09.10.2019 - 10:03 | Son Güncellenme:
DHA
Olay, şubat ayında İnönü Caddesi'nde meydana geldi. Fen Bilimleri Temel Lisesi 4'üncü sınıf öğrencisi Soykan Özgizler, sürekli alkol alan babası Sertaç Özgizler ile bu nedenle tartışmaya başladı. Tartışma sırasında da alkollü olan baba Özgizler, mutfaktan aldığı bıçakla oğlunu kalbinden bıçakladı. Kanlar içinde kalan genç, can havliyle evden çıktı. Ancak koşarak indiği birinci katta yığılıp, kaldı. Bina sakinlerinin ihbarıyla gelen sağlık görevlileri, liseli gencin hayatını kaybettiğini belirledi. Gözaltına alındıktan sonra tutuklanan baba hakkında 'Çocuğunu kasten öldürmek' suçundan dava açıldı.
İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonunda mahkeme heyeti, sanığın oğluna yönelik eyleminin 'taksirle ölüme sebebiyet verme' niteliğinde olduğuna ve ölenin oğlu olması nedeniyle mağdur olduğuna kanaat getirerek, ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti. Mahkeme, babaya ruhsatsız bıçak taşıma ve bulundurma suçundan verilen 5 ay hapis ile 20 gün adli para cezasını da erteledi. Sanık tutuklu kaldığı süre göz önüne alınarak, tahliye edildi. Karara bir üye hakim, sanığın duruşmalarda çelişkili ifadeler verdiği gerekçesiyle karara muhalefet şerhi koydu.
'EVLADIM ÖLDÜRÜLDÜ, ASIL MAĞDUR BENİM'
Oğlunun ölümünü hala kabullenemediğini, mahkemenin verdiği kararla birlikte acısının daha da katlandığını belirten anne Sibel Dalgıç, dosyayı temyiz edeceklerini söyledi. Oğlunun öldürülmesine rağmen eski eşinin mağdur sıfatıyla serbest bırakılmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden anne Dalgıç, şunları söyledi:
"Soykan’ın babasından beş yıl önce alkolik olduğu için boşandım. Soykan babasında kalmayı tercih etti. Babası onu ekonomik gücüyle elde tuttu. Ben de söz hakkını Soykan’a verdim. Tercihini ondan yana kullandı. Soykan’ın babası alkolikti. Ama Soykan onu idare ediyordu. Çok olgun ve aklı başında bir çocuktu. Hiç kimse oğluna böyle bir şey yapmaz, yapamazdı. Ancak alkol babasına bunu yaptırdı. Ama çocuğuna bunu yapabileceğini asla düşünmezdim. Bu karara karşıyım. Ben bir hukukçu değilim. Avukat, hakim de değilim. Mahkemenin neye dayanarak böyle bir karar verdiğini anlayamıyorum. Bu karar kesinlikle yanlış. Sonuçta bir can alındı. Bunu yapan da babası. Burada mağdur olan sadece benim. Oğlumu saymıyorum bile çünkü o melek oldu. Oğlumun bana gelmesini bile istemiyordu. Soykan’a sürekli baskı yapıyordu. Oğlum bana geldiğini saklıyordu. Biz anne babalığımızı unutmadan aramızdaki ilişkiyi iyi düzenleyebilirdik. Ama o benim Soykan’ın annesi olduğumu unuttu. Beni rencide etti. Eğer mağdur olan babası olsaydı ben tüm vicdanımla söylerdim. Alkol aldığında kendisini bilmeyen, ne yaptığını bilmeyen ve ikinci bir kimliğe bürünen birisi mağdur olamaz."
'O SERBEST KALDI, BEN ESİR OLDUM'
Eski eşinin serbest bırakılmasıyla can güvenliğinin kalmadığını dile getiren Dalgıç, "O serbest kaldı ben eve mahkum kaldım. Benim hayatım karardı. Ben bunu hak görmüyorum. Kararı temyiz edeceğiz. Ben bir an önce yargının, hakimlerin, medya ve herkesin tepki göstermesini bekliyorum. Kararın tekrar incelenmesini istiyorum. Tekrar incelensin, böyle bir karar olamaz, olmamalı. Oğlum öldürenin ceza almasını istiyorum" dedi.