Gündem‘Aşk, ya sizi satıyor ya size satıyor’

‘Aşk, ya sizi satıyor ya size satıyor’

06.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

‘Kocan Kadar Konuş’ serisi, ‘Süreya Kuaför Salonu’ ve ‘Çevrimdışı Aşk’ kitaplarıyla okurların dikkatini çeken Şebnem Burcuoğlu’nun yeni kitabı ‘Aşk Satar’ DEX Plus tarafından yayımlandı. Burcuoğlu ile yeni kitabını konuştuk

‘Aşk, ya sizi satıyor ya size satıyor’

Çağlar boyunca üzerine pek çok kitap yazılmış bir konu, aşk. Geçekten var mı, yoksa bizlere sadece filmleri ve kitapları satın almamız için sunulan bir “bahane” mi? “Kocan Kadar Konuş” serisiyle ve “Süreya Kuaför Salonu”, “Çevrimdışı Aşk” kitaplarıyla okuruyla buluyan Milliyet gazetesi yazarı Şebnem Burcuoğlu, bu soruların cevabını yeni yayımladığı “Aşk Satar” kitabındaki hikâyelerle anlatıyor. Biz de Şebnem Burcuoğlu ile aşk meselesi ve kitabı üzerine sohbet ettik...

Haberin Devamı

‘Formu değişti’

Sizce neden aşk bu kadar çok satıyor?

Çünkü aşk kelimesi bizi heyecanlandıran bir kelime. Bir şarkıda ve filmde aşk kelimesi geçtiğinde o şarkı dinlenir ve o filme gidilir. Bir kitapta da aşk olduğu zaman insanlar, “Bu sefer aşkı nasıl anlatmış?” diyerek okuyor. Ki aşk her zaman ana kahramanımızdır.

Moda deyiş “sex sells” şimdi “love sells” mi oldu?

Evet, artık “love sells” oldu. Çünkü aşk satıyor, ama iki anlamda da satıyor bize. Ya sizi satıyor ya size satıyor. Bir negatif ve bir pozitif anlamı var. Hep “Eskiden aşklar çok başkaydı” diyoruz. Eski şarkılarda ne güzel güllerle, sümbüllerle anlatılıyormuş aşk. Şimdi ne oldu? Biz niye bu hale geldik? Aslında o günleri olduğu gibi kabul etmemiz gerekiyor. Çünkü bugün sosyal medya gibi bir gerçek var. Artık odağımız değişti. “Biz”den “sen”e kayma oldu. Odağımız değişti. O zamanlar akıllı telefonlar ve sosyal medya yoktu. Şimdi var. O yüzden de aşk form değiştirdi. Ama o zaman da satıyordu, şimdi de satıyor.

Haberin Devamı

Çocuk da kariyerde...

Günümüzün modern ilişkileri sizce nasıl?

Modern ilişkilerde şu an önemli üç konu var: Birincisi kadın ve erkek rollerinin tamamen değişmiş olması. Eskiden bir avcı ve mağarada evini çekip veren iki kişi vardı. Şimdi günümüze baktığımızda ise erkekler gömleklerini çıkarttı. Üçüncü nesil kahveler işletmeye, startup’lar kurmaya; spora, kafelere gitmeye başladı. Böylece erkeklerin üzerine yapışan “Evi erkek geçindirir” gibi söylemler de yok oldu. Kadınlar da kariyer basamaklarını hızla çıkmaya başladı. Çocuk da yaptılar kariyer de. Bu roller değişti. Roller değişince bize yeni bir aşk tanımı gerekiyor.

‘Öncelik sensin’

Günümüzde artık “You Matter” sloganı var. “Öncelikli olan sensin”. Eskiden insanlar ev almak için para biriktirirdi. Ama şimdi istediğimiz yerlerde kiraya çıkıyoruz. Ardından orayı da değiştirip başka yere gidiyoruz. Para biriktirip tatile Kamboçya’ya gidiyoruz. Çünkü gündem o kadar hızlı değişiyor ki biz de etrafımızdakilerden geride kalmak istemiyoruz.

Önemli olan niyet...

Anı yaşıyoruz yani...

Haberin Devamı

Evet. Sonuçta içimizde bir heves var ve o hevesin altı hep korlanıp duruyor.

Az önce sıraladığınız önemli konuların üçüncüsü nedir?

Üçüncüsü ise sosyal medya. Çiftler, ellerindeki telefon aracılığıyla artık birbirlerini üçüncü, dördüncü kişiyle aldatabiliyor. Orada bir alternatif denizi var. Ama ben her zaman “Çok alternatif, hiç alternatiftir” derim.

Sosyal medyanın günümüz ilişkilerinde çok büyük bir yeri var... Sizce sosyal medyadan biriyle tanışıp mutlu olma ihtimalimiz var mı? Yoksa bu da bir illüzyon mu?

Açıkçası ben şuna inanıyorum: Nereden tanıştığından öte, sen hangi kafadasın? Eğer sen “Ben sosyal medyadan biriyle tanışayım. Olmazsa da olmaz. Diğerleri gibi gelip geçer” diye girersen bu işe, zaten olmaz. Ama yine bunu sosyal mecranın dışında da yaparsan olmaz ki... Burada niyetin önemli. Bu mecralar sadece bir aracı. Eskiden görücü usulü vardı. Araya komşular, Necla Teyze’ler giriyordu. Şimdi ise sosyal medya. Modern görücü usulü gibi bir şey oldu.

‘Mahalle delikanlısı da yazdım’

Haberin Devamı

Kitabınızda bir erkeğin gözünden yazılmış hikâyeleriniz de var. İlişkilere erkek gözüyle bakmak nasıldı?

Çok zevkli bir şeydi. Benim geçen yıl yayımladığım “Süreyya Kuaför Salonu” kitabımda da Cemal diye bir karakter vardı. Hayatımda ilk kez bir mahalle delikanlısı yazmıştım. İçimdeki maskülen kişiliği ortaya çıkaran bir karakterdi bu. Ve erkek bir karakteri yazarken gerçekten çok keyif aldım.

“Aşk Satar” kitabı için de bir film projesi var mı?

Şu anlık bir projemiz yok. Ancak “Aşk Satar”dan sanki bir film yerine bir mini dizi olabilir. İnternetten yayınlanan. Çünkü 16 farklı karakterin olduğu Instagram öyküleri kafasında bir şey bu kitabım. Bu yüzden yeni nesil, geleceğe daha farklı bir kafa varsa eğer onunla olabilecek bir iş.