16.02.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Ural Akbulut
Kuyumcu aynı tablete, saflaştırdığı altını ikinci kez fırınlayarak ağırlığının değişip değişmediğine baktığını da yazmıştı. Günümüzde kimya laboratuvarlarında; fırınlanıp tartılan malzemeler, tekrar fırınlanıp tartılır ve bu işleme “sabit tartıma getirmek” denilir. Sümerler, sabit tartıma getirme tekniğini binlerce yıl önce bulmuştu.
Saflaştırma teknikleri
İlk insanlar altını metal külçeler halinde tesadüfen bulurdu. Sümerler ve Mısırlılar altının bulunduğu arazilerde madenciliği başlattı. Altın içerdiği bilinen kayalar, kölelere kırdırılır ve ardından toz hale getirilirdi. Toz haldeki karışım; tepsilere serilip üzerine su dökülünce, yoğunluğu altından düşük olan kaya tozları suyla sürüklenirdi.
Su, altın parçacıklarını sürükleyemediği için tablada kalan altın tozları toplanıp kavrularak saflaştırılırdı. Daha sonraları insanlar, derelerdeki kumlar arasında altın tozları olduğunu keşfetti. Dere kumu bir tabağa konulup suyun içinde dairesel hareketler yapılarak kumun suyla sürüklenmesi ve altın tozlarının tabağın tabanında toplanması sağlandı.
Bu teknik, Afrika’da ve daha sonra California’da altın bulununca orada da kullanıldı. Günümüzde altın cevheri toz hale getirildikten sonra yoğunluk farkı, flotasyon (yüzdürme), cıva amalgamasyonu veya siyanürle çözme(liç) gibi fiziksel veya kimyasal tekniklerle zenginleştirilir. En saf altın elektrolizle üretilir. Dünyada kullanımdaki altın miktarı 187 bin tondur ve yılda 3,1 bin ton metalik altın üretilir. Yıllık üretim; Çin’de 500 ton iken Avustralya’da 300, Rusya’da 250 ve Türkiye’de 30 ton civarındadır.
Sosyal medya fenomeni Aleyna Dalveren, geçtiğimiz akşam evlendi. Aşiret düğünü yapan ismin sosyal medya paylaşımları ağızları açık bıraktı. İbrahim Tatlıses ve Şafak Sezer de kilolarca altının yarıştığı düğüne katıldı.