Gündem‘Afro-Türkler’ tanınmak istiyor

‘Afro-Türkler’ tanınmak istiyor

02.09.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Birleşik Arap Emirlikleri’nin saygın gazetesi The National Afro-Türklerin peşine düştü. Haberde haklarında çok az şey bilinen Afro-Türklerin kökenleri ve yaşamları araştırıldı

‘Afro-Türkler’ tanınmak istiyor

Gazeteye konuşan tarihçi Hakan Erdem’e göre, günümüzde Türkiye’de yaşayan Afro-Türkler’i, 19’uncu yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu zamanında getirilen 10 bin siyahi köleden bugünkü Türkiye sınırlarında çalıştırılmaya başlayan 1000’inin torunları. Köleliğin sona ermesinin ardından bu kişilerin Ege ve Akdeniz’de yaşayanları kendi toplulukları içersinde evlilikler yaparken İstanbul gibi daha büyük şehirlerde yaşayanlar beyaz Türklerle evlendi. Bu evliliklerle bir kaç kuşak sonra siyahi Afro-Türklerin sayısı ‘görünürde’ azaldı. Bu nedenle bugün aslında Türkiye’de tam olarak kaç Afro-Türk yaşadığı bilinmiyor.

‘Çoğu kökenlerini bilmiyor’
Bugün Türkiye’de yaşayan siyahi Afro-Türklerin buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu söyleyen Erdem, “Beyaz bir çiftin birdenbire siyahi bir bebekleri doğabilir. Bu kişiler ailelerinin kökenini araştırdıklarında bir siyahi büyükanne ile karşılaşabilirler” diyor. Fakat atalarından uzaklaşan sadece beyaz Afro-Türkler değil. Siyahi Afro-Türklerin de büyük bir bölümü assimile olmuş. Çoğu kendini ‘Türk’ olarak tanımlarken dilini, geleneklerini ve hatta kökenlerini bilmiyor. Fakat Zalewski’ye göre ‘Türkiye farklılıkları ve geçmişi ile barışmaya başlayınca’ ülkedeki bir çok farklı etnik grup gibi Afro-Türkler de geçmişlerini araştırmaya başladılar.

Hikâyesini kitaplaştırmış
Bunlardan biri de 58 yaşındaki Mustafa Olpak. Kenyalı bir kölenin torunu olan Olpak, kendi köeknlerini araştırdı ve atalarının hikayesini 2005’te kitap haline getirdi. Olpak, Türklerin Afro-Türklerden habersiz olmasından şikayet ediyor. Afro-Türklerin Dana Bayramı için otobüslerle yola çıktıklarında polislerin kendilerini mülteciler zannederek durduğunu anlatan Olpak, “Fakat kimlik kontrolü yaptıklarında otobüsteki herkesin Ayşe, Fatma, Abdullah adındaki Türkler olduğunu gördüler” diyor. Zalewski, Afro-Türklerin ayrımcılık adına çok az sorun yaşadıklarını ama esas dertlerinin bilinmemek olduğunu yazıyor. Fakat Zalewski’nin görüştüğü Afro-Türkler, aslında tanınmamalarının nedeninin devlet politikaları değil kendi tercihleri olduğunun bir kanıtı... Alev Karakartal küçükken yemek masasına oturduklarında “Neden farklıyız” sorusuna babasının sinirlenerek, “Bunu unut. Biz Türk’üz, Müslüman’ız” diye cevap verdiğini söylüyor. Karakartal evlerinde geçmişlerine, atalarına ait hiçbir eşya, hatıra, fotoğraf olmadığını da sözlerine ekliyor. Zalewski, Afro-Türklerin neredeyse geçmişlerinden geriye sadece renklerinin kaldığını söylüyor. Hasköy’de yaşayan adını vermeyen Afro-Türk bir genç kadın Zalewski’ye, “Afro-Türk, Mafro-Türk. Biz Türk’üz, hepsi bu” diyor. Fakat sayıları az olmakla birlikte bu genç kadından farklı düşünenler de var. Mesela Kerem adlı Afro-Türk, zaman zaman ırkçılıkla karşılaştığını anlatarak “Ben Türk değilim çünkü insanlar beni Türk görmüyorlar” diyor.

‘Bir şey istemiyoruz’
Her ne kadar birçoğu Kerem gibi düşünmese de Afro-Türklerin, Türk hükümetinden bazı istekleri var. Karakartal bu isteklerini Zalewski’ye şöyle özetliyor: “Biz küçük bir topluluğuz. Devletten hiçbir şey istemiyoruz, ne toprak, ne özel uygulama. Biz sadece kim olduğumuzun ve nereden geldiğimizin tanınmasını istiyoruz.”