10.12.2018 - 09:35 | Son Güncellenme:
Asgari ücret zammı konusunda gözler Tespit komisyonundan çıkacak olan karara çevrildi. Asgari ücret zammına ilişkin ilk toplantı geçtiğimiz hafta gerçekleştirildi. Bu hafta ikinci kez toplanacak olan Asgari ücret tespit komisyonunda bu yıl ilk kez bir asgari ücretli çalışanda yer alıyor. 6 milyon çalışanı yakından ilgilendiren Asgari zammına ilişkin son kararın bu ayın sonuna doğru verilmesi bekleniyor. Peki Asgari Ücret Zammı ne kadar olacak?
Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplandı
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk: "Son derece demokratik ve şeffaf ortamda yürütülen komisyon toplantılarıyla işçi ve işverenlerimizin haklarını koruyarak, ülkemizin kalkınmasına katkı sunacak bir sonuca ulaşacağımıza inanıyorum" - "Asgari ücretin çalışma barışına olumlu katkıda bulunacak, ülkemizin koşullarına, işçilerimizin ve iş verenlerimizin taleplerine uygun bir seviyede tespit edilmesini temenni ediyorum"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, asgari ücret görüşmeleriyle ilgili, "Son derece demokratik ve şeffaf ortamda yürütülen komisyon toplantılarıyla işçi ve iş verenlerimizin haklarını koruyarak, ülkemizin kalkınmasına katkı sunacak bir sonuca ulaşacağımıza inanıyorum." dedi.
ASGARİ ÜCRET ZAM ORANI NE ZAMAN BELLİ OLACAK?
Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını 6 Aralık'ta gerçekleşti. Bu ay içerisinde gerçekleşecek toplantıların ardından milyonlarca çalışanı ilgilendiren asgari ücret zam oranı yıl sonunda açıklanacak.
Selçuk, Bakanlığının Reşat Moralı Salonu'nda düzenlenen Asgari Ücret Tespit Komisyonunun 2019'da geçerli olacak asgari ücreti belirleme kapsamındaki ilk toplantısının açılış konuşmasını yaptı. Toplantıların ülkeye hayırlar getirmesi temennisinde bulunan Selçuk, şunları kaydetti:
"Çalışma hayatının temel unsurlarından biri olan asgari ücretin tespiti konusunda tüm taraflar tekliflerini, görüş ve önerilerini açıkça sunma imkanı bulacak. Bugün masanın etrafından olan herkes aynı gemide yol aldığımızın bilincinde. İşçi olmadan iş verenin, iş veren olmadan işçinin var olması mümkün değil. Bu anlayışla sürdürülen üçlü diyalog mekanizması her zaman etkin bir şekilde işlemiştir ve işlemeye de devam edecek."
Ücretin en temel anlamıyla emeğin karşılığı olduğunu ifade eden Selçuk, "Asgari ücret çalışma hayatının ücret politikalarının da en alt sınırını ortaya koymakta. Bu yönüyle tüm çabamız, hepimizin ortak hedefi tüm sosyal tarafların görüşlerini ve taleplerini göz önünde bulundurarak işçi ve iş verenlerimizle birlikte sürdürülebilir kalkınmayı tesis edecek şekilde bu alt sınırı daha ideal bir noktaya getirebilmek." diye konuştu.
Selçuk, bu yıl içerisinde yaşanan spekülatif ataklarla ekonomiye dair olumsuz bir havanın oluşturulmaya çalışıldığına işaret ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde hükümetin sergilediği dik duruş ile aldığı önlemlerin kararlılıkla hayata geçirilmesi sonucunda, bu olumsuz havanın dağıldığının görüldüğünü söyledi.
"Her zaman çözümü sağlayan taraf olduk"
Bakan Selçuk, 2019 yılında da işçiler ve iş verenler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin desteğiyle birlikte daha güçlü ekonomik görünüme kavuşulacağına inandığına değinerek, şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da dile getirdiği gibi 2019'da en önemli önceliklerimizden biri istihdamı artırmak olacak. Bu çerçevede 2019'da istihdamı koruyacak ve daha da artıracak en önemli eylemlerden biri asgari ücretin hem hem çalışanlar hem de işverenler için ekonomik konjonktürle uyumla bir şekilde ve verimliliğe de katkı verecek bir şekilde tespit edilmesi olacak. Üretimde verimliliğin artırılması, çalışma barışının sürdürülmesi de kuşkusuz bu sosyal diyalogun güçlendirilmesine bağlı."
Bakanlık olarak temel görevlerinden birinin hem işçi hem de iş veren tarafından bakabilmek olduğunu vurgulayan Selçuk, "Ancak bu bakış açısıyla makul çözümlerin hayata geçirilmesi için gereken her türlü çaba ve gayreti ortaya koyabileceğimize inanıyorum. 16 yıl boyunca işçi ve işverenlerimizin haklarını gözeterek bu mevcut komisyon marifetiyle her zaman çözümü sağlayan taraf olduk. Bu anlamda işçilerimiz de iş verenlerimiz de müsterih olsunlar. Son derece demokratik ve şeffaf ortamda yürütülen komisyon toplantılarıyla işçi ve işverenlerimizin haklarını koruyup, ülkemizin kalkınmasına katkı sunacak bir sonucu ulaşacağımıza inanıyorum." dedi.
Selçuk, asgari ücretin önemli bir sosyal politika aracı olarak çalışanlara belirli bir ücret düzeyinde ödeme yapılmasını sağlayan bir uygulama olduğunun altını çizerek, "Elbette işçi ve iş verenler belirlenecek asgari ücretin üzerinde bir ücreti belirleme imkanına da sahip. Bu konuda uygulama geliştiren firmalarımız da var. En büyük temennimiz bu tür uygulamaların daha yaygın hale gelmesi yönünde." değerlendirmesinde bulundu.
"Tüm ülke ekonomisine de yön verecek"
Bekar ve çocuksuz bir işçi için mevcut asgari ücret net bin 603 lira 12 kuruş olduğunu anımsatan Selçuk, şöyle devam etti:
"Asgari ücretlilerin vergi dilimi nedeniyle meydana gelen düşüşü 7103 sayılı konunla önledik. Asgari geçim indirimine ayrıca ilave yaparak bu durumu düzelttik ve kalıcı hale getirdik. AK Parti'nin iktidara gelmeden önceki son asgari ücret 2002 temmuz ayına aitti. O dönemde 184 lira düzeyinde olan net asgari ücreti 2018'in ocak ayı itibarıyla bin 603 lira 12 kuruşa yükselttik. Bu demek oluyor ki net asgari ücreti nominal düzeyde yüzde 770, reel olarak ise yüzde 102,6 arttığını görmekteyiz. Asgari ücret özünde bir sosyal koruma ücreti olmasına rağmen, ihbar ve kıdem tazminatı, prim, vergi ve idari para cezaları, işsizlik ödeneği, evde bakım ücreti ve asgari geçim indirimi gibi pek çok kalemi de etkilemekte. Dolayısıyla komisyonumuzun bu ay tespit edeceği asgari ücret, istihdama, üretim-tüketim dengesine, yatırımlara, rekabete yani bir bütün olarak tüm ülke ekonomisine de yön verecek."
"Asgari ücretin çalışma barışına olumlu katkıda bulunacak, ülkemizin koşullarına, işçilerimizin ve iş verenlerimizin taleplerine uygun bir seviyede tespit edilmesini temenni ediyorum." ifadesini kullanan Selçuk, sözlerini "Komisyon boyunca çalışanlarımızın, işverenlerimizin, tüm sosyal taraflarımızın ve devletimizin hassasiyetlerinin gözetileceğine canı gönülde inanıyorum. Bu çalışmalar sonunda bir araya geleceğimiz son toplantımızda tüm kesimlerin uzlaştığı ve memnun olduğu bir rakamı açıklayacağımızı da umuyorum." diye tamamladı.
Türk-İş GenelEğitim Sekreteri Nazmi Irgat: "Öncelikle gözetilmesi gereken, çalışanların geçim şartlarıdır, asgari ücretli işçinin, ailesiyle karşı karşıya kaldığı ekonomik ve mali şartları iyileştirecek düzenlemeler için adım atılmasıdır, şimdiye kadar asgari ücret belirlemelerinde sürdürülen kısır döngüyü kıracak bir yaklaşımın gösterilmesidir" - "Komisyon çalışmalarında belirleyici olan, hükümetin yaklaşımıdır. Geçmiş kararlara bakıldığında, hükümetin ağırlıklı olarak işveren kesimiyle birlikte tutum aldığı görülmektedir.
İşçi kesimi olarak, alınan kararlara katılım sağlanacak bir noktaya ulaşamadık" - İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Komisyonda, işçi tarafını Türk-İş, işveren tarafını ise TİSK temsil ederken, işçi heyetinde Yalova Üniversitesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Gülden Görmez de yer aldı
Nazmi Irgat, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Reşat Moralı Salonu'nda düzenlenen Asgari Ücret Tespit Komisyonunun bu yılki ilk toplantısında, Komisyonun toplanma çağrısının geç yapıldığını söyledi.
Birçok ülkede bir yılda görülen enflasyonun 3-4 katının sadece bir ayda gerçekleştiğini belirten Irgat, "Yıllık enflasyon yüzde 25'i buldu. Sadece eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 6,30 oranında arttı. Ücretli çalışanların zaten yetersiz olan gelirleri enflasyon karşısında iyice eridi. Çalışanların geçim şartları katlanmaz boyutlara geldi." değerlendirmesinde bulundu.
Asgari ücretin bir an önce yeniden belirlenmesini talep ettiklerini ve çalışanların geçim mücadelesine can suyu verilmesini istediklerini anımsatan Irgat, şunları kaydetti:
"Bunun geçmişte örneği oldu. Ekonomik krizin yaşandığı 2001'de asgari ücret ocak ve temmuz ayları için tespit edilmişti. Ancak ülkede yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle yılbaşında belirlenen asgari ücretin satın alma gücü geriledi. Bakanlık tarafından komisyon yeniden toplantıya çağrıldı. Asgari ücret ağustos ayından geçerli olmak üzere yeniden belirlendi. Yılın sonunda da mutat toplantısı ayrıca yapıldı."
Bekar ve çocuksuz bir işçi için mevcut asgari ücretin net 1603 lira olduğunu anımsatan Irgat, şöyle konuştu:
"Bu tutarı, komisyonun işveren ve hükümet kesimi temsilcileri birlikte belirledi. İşçi kesimi olarak biz bu karara katılmadık. Gerekçesini ortaya koyduk. Asgari ücretin yetersizliği bugün herkes tarafından kabul edilmektedir. 'İşçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret' olarak tanımlanan asgari ücret, nihayetinde günlük 54 lira bile değildir. Asgari ücret belirlenirken işçilerin geçim şartları dikkate alınmamaktadır. Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca asgari ücret, pazarlık ücreti değil sosyal ücrettir. Ancak pazarlık konusu edilmektedir."
Asgari ücretlinin her ay eksik ücret aldığını ifade eden Irgat, yaşanan enflasyon nedeniyle de asgari ücretlinin satın alma gücünün her ay gerilediğine dikkati çekti.
"Fedakarlık işçilerden beklenmemelidir"
Irgat, asgari ücretin ülkede uygulanan ekonomik ve sosyal politikaların bir yansıması olduğunu dile getirerek, şu görüşleri paylaştı:
"Asgari ücret tespit edilirken aile dikkate alınmamaktadır, geçim şartları bir yana bırakılmaktadır. Asgari ücretli bir işçinin net ücreti vergi nedeniyle son aylarda eksilmektedir. Ailenin korunması esas olması gerekirken, evli ve 3 çocuklu bir asgari ücretlinin vergi kaybı giderilmemiştir. Yılbaşında aldığı net ücret yıl sonuna doğru azalmakta ve fakat bu kayıp sadece bekar bir işçinin asgari ücret seviyesine getirilmektedir. Ücretli kesimin işsizlik riskine karşı oluşturulan İşsizlik Sigortası Fonu, işveren kesimine sağlanan teşvik ve muafiyetlerin kaynağı haline getirilmiştir. Asgari ücretliden kesilen vergi kadar bir tutar, işverenlere sosyal güvenlik prim indirimi olarak verilmektedir."
Asgari ücretli çalışanların, aileleriyle birlikte insanca yaşamak istediğini ifade eden Irgat, şunları söyledi:
"Asgari ücretli, ülkede sağlanan büyümeden, ilerlemeden adil biçimde pay talep etmektedir. Geçim şartlarının iyileşmesini beklemektedir. Hayata karşı daha dayanıklı olmalarına imkan verecek bir asgari ücretin belirleneceği umudunu taşımaktadır. Türkiye, rekabet şartlarını düşük ücret politikasıyla sürdüren bir ülke olmamalıdır. İnsan odaklı politikaların uygulandığı ülkelerde asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte insan onuruna yakışır yaşam sürdürebilmesini sağlayan seviyededir. İnsanların çaresizliği ve işsizliği, asgari ücreti düşük belirlemenin gerekçesi yapılmamalıdır. Yokluk ve yoksulluk içinde insanlar, düşük bir ücretle çalışmak zorunda kalabilir. Sosyal devlete yakışan, buna izin vermemek ve gereken tedbirleri almaktır, yaşama ve çalışma şartlarını iyileştirmektir, çatışmalara yol açacak gelişmeleri önlemek ve daha fazla toplumsal bütünleşmeyi sağlamaktır. Asgari ücretle çalışanlardan yine fedakarlık bekleniyor ancak olağanüstü ekonomik koşullardan geçtiğimiz bugünlerde, fedakarlık işçilerden beklenmemelidir."
"Öncelikle gözetilmesi gereken çalışanların geçim şartları"
Asgari ücretle çalışan milyonlarca asgari ücretli işçiyle bunların ailelerinin, Asgari Ücret Tespit Komisyonundan çıkacak sonucu merakla beklediğini vurgulayan Irgat, konuşmasına şöyle devam etti:
"Öncelikle gözetilmesi gereken, çalışanların geçim şartlarıdır, asgari ücretli işçinin, ailesiyle karşı karşıya kaldığı ekonomik ve mali şartları iyileştirecek düzenlemeler için adım atılmasıdır, şimdiye kadar asgari ücret belirlemelerinde sürdürülen kısır döngüyü kıracak bir yaklaşımın gösterilmesidir. Asgari ücret konusundaki yaklaşımımızı, savunduğumuz ilkeleri her Komisyon toplantısında ifade ettik. Komisyon çalışmalarında belirleyici olan hükümetin yaklaşımıdır. Geçmiş kararlara bakıldığında, hükümetin ağırlıklı olarak işveren kesimiyle birlikte tutum aldığı görülmektedir. İşçi kesimi olarak alınan kararlara katılım sağlanacak bir noktaya ulaşamadık. Umut ederim ki beklentilere uygun bir asgari ücreti bu yıl tespit etme imkanı buluruz. İşçi kesimi olarak Komisyon çalışmalarına katkımız bu çerçeve içinde mümkün olacaktır. Yapılacak çalışmaların ülkeye ve taraflara yararlı olmasını ve olumlu sonuçlanmasını temenni ederiz."
İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Komisyonda, işçi tarafını Türk-İş, işveren tarafını ise TİSK temsil ederken, 5 kişilik Türk-İş heyetinde Yalova Üniversitesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan evli ve 2 çocuk annesi Gülden Görmez de yer aldı.