GündemAsıl kayıp kendini kaybetmek

Asıl kayıp kendini kaybetmek

23.11.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Tiyatrocu Nilgün Yerli, ‘Yerli-Yersiz’ oyunuyla Mardin’den başladığı turnesini bu cuma günü İstanbul’da sonlandıracak. Yerli, “Ancak birbirimizin aynası olarak gerçekleri gösterebiliriz” diye konuştu

Asıl kayıp  kendini kaybetmek

Hollanda’da en etkili 50 Türk arasında gösterilen, Hollanda Kraliyet Tiyatrosu oyuncusu Nilgün Yerli kabare geleneğini günümüzde de sürdürmeye devam ediyor. Yerli, ekimde “Birbirimizi farkımızla sevelim” diyerek yola çıktığı ‘Yerli-Yersiz’ oyunuyla Mardin’den başladığı turnesini 27 Kasım Cuma günü Zorlu Center PSM Drama Sahnesi’nde sonlandıracak.

Haberin Devamı

-Türkiye’ye gelmek için neden bu kadar beklediniz?

- Hollanda’da annemi ve babamı 15 yaşında kaybettikten sonra, rahibelerin yanında okudum. Ekonomi okuduktan sonra hobi olarak tiyatroya başladım. Rahibelerin yanında “Dünya benim vatanım, insanlık benim ailem, sevgi benim dinim” demeyi öğrendim. O felsefeyle orada bir hayat kurmaya başladım. Kitaplar yazdım 7 kitap oldu, sanatımla meşguldüm. Türkiye’ye gelmek için zamanım da yoktu. Hollanda’da yılda 200 gösteri veriyordum, kalan 100 günde kitaplarımı yazıyordum, 65 gün de dinlendiğim günlerdi. Milliyetçi de değilim, Türkiye’ye çok gelirdim fakat burada da sanatımı yapayım diye bir iştahım yoktu çünkü zaten sanatımı yapıyordum. Üstelik ‘ön yargılar’ üzerine yapıyordum ve Türkiye’de ön yargılar yoktu. Öyle sanıyordum.

Haberin Devamı

-Son oyununuz ‘Yerli-Yersiz’le Türkiye turnesine çıkmanız nasıl gelişti?

- İstanbul’da 29 Nisan’da Zorlu’da sahneye çıktım. İstanbul’da ayakta alkışlanmak sanki bana “Türkiye’ye hoş geldin” der gibi bir duygu vardı. Daha sonra bir turne planı yaptık, Diyarbakır’dan başlayalım Karadeniz’e, Anadolu’ya geçelim dedik. Gün geldi çattı Eylül oldu çatışmalar başladı Diyarbakır, Suriye-Mardin. Gitmeyelim denildi falan ama her şeye rağmen gittik. Gittiğimiz gün Ankara’daki terör saldırısından dolayı ulusal yas ilan edilmişti, saygıdan dolayı gösteri yapmadık ama Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’na sığındık provamızı yapmaya çalıştık. Dışarıda kurşunlar uçuşuyordu ve ekibim Hollandalı, yarısı korkudan gelmedi diğer yarısı da korkmasın diye gök gürüldüyor diyorum. Neyse atlattık sonra Mardin’de başladık ilk gösteriye. Sonra tekrar Diyarbakır’a geldik ve kapalı gişe oynadık.

‘Farklarımızla sevelim’

-Oyununuzda neler anlatıyorsunuz?

- İnsanlar birbirini etkilemek için güzel sözler söylüyorlar. Fakat sahnede de oturup “Sevgi çok güzel bir şey, haydi birbirimizi sevelim” dediğin an antipatik geliyorsun. Bunu anlatıyor. Fakat sanatın en güzel gerçeği, gerçek olması. Gösterilerimin hepsinin ana teması, birbirimizi farkımızla sevelim. Çünkü şu anda bütün dünyada global bir şekilde bir korku var. Ve işte asıl kayıp orada. Sen her şeyini kaybedebilirsin ben 15 yaşımda annemi, babamı, yuvamı her şeyimi kaybetmiştim fakat ben vardım. Yani her şeyini kaybedebilirsin ama kendini kaybetme. Ve sen kendini kaybettiğin an asıl kayıp o. Bu mesajı çok küçük yaşta, 15 yaşında öğrendim. Ancak birbirimizin aynası olarak gerçekleri gösterebiliriz.