04.03.2008 - 00:46 | Son Güncellenme:
GökçerTahincioğlu
Danıştay 8. Daire, tarihi bir içtihat değişikliğine giderek, Alevi öğrencilerin zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden muaf tutulabileceklerine hükmetti. Kararda, okullarda İslam dini dersi verildiği, anayasanın ise din dersini değil, tüm inançların eşdeğer görüldüğü din kültürü dersini zorunlu tuttuğu vurgulandı. Karara, AİHM’nin aynı doğrultuda verdiği karar dayanak oluşturdu. Son dönemde Alevi açılımı söylemiyle dikkati çeken hükümetin müfredat değişikliği gerektiren AİHM kararına itiraz etmediği açığa çıktı. Karara göre, müfredat değişmedikçe, dava açan Alevi ailelerin çocukları derslerden muaf kalabilecek.
Yolu zengin açtı
Alevi Hasan Zengin’in, kızı E.Z.’nin zorunlu din derslerinden muaf tutulması için yaptığı başvuruyu 2001’de reddeden Danıştay, konunun AİHM’ye taşınması, AİHM’nin de talebi yerinde bulması üzerine içtihat değişikliğine gitti. İçtihat değişikliği, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne 2006’da başvuran Alevi vatandaşlar Ali Kenanoğlu ve Hatice Köse’nin davalarında gerçekleşti.
Çocuklarının zorunlu din dersinden muaf tutulması için İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuran Kenanoğlu ve Köse, taleplerinin yanıtsız bırakılarak reddedilmesi üzerine dava açtı. İstanbul 5. İdare Mahkemesi Kenanoğlu’nun başvurusunu haklı bulurken, 6. İdare Mahkemesi Köse’nin talebini reddetti.
Ortak gerekçe
Her iki dosya temyiz üzerine Danıştay’a geldi. Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Danıştay 8. Daire, Kenanoğlu hakkındaki kararı onarken, Köse hakkındaki kararı bozdu. Alevi öğrencilerin din derslerinden muaf tutulabileceklerine hükmeden daire, her iki dava için ortak gerekçe yazdı.
Kararda, Anayasa’nın 24, Milli Eğitim Kanunu’nun 12. maddesine göre, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin okutulmasının zorunlu olduğu vurgulandı.
‘Laik devletin dini olmaz’
Kararda, kapatılan Refah Partisi’nin 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı açtığı davada, Anayasa Mahkemesi’nin 1998’de verdiği karar anımsatıldı. Bu karara göre, laik devletin resmi dininin bulunamayacağı, belli bir dinin eğitiminin zorunlu olamayacağı, dinler hakkında ancak yansız din kültürü ve ahlak öğretimi yapılabileceği kaydedildi. Buna göre Anayasa’da din kültürü ve ahlak öğretiminin zorunlu tutulduğu, din eğitiminin ise kişilerin isteğine bırakıldığı vurgulandı.
Kararda, Alevi vatandaş Hasan Zengin’in kızı E.Z.’nin din derslerinden muaf tutulmasına yönelik başvurusunu 9 Ekim 2007’de haklı bulan AİHM’nin 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda okutulan din dersi kitaplarını incelediği anımsatıldı. AİHM’nin, inceleme sonunda, “derslerde, dinsel çeşitliliğin dikkate alınmadığı, özellikle nüfusta büyük yer tutan Alevi inancını taşıyan topluluğa inançlarının anlatılmadığı, sadece 9. sınıfta, bu inancın oluşmasında etkili iki şahsiyetin yaşamının anlatılmasının yeterli olmadığı” kararını verdiği ifade edildi. Kararda, belirli bir dinin anlatıldığı derslerin din kültürü ve ahlak bilgisi değil, din dersi olacağı, okullarda verilen derslerin sadece din dersi niteliği taşıdığı, bu nedenle kişiye ancak kendisinin ya da kanuni temsilcisinin izniyle verilebileceği, Alevi öğrencilerin bu dersten muaf tutulabilecekleri belirtildi.
AİHM’nin kararında, eğitimde çoğulculuğun, öğrencilerin dini konularla ilgili eleştirel bakış oluşturmalarını sağlayabileceğini belirttiği, Türkiye’nin ise din derslerinde tarafsızlık ve çoğulculuğu sağlamadığı, ebeveynlerin inançlarına saygılı bir yöntem sunmadığı sonucuna vardığı kaydedildi.
İtiraz edilmemiş
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Danıştay kararına dayanak oluşturan AİHM’nin 9 Ekim 2007 tarihli kararına itiraz etmediği, kararın 9 Ocak 2008’de kesinleştiği ortaya çıktı. Buna göre bakanlığın, AİHM’nin kararı doğrultusunda, din dersi müfredatında belirtilen kriterlere uygun değişiklikler yapması gerekiyor. Zengin, Kenanoğlu ve Köse’nin avukatları, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kazım Genç, “Danıştay da AİHM kararına uydu. Hükümet, AİHM ve Danıştay kararını uygulamazsa, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne hesap vermek zorunda kalır” dedi. Davacılardan Ali Kenanoğlu da “Tüm Alevi aileler ya da farklı inançlara sahip olanlar, bu kararı emsal gösterip dava açabilir” diye konuştu.
Fırat: Danıştay yetkisini aşıyor
AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Danıştay’ın aldığı kararla ilgili olarak, “Bence alınan karar yanlış, Danıştay yetkisini aşıyor” dedi. Anayasa’nın 24. maddesinde din ve ahlak dersinin mecburi olduğunun kaydedildiğini belirten Fırat, “Danıştay’ın anayasayı denetleme gibi bir yetkisi yok, ancak idari olarak bir karar alabilir” dedi.
Prof. Dr. Azrak: Müfredat değişmeli
Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülkü Azrak, ya müfredatın değişmesi ya da dava açanların derslerden muaf tutulması gerektiğini söyledi. Azrak, “Aslında müfredatın değiştirilmesi gerekiyor. Ancak yapmalarını beklemiyorum. Dava açan sayısı çok olursa değiştirmeye mecbur kalırlar” dedi.