’in de faaliyetlerine yer verildi. İddianamede, Ersöz’ün, hırsızlıktan sabıkası bulunan Dilsiz’i birçok illegal işte kullandığı açıklandı. Dilsiz’in Ersöz’den aldığı talimatla kendisini sivil bir kişi olmasına karşın binbaşı olarak tanıttığı kaydedilen iddianamede, bağlantılara şu şekilde yer verildi:
“Şüpheli Yüksel Dilsiz, kendisinin sivil bir kişi olmasına rağmen Jandarma İstihbarat Başkanı olarak görev yapan şüpheli Levent Ersöz’ün kendisine “askeri rütbe” verdiğini ve kendisinin de bu rütbeyi birçok kişiyle görüşürken kullandığını, kendisini binbaşı olarak tanıttığını, bu yolla birçok milletvekilini fişleyip gizli görüntülerini yasadışı olarak kaydettiği beyanlarından anlaşılmıştır.”