14.04.2023 - 01:12 | Son Güncellenme:
ELİF ER- Umutcan ÖREN/ ANKARA (DHA)
ABB'nin '4'üncü Yıl Projeleri Tanıtım Töreni', Atatürk Spor Salonu'nda CHP ve İYİ Parti'nin Ankara milletvekili adaylarının tanıtılmasıyla başladı. Törene CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve ABB Başkanı Mansur Yavaş'ın yanı sıra milletvekilleri, belediye başkanları, konuklar ve çok sayıda gazeteci katıldı. Tanıtım töreninin açılış konuşmasını gerçekleştiren Yavaş, "Başörtüsünü yasaklayacaklar, personeli işten çıkaracaklar' demişlerdi. Birileri daha da ileriye gidip 'başörtülüler sokaklarda yürüyemeyecek hale gelir' demişti. Ankara Büyükşehir Belediyesi 4 yılın sonunda 'Mutlu Şehirler Endeksi'nde bronz sertifika aldı; üniversite memnuniyet araştırmasında 9'uncu sıradan 2'nci sıraya yükseldi. Ne personel işten atıldı ne de kimse kimsenin kıyafetine karıştı. Tam aksine, insanları saçına, sakalına, başörtüsüne, kıyafetine göre ayıran zihniyet ortadan kalktı. Şimdi bunu tüm Türkiye'de yeniden yaymaya başladılar, aynı cümleleri yeniden söylüyorlar. Bizler, belediyelerimizde nasıl işini hakkıyla yapan personelimizi aile kabul ettiysek, 14 Mayıs'tan sonra da tüm Türkiye'de bir aile olacağız. Hem de askeri, polisi, işçisi, memuru zorla siyasi mitinglere gitmek zorunda kalmayacak, sadece işini yapacak. Bitmedi. Rant düzenleri bozulacak diye çekinenler, bizler için 'beceremez, yönetemez' demişlerdi. Biz ise şeffaflık uygulamalarımızla, dezavantajlı gruplara sahip çıkmamızla, halkın asli ihtiyaçlarına ve altyapı projelerine verdiğimiz önemle Dünya Belediye Başkanları Başkent Ödülü'nün sahibi olduk" dedi.
'YENİ AÇILAN KEÇİÖREN- AKM- KIZILAY METROSUNUN DA PARASINI ABB ÖDEYECEK'
Başkan Yavaş, yeni açılan 'Keçiören- AKM- Kızılay Metrosu'nun parasını Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ödeyeceğini söyleyerek, "Parayı veren biziz ama 'metro yapmadı' diye eleştirilen de biziz. Havaalanında metro olmayan tek Avrupa başkentinin yöneticisi olarak size açık çağrı yapıyorum. Projesi tamamlanmış olmasına rağmen 4 yıldır yatırım programına almadığınız havalimanı metrosunu verin bize. Biz yurt dışından kredi bulup 15-20 yılda geri ödeyecek şekilde derhal yapımına başlayalım, size teşekkür edip Ankara halkına armağan edelim" açıklamasında bulundu.
'NE MEKKE DÜŞTÜ NE KUDÜS ELDEN GİTTİ'
Yavaş, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
"Aynısını 2019 seçimlerinden önce de yapmışlardı. İstanbul kaybedilirse, Ankara kaybedilirse; 'Mekke düşer' dediler. 'Kudüs elden gider' dediler. 'Uçurumdan önceki son çıkış' dediler. 'Zillet bela, cumhur beka' dediler. Hatta daha da ileri gidip 'Mursi mi Sisi mi' dediler. Ama bizler seçimi kazandıktan sonra ne Mekke düştü ne Kudüs elden gitti. Ne uçuruma yuvarlandık ne de beka sorunumuz oldu. Kendisi de Mursi'den vazgeçip Sisi ile el sıkıştı. Bununla yetinmezlerse, kendilerinden yine bir TRT performansı ve mektuplar bekliyoruz. Bu ülkede 85 milyon vatandaşımız yaşıyor. Doğudaki vatandaşımızın sorunu da aynı, batıdaki vatandaşımızın da. Trabzon'un da sorunu aynı Manisa'nın da. Akdeniz'in sorunu da aynı Marmara'nın da. Türk milleti, tarihi boyunca tüm sorunları çözme iradesini her zaman göstermiştir. İşte şimdi, bu sorunları çözme zamanı gelmiştir. İnanıyorum ki ülkemizdeki işsizlik, kira ücretleri, enflasyon, pahalılık, yoksulluk, yolsuzluk, hukuk, liyakat ve israf sorunlarını 14 Mayıs'ta hep birlikte çözeceğiz."
'BİZİM ÇİZGİMİZ BELLİDİR, TEK İSTİSNAMIZ TERÖRDÜR'
"Bizim çizgimiz bellidir, tek istisnamız terördür" diyen Başkan Yavaş, "Bizler 61 milyon seçmenin tamamının oyuna talibiz. Bizler ne PKK'nın ne Kandil'in ne de herhangi bir terör örgütünün bu temiz amacımızı kirletmesine müsaade etmeyiz. Bizim mücadelemiz, ülkemizin bütünlüğüne ve demokrasimize kast eden herkese karşı verdiğimiz bir mücadeledir. Amacımız ülkemizin bütünlüğünü tehdit eden bu tahribatı durdurmak, hukuka dönüşün zeminini oluşturmak ve toplumsal bütünlüğü sağlamaktır. Biz gidersek 'Togg projesi yarım kalır', biz gidersek 'İHA'lar SİHA'lar üretilmez' diyorlar. Devletlerin güvenlik politikaları, milli politikalardır. Hangi hükümet gelirse gelsin milli politikalar devam eder. Şimdi soruyorum: Biz göreve gelirsek ülkeye mültecileri doldurup güvenlik sorunu mu oluşturacağız? Biz göreve gelirsek T.C. yazılarını devlet kurumlarından mı kaldıracağız? Bakın, Altılı Masa'daki partilerin hepsi belli. Bizim aramızda bölücü diye ifade edilen bir tek parti yok. Ama sizin kendi listelerinizde 'özerlik ve federasyon referandumu yapılmalı', 'Türk bayrağı ismi bana problemli geliyor', 'Türk milleti tanımı kaldırılmalı' diyen HÜDAPAR'lılar var. Buradan büyük Türk milletine sesleniyorum: Onlar bunları yaparken T.C. yazısını belediyelere biz geri getirmedik mi? Milli Bayramlarımızı hakkıyla biz kutlamadık mı? Ankara’da, İstanbul’da ve tüm belediyelerimizde şeffaf bir yönetime kavuşmadık mı?" dedi.
AKŞENER: 15 MAYIS SABAHI BAHAR GELECEK
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise sahneye çıkarak sinevizyonda dönen ABB'nin 4 yılda yaptığı projeleri gururlanarak izlediğini söyleyerek, "Yani sosyal belediyecilik neymiş? Hırsızlık yapmadan vatandaşa ulaşmak neymiş? Çalmadan, çırpmadan insanlara el uzatmak neymiş? Lütuf değil, hizmet etmek neymiş, adam, insan kayırmadan, ayıya dayıya ihtiyaç kalmadan her gence ulaşabilmek, her aç ve açıkta kalan aileye ulaşmak devletin borcudur. Ama bunu gözünün içine yani başkalarının gözüne göstere göstere alayıyla ve alayla yapmadan Sosyal belediyecilik neymiş? Gösteren hizmetlerini Mansur Bey'in ağzından ve buradaki projelerden izledik. Farkında mısınız? Bir taraftan eli kolu bağlanmış, bir taraftan milyarlarca lira borç ödemiş bir taraftan da inanılmaz projeler hayata geçirmiş. Bunun yanında bizatihi ben şahidim. Çünkü derin yoksulluk yaşıyoruz" diye konuştu.
Kocaeli Üniversitesi'nde İnkılap Tarihi dersleri anlattığını hatırlatan Akşener, konuşmasına şöyle devam etti:
"Cumhuriyet henüz kurulma aşamasındadır. İstiklal savaşı bitmiştir. Gazipaşa Anadolu'yu gezer. Adana'ya gelir. Adana'da istasyon caddesinde Vali Bey kendisini gezdirir. Yani yürüyerek giderler. Çok güzel evler görür. Sorar bu kimin, bu kimin, bu kimin? Diye. O zamanlar askerlik yapmayan gruplar vardır Türkiye'de. Dolayısıyla askere gitmeyip bedel ödeyen insanların evleridir. Yani savaş esnasında bile işini gücünü devam ettirmiş insanların evleridir. Sonra o yolun en sonunda yıkık dökük bir eve rastlarlar. Gazipaşa sorar. 'Bu ev kimin Vali Bey?' Vali biraz çekinir, biraz utanır. Der ki, Recep Çavuş'un paşam. Gazipaşa hem üzülür hem sinirlenir. Çağrın bana Recep Çavuş'u der. Recep Çavuş gelir. Bir kolu yoktur. Bir gözü de yoktur. Sütlüm büklüm gelir. Üstü başı eskidir. Gazipaşa'nın karşısında selam durur. Gazipaşa der ki, Atatürk şiddet bir sesle, hiddetli bir sesle ‘Recep Çavuş, Recep Çavuş bunlar bu evleri, bu mülkleri yaparken sen neredeydin? Recep Çavuş’ bunlar bu evleri, bu mülkleri yaparken sen neredeydin? Recep Çavuş, biraz daha eğilir der ki; ben seninle beraber Çanakkale'deydim paşam. Ben seninle beraber Sakarya'daydım paşam. İşte bugün burada Recep Çavuş'un torunları burada. Cumhuriyet ile kavga edenler, Atatürk'le kavga edenler, Recep Çavuş'un torunları 14 Mayıs'ta 13'üncü cumhurbaşkanını seçecekler inşallah. Haram yemeden hırsızlık yapmadan, adam kayırmadan Recep çavuşları yaşatarak, 15 Mayıs sabahı baharlar gelecek."
KILIÇDAROĞLU'NDAN GENÇLERE: ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERİN KADERİNİ BELİRLEYECEK OLAN SİZLERSİNİZ
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) '4'üncü Yıl Projeleri Tanıtım Töreni'nde yaptığı konuşmasına gençlere seslenerek başladı. Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki seçimlerin kaderini belirleyecek olan sizlersiniz. İlk kez sandığa gidip, ilk oyunu kullanacak olan 5 buçuk milyon genç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kaderini belirleyecek. Sizler Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i ileriye, çağdaşlığa taşıyacaksınız, size güvenimiz sonsuzdur. Sayın Genel Başkanlarım, değerli milletvekili arkadaşlarım, güzel Ankara'mızın çalışkan Büyükşehir Belediye Başkanı; dördüncü yılı bitirdiniz, hizmetlerinizi Ankaralılara sundunuz. Büyük bir keyifle ben ve arkadaşlarım ve diğer genel başkanlar sizin başarılı çalışmalarınızı izledik. Dolayısıyla herkesin huzurunda, en azından CHP Genel Başkanı olarak size teşekkür ediyorum. Başkan konuşurken şöyle bir cümle kurdu; 'Hesap vermeye geldik' dedi. Ne kadar özlemişiz değil mi? Toplanan her kuruşun hesabını milletine vermek ve o onuru yaşamak her demokraside olması gereken temel bir kural. O kadar yabancılaştık ki, birisi gelip de bizlere 'sizin paranızı şu şekilde şuralara harcadım, miktarı şuydu, ihaleleri şöyle yaptım ve kamuya açık yaptım, sonsuza kadar kalacak bunlar ve istediğiniz zaman izleyeceksiniz, kör kuruşu yanlış yere harcamadık' diye halkına hesap veriyor. İşte demokrasi budur, işte Türkiye'nin kurtuluş yolu da budur. Birlikte yapacağız. Bizim belediye başkanlarımız, yani Millet İttifakı'nın belediye başkanları yapmış oldukları bütün harcamaların hesabını veriyorlar. Dolayısıyla onların yaptıkları çalışmalar sadece Türkiye'de değil dünyanın pek çok ülkesinde yankılanıyor. Verdikleri mücadeleler, önlerine çıkartılan engeller, o engelleri aşmak için gösterdikleri çabalar; bunların tamamı her yerde konuşuluyor, her yerde dillendiriliyor" ifadelerini kullandı.
'O İZİN VERİLMEYEN BELGELERİN TAMAMINA 'CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI' OLARAK İMZA ATACAKSINIZ'
Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında, "Az önce başkan dedi ki, 'metroyu yapacağız izin vermiyorlar, siz yapın onu diyoruz onlar yapmıyorlar.' Sayın Başkanım, Allah nasip eder siz de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaksınız, o izin verilmeyen belgelerin tamamına 'Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı Yardımcısı' olarak imza atacaksınız" dedi.
'MİLLET İTTİFAKI'NIN İKİ KIRMIZI ÇİZGİZİ VARDIR; BİR VATAN, İKİ BAYRAK'
Millet İttifakı olarak kırmızı çizgilerinin vatan ve bayrak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Efendim işte bunlar geldiler, şöyledir, böyledir, terörle iltisaklı, şununla iş birliği, bununla iş birliği' Bir sürü laflar, bir sürü palavralar, bir sürü yalanlar söylüyorlar. Açık ve net söylüyorum, açık ve net; 'Millet İttifakı'nın iki kırmızı çizgisi vardır; bir vatan, iki bayrak. O kadar, nokta. Bir daha ifade edeyim, Mısır'daki sağır sultan da duysun, iki kırmızı çizgimiz var, bayrağımız ve vatanımız. Gözümüzü kırpmadan bayrağımızı indirmeyiz, vatanımızı terk etmeyiz, hiç kimse endişe etmesin. Dolayısıyla iktidar olduğumuzda göreceksiniz, nasıl bir Türkiye olduğunu göreceksiniz. Ayrılığın gayrılığın olmadığı bir Türkiye'yi, her evde huzurun olduğu bir Türkiye'yi, her evde bereketin olduğu bir Türkiye'yi. Bir mülteci kampı değil, onuruyla yükselen ve büyüyen bir Türkiye'yi göreceksiniz. Türkiye'yi mülteci kampına çevirdiler, göreceksiniz bunların tamamını düzelteceğiz. Beraber düzelteceğiz, birlikte düzelteceğiz, Millet İttifakı olarak düzelteceğiz" diye konuştu.
'KIŞIN SONU BAHARDIR, BAHARI GETİRECEĞİZ'
"Sadece ülkemizde değil dünyaya örnek olacak pek çok projenin altına imzamızı atacağız ve Türkiye’yi kendi bölgesinin en güçlü ülkesi haline getireceğiz" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Akdeniz Havzasını göreceksiniz, oranın nasıl bir üretim merkezi haline dönüştüğünü göreceksiniz. Katma değeri yüksek ürünlerin nasıl üretildiğini göreceksiniz. Bilginin, bilimin, kültürün nasıl büyüdüğünü göreceksiniz. Gerçekten de ülkemize baharı getireceğiz, baharı. 'Kışın sonu bahardır' diyor ozan. Kışın sonu bahardır, baharı getireceğiz. Ve baharı getirecek olan sizlersiniz sevgili gençler. Sakın ola ki, 'ya bu pazar işim vardı' demeyin, '14 Mayıs'ta tatile gideceğiz' demeyin. Sandığa gideceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız, sandığa sahip çıkacaksınız ve dünya siyasi tarihine çok önemli bir armağan bırakacaksınız. 'Otoriter bir yönetimi, demokratik yollarla biz Türkiye Cumhuriyeti'nin gençleri olarak değiştirdik' diyeceksiniz. Öyle 'efendim bunlar gelecek, yardımlar kesilecek' Başkan söyledi; hiçbir yardım kesilmedi, tam tersine yardımlar arttı. Ama bizim yardımlarımız onların yardımları gibi değil. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. İnsan onurunu koruyacaksınız. İnsanın yoksulluğunu afişe etmeyeceksiniz. İnsana insan olarak bakacaksınız ve insan olarak değer vereceksiniz; temel hedefimiz bu, bu amacı gerçekleştireceğiz. Hiç endişe etmeyin, bu güzel ülkemize baharı getireceğiz, güzellikleri getireceğiz, barışı huzuru getireceğiz, bereketi getireceğiz. Ve en önemlisi zenginliği getireceğiz, bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, bunun sözünü veriyoruz. Unutmayın; sizin hayalleriniz, benim hedefim olacaktır."