12.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
İSTANBUL Milliyet
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 17 Aralık soruşturmasında usulsüzlükler yapmasına ilişkin, eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç hakkında iddianame tamamlandı. İddianamede Savcı Öz hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 72 yıla kadar hapis, Kara hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 62 yıla kadar hapis ve Yüzgeç hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 38 yıla kadar hapis cezası istendi.
Hazırlanan iddianamede aralarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu ile Beşir Atalay’ın bulunduğu isimler, müşteki olarak yer aldı.
‘Kadın ayarla, bilgi al’
Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan 557 sayfalık iddianamede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Pınarhisar Cezaevi’nde ziyaret eden Mahmut Çelik de müşteki sıfatı ile yer aldı. Çelik iddianameye geçen ifadesinde özetle şunları söyledi: “Yüksel Kocaman vasıtasıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan ile tanıştım. 2008 yılında Pınarhisar’daki çiftliğini satarak İstanbul Bahçelievler’de bir kuyumcu dükkanı açtım. 2011 yılı ocak aylarında da ben, kardeşlerim, eşimin de aralarında bulunduğu 30-40 kişi hakkında uyuşturucu ticareti gerekçesi ile operasyon yapıldı. Narkotik Şube Müdürü’nün odasına alındım. Narkotik şube müdürü, ‘Sen Efkan Ala, Mücahit Arslan, Mustafa Erdoğan ve Hasan Yeşildağ hakkında bize bilgi ver. Onlara kadın ayarla ve onların yaptıkları işlerle ilgili bize bilgi ver’ dediler. Ben de Efkan Ala’yı tanımadığımı, Mücahit Arslan ile bir iki defa görüştüğümü, Mustafa Erdoğan ile Hasan Yeşildağ’ı da tanımadığımı’ söyledim.
‘Tokat attı’
3. gün yine Başbakana sinkaflı küfür ettiler. İstihbaratçı polis de, ‘Bunların başına bak neler gelecek’ diye bağırdı. Bana da tokat vurdu. Bana, ‘Boşuna kendini de aileni de yakma adam gibi anlat, İstanbul da bir numara adam olursun’ dediler. “Daha sonra savcılığa çıkarıldık. Odada ayrıca savcı Zekeriya Öz, komiser H. ve Fikret Seçen’in katibesi vardı. Fikret Seçen bana, ‘Biz her konu da senin yanındayız, sen sadece bizim dediklerimiz yapacaksın’ dedi. Kabul etmeyince Seçen, ‘eğer kabul etmezsen 20 yıldan erken dışarıyı göremezsin, seni ve aileni yatırırım’ dedi. Kabul etmedim. Bunun üzerine Zekeriya Öz, ‘sen bunlara ne güveniyorsun. Ne babalar geldi buraya’ dedi. Fikret Seçen de senin koruduğun bu kişilerle birlikte F Tipi Cezaevinde birlikte yatarsın’ dedi. Cezaevine girdikten 6 ay sonra tekrar adliyeye götürüldüğünü anlatan Çelik, “Bana, Mustafa Erdoğan ve Hasan Yeşildağ cezaevine gelerek bana baskı yaptıkları için bu güne kadar konuşmadım şeklinde bize ifade ver’ dediler.
Karanlık odada soydular
Çelik, teklifi kabul etmeyince gardiyanlar tarafından karanlık bir odaya götürüldüğünü söyleyerek, “Soyun, sadece kilodun kalsın’ dediler. Beni iki sivil çok dövdü.
Bana bir evrak imzalattılar. Sonradan bunun gizli tanık olmak istediğim bir belge olduğunu öğrendim. Beni bu şekilde Başbakan ve çevresi aleyhine bilgi toplamak için kullanmaya çalıştılar.”
Şüpheliler Öz, Kara ve Yüzgeç’in Paralel Devlet Yapılanması’na mensup örgüt elemanlarının kümelendiği emniyet teşkilatının hiyerarşik yapısının dışında kaldıkları belirtilen iddianamede, “Anayasa ve kanunlar gereği kullanmaları gereken silah, cebir ve baskı unsurunu, eylemlerini meşru hale getiren gerekçeler dışında kullandıklarında, adi bir silahlı örgüte nazaran çok daha etkili bir terör örgütüne dönüşebilmektedirler. İddianamemize konu terör örgütü devletin sahibi olmaya teşebbüs etmiştir” denildi.
15 Temmuz’a atıf
İddianamede, “Şüpheli Öz, 2 Ağustos 2015 tarihinde attığı twette ‘Gezi olaylarında PKK müdahil olsaydı şu an hükümet edenlerin bu makamda oturma imkanları olmayacaktı’ içerikli paylaşımı ile hükümeti yıkma kastını ortaya koymuştur” denildi. 15 Temmuz darbe girişimine de atıf yapılan iddianamede, “15 Temmuz 2016 tarihinde Silahlı Kuvvetler içerisinde yapılanan FETÖ’ye mensup görevlilerin Türkiye’de yüzlerce insanı öldürüp, binlerce insanı yaralaması, Türkiye Cumhuriyet Hükümetini yıkma teşebbüsünde bulunması tüm halkımızın şahitliğince ispatlanmakla birlikte, sahip oldukları silahlı güce Anayasa’dan almayan hukuka aykırı bir yetkiye dayanmak suretiyle meydana getirdikleri oluşumla, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmişlerdir” denildi.
İşadamından mont ve gözlük istemiş
Fatih isimli gizli tanığın ifadesine yer verilen iddianamede, gizli tanığın Zekeriye Öz ile dinlenen işadamı Osman Ağca arasında geçtiği belirtilen konuşmaya yer verildi. Gizli tanık dinlenen iş adamı Osman Ağca ile telefonla görüşen Zekeriya Öz’ün Ağca’dan spor mont istediğini, parasını da Ağca ile ödettiğini belirtti. Öz’ün yine dinlemeye takılan bir başka konuşmasında Ağca’dan gözlük aldığı ve parasını da Ağca’nın şirketine ödettiği yönünde ifade veren gizli tanık, amirlerinin talimatı ile suç unsuru içeren bu konuşmayı tape yapmadıklarını, konuşmayı da sildiklerini söylediği belirtildi.
‘Kaçarken aynı kıyafetleri giydiler’
Zekeriya Öz, Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in, Gülen’in liderliğini yaptığı paralel devlet yapılanmasına yönelik hükümet politikasından duyulan rahatsızlık nedeniyle İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bir kısım polis memurlarıyla fikir birliği içerisinde hareket ederek, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırarak görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ettikleri anlatılan iddianamede, “Celal Kara ve Zekeriya Öz’ün Artvin ilinde bulunan sınır kapısından Gürcistan’a 25 dakika ara ile kaçışlarının sağlandığı, karşılayacak kişilerce tanınmalarını kolaylaştırmak için her ikisinin de aynı renk ve şekilde kıyafetler giydikleri, kendilerini karşılayan örgüt elemanlarının yardımı ile değişik devletler üzerinden Almanya’ya geçiş yaptıkları, halen yurt dışında bulundukları” belirtildi.
Erdoğan’ın telefon görüşmesi dosyada
İddianamede, şüpheli savcıların haklarında yasama dokunulmazlığı bulunduğu halde Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın 27 adet, AB Bakanı Egemen Bağış’ın 30 adet, İçişleri Bakanı Muammer Güler’in 42 adet, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın 77 adet, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 1 adet telefon görüşmesinin çözümünü yaptırarak soruşturma evrakına dahil ettikleri belirtildi. Öte yandan soruşturmada gözaltına alınan Salih Kaan Çağlayan, Barış Güler ve Mustafa Demir’in ifade vermek için ısrar ettikleri halde savcıların buna uymadığı belirtilerek, “Şüpheliler lehine delillerin toplanması yönünde bir çaba sarf edilmedi” denildi.
FETÖ ile Sarraf’ın bağının delili yok
Rıza Sarraf’ın ifadesi alınmadan tutuklandığı hatırlatılan iddianamede, “17 Aralık soruşturmasında soruşturulan Sarraf’ın yüksek meblağlar tutan ticari işlemler yaptığı, bu ticaretinin büyük bölümünü İran’a uygulanan ambargo nedeniyle İran ile yaptığı yadsınamaz. Ancak devletin dış ticaret politikaları doğrultusunda yapılan bu ticareti yapan kişilerin gizli bir örgüt faaliyeti kapsamında çalıştıklarını iddia etmek mümkün değildir. Rıza Sarraf’ın ticari faaliyetlerini yürütürken, yukarıda unsurları sayılan bir örgüt oluşumu ile hareket ettiğine dair hiçbir delil bulunmamaktadır” denildi.