11.03.2020 - 15:45 | Son Güncellenme:
AA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, örgüt elebaşı Adnan Oktar ile 226 kişi hakkında, "çocukların cinsel istismarı", "cinsel saldırı", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "kişisel verilerin hukuka aykırı olarak elde edilmesi ve yayılması", "şantaj", "dolandırıcılık", "eğitim hakkının engellenmesi", "eziyet" ve örgütün 16 farklı faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan kamu davası açıldığı, yargılamanın İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ettiği belirtildi.
Ana davada çok sayıda kadına ve çocuğa karşı "cinsel saldırı" suçundan yargılanan Adnan Oktar'ın, ek iddianamede K.M.S'ye karşı "nitelikli cinsel saldırı" suçundan da cezalandırılması talep edildi.
İddianamede, örgütsel faaliyetleri nedeniyle aranan, Dubai'de sınır dışı edilmesinden sonra Türkiye'ye girişte yakalanan şüpheli Mustafa Kuşçu'nun da "nitelikli cinsel saldırı" suçundan cezalandırılması istenirken, Kuşçu'nun hukuki eğitimi olmamasına rağmen avukatlık bürosunda örgütsel saiklerle çalıştığı ve çalıştırıldığı, kuyumculuk işi yaptığı bahanesiyle silah aldığı ancak herhangi bir kuyumculuk dükkanının olmadığının tespit edildiği vurgulandı.
Şüphelilerden Hayri Muhammet Keş'in, örgüt mensubu şüpheli Fatih Menet'in evinde yakalandığı, yakalandıkları evde örgütsel dokümanlar ve örgüte karşı gerçekleştirilen operasyon neticesinde tutuklanan şüphelilerin ceza infaz kurumu koğuş listesinin ele geçirildiği belirtilen iddianamede, şüphelinin "örgüt üyeliği" suçundan cezalandırılması istendi
"TEHDİT, KİŞİSEL VERİLERİ HUKUKA AYKIRI VERME VEYA ELE GEÇİRME ..."
İddianamede ayrıca, ana dava dosyası için soruşturma aşamasında müşteki olarak ifade veren B.K'nin 3 Aralık 2019'da cep telefonundan arandığı, bir kadının kendisine tutuklu sanıklar Mustafa Işık ve olay tarihinde tutuklu olan Mehmet Murat Atmaca'dan selam getirdiğini ve bu sanıkların kendisiyle görüşmek istediği söylediğini, şikayetinden vazgeçilmesi için kendisine telkinde bulunulduğunu iddia edip şikayette bulunduğu anlatıldı.
B.K'yi arayan kişiyi bulmak için yoğun çalışmalarda bulunan polis ekipleri, aramanın Bağcılar Mahmutbey'deki bir sabit hattan yapıldığını belirleyerek, arama saati ve süresiyle kamera görüntülerindeki kişiye ulaştığı, yaptırılan teşhisin ardından da bu kişinin şüpheli Kübra Kartal olduğunun tespit edildiği ifade edilen iddianamede, Kartal ile Mustafa Işık'ın "suç örgütünün kullandığı korkutucu gücünden yararlanmak suretiyle tehdit" suçundan cezalandırılması istendi.
İddianamede, olay tarihi itibarıyla bir GSM şirketinin genel müdürlüğü bünyesindeki şirkette müşteri temsilcisi olarak görev yapan şüpheli Nilüfer Ayır'ın, örgüt mensubu Mehmet Alp Ünlü'ye, ana dosyanın müştekilerinden Özkan Mamati'nin, telefon faturalarını ödeyip ödemediği gibi özel bilgiler verdiğine değinilerek, bu kişinin "belli bir meslek sınıfının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" suçundan cezalandırılması talep edildi.
Şüphelilerden İpek Esra Uçar'ın, "örgüt üyeliği" suçundan uzun zamandır aranan Turgut Aksu'nun arkadaşı olduğu, arama yapmaya gelen polis ekiplerinin, Aksu'yu, Uçar'ın yatak odasındaki elbise dolabında saklanır halde bulduğu bilgisine yer verilen iddianamede, aynı zamanda Adnan Oktar kitapları satın aldığı, firari örgüt üyelerinden biriyle sosyal medyada yazışmalarının olduğu ve örgütsel paylaşımlar yaptığı tespit edilen şüpheli Uçar'ın "suç örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme" suçundan cezalandırılması istendi.
İddianamedeki diğer sanıkların ise, "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme veya yayma", "nitelikli cinsel istismar" ve "örgüt üyeliği" suçlarından değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.
İddianame, ana dava dosyasıyla birleştirilmesi talebiyle İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
ANA DAVADA YARGILAMA SÜRÜYOR
Adnan Oktar davası, uzun süredir Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısındaki salonda, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan sanıkların savunmalarının alınmasıyla sürüyor. Önceki gün yapılan duruşmada dinlenilen, itirafçı tutuksuz sanık Merve Bozyiğit, eski ifadesini reddederek emniyette istismar edildiğini ve baskıya uğradığını iddia etti.
Bu beyan üzerine mahkeme, sanığın emniyet ifadesini alan polis memuru ile avukatının tanık olarak dinlenilmesine karar verdi. Dün yapılan duruşmada dinlenilen tanıklar, Bozyiğit'in iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Bunun üzerine mahkeme heyeti, yalan beyanlarda bulunan sanık Bozyiğit'in, üzerine atılı suçlardan tutuklanması için hakkında yakalama emri çıkarılmasına hükmetti.