07.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ
Bu yıl 77.’si verilen Altın Küre Ödülleri, önceki gece Los Angeles’ta düzenlenen bir törenle sahiplerini buldu. Dram dalında En İyi Film Ödülü’nü Sam Mendes’in yönettiği epik savaş filmi “1917” kazandı. Mendes’in imzasını taşıyan film, I. Dünya Savaşı sırasında iki İngiliz askerinin birçok askerin hayatını kurtaracak bir mesajı taşıma görevine odaklanıyor. Film, ayrıca Mendes’e En İyi Yönetmen Ödülü’nü de kazandırdı. Her yıl Hollywood Foreign Press Association (Hollywood Yabancı Basın Birliği) tarafından verilen ve Oscar’ın habercisi olarak kabul edilen Altın Küreler’de dikkat çeken diğer bir film, Quentin Tarantino’nun “Bir Zamanlar... Hollywood’da”ydı (Once Upon a Time ...in Hollywood). Film, En İyi Film (Müzikal - Komedi) Ödülü’nü kazanmanın yanı sıra Quentin Tarantino’ya En İyi Orijinal Senaryo Ödülü getirdi.
Irishman’e ödül yok
Ödülün sürprizlerinden biri Martin Scorsese’nin büyük takdir kazanan filmi “The Irishman”ın geceden ödülsüz ayrılması oldu. “1917”nin başarısı da sürpriz olarak nitelendirildi. Gecede beklenenden daha az ödül alan diğer bir film ise Noah Baumbach’ın “Marriage Story”siydi. Ana dallarda iddialı olan film, yalnızca Laura Dern’e sunulan En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’yle yetindi. “The Irishman” ve “Marriage Story”nin Altın Küre’de aradığını bulamamış olması, Netflix için de gecenin hayal kırıklığıyla neticelenmesine neden oldu.
Üç diziye ödül
Gecenin Onur Ödülü, Cecil B. DeMille Ödülü’nün bu yılki sahibi Tom Hanks’e takdim edildi. Törenin diğer bir Onur Ödülü olarak nitelendirilebilecek ve televizyon dünyasına büyük katkı sunan isimlere verilen Carol Burnett Ödülü ise Ellen DeGeneres’e sunuldu. Televizyon tarafında ön plana çıkan yapımlar ise “Succession”, “Chernobyl” ve “Fleabag” (Phoebe Waller-Bridge) olarak sıralandı. Her üç dizi de kendi dallarında En İyi Dizi Ödülü’nün sahibi olurken aynı zamanda oyunculuk dallarında da birer ödül aldı ve geceyi ikişer ödülle kapattı.
Crowe ve Blanchett’tan Avustralya mesajı
Fox News şefi Roger Ailesi’ni “The Loudest Voice in the Room” adlı dizide canlandırıp bu performansıyla ödüle uzanan Russell Crowe, konuşmasında Avustralya’da devam eden yangınlara yer verdi. Crowe, “Sakın yanılmayın. Avustralya’da gerçekleşen trajedi, iklim değişikliğiyle ilgili” dedi. Avustralyalı oyuncu Cate Blanchett de “Bir ülkede iklim değişikliğine bağlı bir felaket yaşadığında, tüm ülkeler iklim değişikliğine bağlı bir felaket yaşar” ifadelerini kullandı.
‘Gerçek dünya hakkında hiçbir fikriniz yok’
Altın Küre’yi dördüncü kez sunan Ricky Gervais, esprileriyle geceye damgasını vurdu. Lafını sakınmayan Gervais, konuşmasında ödül kazananlardan siyasi mesajlar vermemelerini istedi: “Çalıştığınız şirketlere bir bakın: Apple, Amazon, Disney. Bu yüzden, bu akşam bir ödül kazanırsanız, burayı siyasi bir konuşma yapmak için bir platform olarak kullanmayın, olur mu? Halka herhangi bir şey hakkında ders verecek bir konumda değilsiniz. Gerçek dünya hakkında hiçbir fikriniz yok. Çoğunuz okulda Greta Thunberg’den daha az zaman geçirdiniz. Eğer kazanırsanız, gelin, küçük ödülünüzü kabul edin, menajerinize ve tanrınıza teşekkür edin ve defolun gidin.”
‘Altyazıları aşın’
En İyi Yabancı Dilde Film dalında Güney Kore’ye ilk ödülünü “Parazit” getirdi. Filmin yönetmeni Bong Joon-ho’nun konuşması gecenin alkış alanları arasındaydı. Joon-ho ödülünü alırken, “Bir kez altyazıların birkaç santimlik engelini aştığınızda, birçok harika filmle tanışacaksınız” dedi.
İlk ödüllü Asyalı
“The Farewell” filmindeki rolüyle müzikal - komedi dalında En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanan Awkwafina, Altın Küre tarihinde bu ödülü kazanan ilk Asyalı oldu.