14.06.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
DEPREME NE KADAR HAZIRIZ? - 2 / ÖNAY YILMAZ
Depremden sonra vatandaşların nerede toplanacağı, nereye gideceği konusunda halkın bilgilendirilmemesi, uzmanlarca çok büyük bir eksiklik olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle de hiç kimse bir deprem sonrasında ne yapacağını bilmiyor. Ne Valilik, ne de İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu konuda şimdiye kadar halka bir açıklama yapmış değil. Oysa uzmanlara göre, bugüne kadar herkesin bir deprem sonrasında Japonya’da olduğu gibi nerede toplanacağı, ne yapacağı, hangi hizmetlerden yararlanacağının belirlenmesi gerekiyordu.
Bilim adamları Prof. Dr. Celal Şengör ile Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Biz bilmiyorsak vatandaş nereden bilecek” diyerek, bu konuda hiç kimsenin bilgisi olmadığını vurguladılar. Prof. Dr. Naci Görür de deprem sonrasına yönelik olarak afet ve toplanma alanlarının belirlenmesi gerektiğini söylerken, Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, deprem sonrasında insanların nerelerde toplanacağına dair acil eylem planı olmadığını, yasada da bu konuda bir açıklık bulunmadığını belirtti.
Uzmanlar bu hazırlıkları yetersiz bulurken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, 1999 depreminden sonraki 13 yıl içinde önemli adımlar attıklarını, afet sonrası yapılacak müdahaleler için gerekli hazırlıkların yapıldığını, eksikliklerin tamamlanmaya çalışıldığını belirttiler.
‘Kamu binaları yeniden yapılıyor’
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999’daki yıkıcı iki depremin ardından uluslararası afet politikalarını da dikkate alarak önemli mesafeler kat ettiklerini söyledi. Afetten sonra yapılan ve çok daha büyük harcama gerektiren iyileştirme ve yeniden yapım çalışmaları yerine afet gerçekleşmeden önce, muhtemel can ve mal kayıplarını en aza indirgeyecek bir yaklaşım benimsediklerini dile getiren Mutlu, “2006 yılında hayata geçirdiğimiz İSMEP yani İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi kapsamında İstanbul genelinde depreme karşı dayanıksız olan başta okul ve hastane olmak üzere kamu binalarını tespit ettik. Bunları yıkarak, yerine daha modern binalar inşa ediyoruz” dedi.
2 milyar 814 milyon TL kaynak
İSMEP Projesi finansmanı için Hazine Müsteşarlığı tarafından bugüne kadar yaklaşık 2 milyar 814 milyon liralık bir kaynak sağlandığını ifade eden Vali Mutlu, şöyle devam etti: “Bugüne kadar 1881 öncelikli kamu binası depremsellik analiz çalışmaları kapsamına alınmıştır; 663 kamu binası (503 kampüs) güçlendirilmiş; 103 kamu binası (98 kampüs) yıkılıp yeniden yapılmıştır. 119 binadaki çalışmalar ise devam etmektedir.”
Olası bir depreme yönelik hazırlık çalışmalarında geç kalınmadığını belirten Mutlu, “13 yıldan sonra bu proje çok önemli bir adım. Kampanyamızı büyüterek devam ediyoruz. 55 bin gönüllümüz var. Çok iyi eğitim almış güçlü bir kadroya sahibiz. Eğitim binalarımızda deprem konusunda herhangi bir risk yok. www.guvenliyasam.org adresinden veya 0212 455 56 00 numaralı iletişim hattından gönüllü kişiler eğitim için kayıt yaptırabilecek. Verilecek eğitimler sonunda isteyenler Güvenli Yaşam Gönüllüsü olacak. Tüm eğitimler ücretsiz olacak. Şu ana kadar İstanbul’da 55 bin Güvenli Yaşam Gönüllüsü var. Kampanya ile bu sayının daha da artırılması hedefleniyor” diye konuştu.
Ayrıca Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG) Destek Projesi ile öncelikli olarak, vatandaşların deprem bilincinin arttırılmasının amaçlandığını belirten yetkililer, “Bu proje ile toplam 86 mahallede, 3517 gönüllünün temel eğitimleri tamamlanmış ve her an hazır olabilecek ekipler oluşturulmuştur. Ayrıca, Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü marifetiyle yaklaşık 13.000 vatandaşımıza da eğitim verilmiştir. Mahalle sakinlerinin arama kurtarma faaliyetlerine etkin katılımını sağlamak maksadıyla kısa adı ‘AFİS’ olan, her mahalleye afet istasyonu projesi kapsamında içerisinde 38 farklı kalem olmak üzere 960 parça arama ve kurtarma ile ilkyardım malzemesi bulunan 500 adet konteynır (39 ilçede) belirlenen noktalara yerleştirildi.”
İGDAŞ’ta erken uyarı sistemi
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırmaları Enstitüsü, deprem erken uyarı sisteminin hazır olduğunu, İGDAŞ’da kurulduğunu, Marmaray projesi için çalışmaların devam ettiğini söylediler. Bu uyarı sistemi, depremin merkezin uzaklığına bağlı olarak 3-15 sn öncesinden sinyal göndererek kritik tesislerin faaliyetinin durdurulmasını sağlıyor.
İstanbul Valiliği, olası bir depremde görülebilecek zararı en aza indirmek ve bireysel olarak afetlere hazır olunması için “Harekete Geç” adı altında bir kampanya başlattı. Kamuoyunu eğitici film ve afişlerle desteklenen kampanya, yaklaşık 14 milyon vatandaşı depreme karşı bilinçlendirmeyi ve “Güvenli Yaşam Gönüllüsü” sayısını artırmayı hedefliyor. Kampanyada, “Harekete Geç Eğitim Al, Harekete Geç Gönüllü Ol, Harekete Geç Önlem Al” sloganları kullanılarak deprem gerçeğine dikkat çekiliyor.
DEPREMBİLİMCİ, CHP MİLLETVEKİLİ PROF. EYİDOĞAN:
‘Bütçede para var ama çalışmalar çok yavaş’
CHP İstanbul Milletvekili, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Üyesi, eski Deprem Konseyi Başkanı) Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, depreme hazırlık konusundaki eksiklikleri şöyle sıraladı:
l Yerel yönetimlerde mevcut imar planlarına resmen altlık olacak deprem tehlike değerleri, 1998’de yürürlülüğe giren Türkiye Deprem Bölgeleri haritasıyla belirlendi. Bu harita ülke genelinde planlama ve kararlar için kullanılabilir ancak ne yazık ki bu harita bilgileri yerel mühendislik uygulamalarında yöntem ve ayrıntı olarak yetersizdir. Bölge ve il ölçeğinde deprem tehlike ve risk haritaları yapılmalıdır. Bunlar yapılmamıştır.
- İzmir ve İstanbul için yapılmış ayrıntılı deprem tehlike ve risk haritaları vardır. İstanbul’un TEM Otoyolu güneyinde kalan alan için, günümüz bilimsel standartlarında hazırlanmış 1/2000 ölçekli deprem tehlike haritası ve çok ayrıntılı jeolojik, jeofizik ve jeoteknik etütler (zemin etüdleri) içeren “İstanbul Sismik Mikrobölgeleme” raporu vardır.
- 52 milyon lira harcanarak yapılan bu haritaların İstanbul İmar Planlarına altlık olarak kullanılması zorunluluğuna nedense karar verilememiştir. Bu değerli çalışmanın raflardan indirilip neden kullanılmadığı anlaşılmamaktadır. Bu rapor zaten İstanbul’un beklenen deprem tehlikesini zemin hareket büyüklüklerini, heyelan ve sıvılaşma durumunu, tsunami tehlikesini ayrıntıları ile ortaya koymaktadır. Umarım İBB tekrar milyonlarca dolar harcayıp İstanbul’un “sismik tehlike haritaları”nı yapılması işini uluslararası ihaleye çıkarmaz.
- İSMEP genel bir plan vizyonundan yoksun, katılımdan ve denetimden uzaktır. Bu proje çerçevesinde ağır/aksak yürütülen okul, hastane ve diğer kamu yapılarının güçlendirilmesi ve depreme hazırlanması çalışmaları hızlandırılmalı, İstanbul Nazım Planı gibi bir ana plana bağlanmalıdır.
- Bina deprem risk envanteri çok önemlidir ve kentsel dönüşüm uygulamalarından önce bitirilmelidir. Bildiğim kadarıyla İstanbul ve İzmir’de kısmen yapılıyor. İstanbul’da Dünya Bankası destekli İSMEP projesi çerçevesinde Bakırköy, Fatih, Güngören, Bahçelievler, Küçükçekmece, Zeytinburnu, Bayrampaşa ilçelerinde riskli bina incelemeleri yapıldı. Diğer ilçeler de sırada. Ancak bu çalışmalar ilgili bütçede yeterli para olmasına rağmen oldukça yavaş yapılıyor. Ayrıca bu incelemeler bina bazında çok detaylı değil, örnekleme usulü ve istatistiksel yapılıyor. Ancak “Afet Riski Altındaki Alanlarda Dönüşüm Yasası”nda tanımlanan “Riskli Yapı”nın belirlenmesi nasıl olacak, şu anda bilinmiyor.
- Kentsel dönüşüm faaliyetleri sırasında yüksek yapı sayısı artacak. Şu anda zaten mevcut yüksek yapılarla ilgili bir yönetmelik sorunumuz var. Özellikle son 10 yıldır başta İstanbul olmak üzere bir çok büyük kentimizde plansız, sayısı hızla artan betonarme gökdelen, plaza, rezidans, sözüm ona çağdaş yaşam merkezleri olarak adlandırılan yüksek binalar inşa edilmiştir ve hızlanarak devam etmektedir. 2007’de revize edilen Türkiye Deprem Yönetmeliği’nin depreme dayanıklılık tasarımı kuralları 60 metreye kadar olan binalar için geçerlidir. Daha yüksek binalar için yeniden düzenlenmesi ve özel tasarım kurallarının oluşturulması, acilen gereklidir. Depremleri ve kentsel dönüşümü tartışırken yüksek yapılar deprem yönetmeliği konusunun gündeme getirilmemesi ilginçtir. Özellikle 1999 depreminden sonra birçok kez hatırlatılmasına rağmen ülkemiz için yüksek betonarme bina yönetmeliği çıkarılamamıştır.
- Bölgelerde ve büyük kent içerisinde olağan ve afet durumunu kapsayacak şekilde gelişmiş ses, metin ve görüntü iletişimi yetenekli sayısal haberleşme merkezi tesis edilmelidir. Bu tesis emniyet, itfaiye, ambulans, sivil savunma ve ulaşım birimlerinin birlikteliğini en etkin sağlayacak biçimde tasarlanmalıdır. Bu konuyla ilgili olarak İstanbul İSMEP projesinde yeterli kaynak ayrılmasına rağmen bu birlikteliği sağlayacak kararlar alınamamış, tek numara haberleşmeye (112) geçilememiş, komuta kontrol binası bitirilememiştir.
Hizmet binaları güçlendirildi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, depreme hazırlık çalışmalarını başlıklar halinde şöyle özetledi:
- Belediyeye ait tüm itfaiye ve diğer hizmet binalarının güçlendirme çalışmaları tamamlandı.
- İBB-JICA işbirliğiyle kayıp tahmin çalışması tamamlandı.
- İstanbul Deprem Master Planı hazırlandı.
- Zeytinburnu, Fatih ve Küçükçekmece dönüşüm projeleri bitirildi.
- Kent jeolojisine yönelik haritalandırma çalışmalarının büyük kısmı bitirildi.
- Mikrobölgeleme rapor ve haritaların hazırlanması çalışmaları devam ediyor.
- Zeytinburnu, Fatih ve Küçükçekmece başta olmkak üzere belirlenen riskli ilçelerde bina tarama çalışmaları devam ediyor.
- Günde 100 bin kişilik yemek kapasitesine sahip olan Halkalı Lojistik Destek Merkezi 12 bin metrekarelik alana kuruldu. Anadolu yakasında da lojistik destek için Aydınlı depoları kuruldu.
- Kaymakamlıklar ve ilçe belediye başkanlıklarınca belirlenen geçici iskân bölgelerine altyapı tesisatı yapıldı ve afet anında kurulacak çadır kentlerde kullanılmak üzere gerekli malzemeler temin edildi.
- Ulaşım ve haberleşme için altyapı çalışmalarının çoğu tamamlandı.
‘İstanbul Deprem Master Planı uygulanmadı’
Türkiye Deprem Vakfı Başkanı Prof. Dr. Hasan Boduroğlu, 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinden sonra depreme nasıl hazırlanıldığı konusundaki sorularımızı yanıtladı.
Türkiye 1999 depreminden bu yana geçen 13 yıl içinde depreme nasıl hazırlandı?
- Bunlardan en önemlileri 2001 yılında çıkarılan yapı denetim kanunu. Bu kanun başlangıçta sadece Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Bursa, Çanakkale, Denizli, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova illerinde uygulandı. 2012 yılı başından beri tüm illerde kullanılması zorunlu hale geldi. Ayrıca Zorunlu Deprem Sigortası uygulaması kanun hükmünde kararname ile Kasım 1999’da yürürlüğe girdi. Mayıs 2014’de yasa haline getirildi. Bu yıl Yapı Denetimi Yönetmeliği de değişikliğe uğradı. 2004 yılında Deprem Şûrası toplandı. Ancak alınan kararların birçoğunda uygulamaya geçilmedi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı 2009 yılında kurularak dağınık olan afet ve acil durumla ilgili birimler tek bir çatı altında toplandı. Kurulan Deprem Danışma Kurulu’nun daha önce yapılmış çalışmalardan da yararlanarak Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2023 Bakanlar Kurulu Kararı olarak Ağustos 2011’de uygulamaya konuldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Deprem Master Planı’nı hazırlattı. Ancak uygulanmadı.
Türkiye Deprem Vakfı olarak siz bu süre sonunda depreme hazır olduğumuzu söyleyebilir misiniz? Gördüğünüz eksiklikler nelerdir?
- Son 60 yıl içinde 7 defa değişikliğe uğrayan deprem yönetmeliklerinin en sonuncusu 2007 Deprem Yönetmeliği’dir. Yapı stoğumuzun büyük bir bölümü 1975 Deprem Yönetmeliği’ne göre yapılmış betonarme yapılar. Bu istatistikler ruhsatlı yapılarla ilgilidir ve ruhsatsız yapılaşmanın hızla arttığı 1985 sonrası dönemde yapılanlar bu değerlendirmelerin dışındadır. 1975 Deprem Yönetmeliği’ne uygun olarak inşa edilmiş birçok yapı 1992 Erzincan, 1995 Dinar, 1998 Adana-Ceyhan ve 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinde hasar görmeden ayakta kalabilmişlerdir. Hasar nedeninin denetimsizlikten kaynaklandığı unutulmamalı. Denetimin önemi ilk defa 1953 yönetmeliğinde gözlenmektedir. Bu yönetmelikte zemin özelliklerine göre seçilecek katsayı için binayı projelendiren kişi ile denetleyen kişinin bu katsayıyı beraberce saptamaları hakkında bir hüküm vardır. Ancak denetleme düşüncesi zamanla yok olmuştur. En önemli hususlardan biri 1983’te çıkarılan İmar Affı yasasıdır. 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinde çöken binaların büyük bir çoğunluğunun imar affından yararlanan ve o sıralarda acele olarak binalara kat ilavesi yapılan konutlar olduğu hatırlanmalıdır.
Simav’da ve Fethiye’de artçı sarsıntılar
Kütahya’nın Simav ilçesinde dün saat 09.40’ta 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü ve Ulusal Deprem İzleme İstasyonu’ndan alınan bilgiye göre, merkez üssü Simav’a 26 kilometre uzaklıktaki İnlice köyü olan, yerin 5.1 kilometre derinliğinde 4.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 4.3’lük depremin ardından en büyüğü 3, en küçüğü 2.5 büyüklüğünde olan dört deprem daha kaydedildi. Simav Kaymakamı Yüksel Ünal, Simavlıları hasarlı binaların çevresinden uzak durmaları konusunda uyardı.
Fethiye’de 6.0 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntılar devam ederken, Ölüdeniz’de tatil yapan yerli ve yabancı turistler depreme aldırmayıp deniz keyfi yapıyor. Ölüdeniz açıklarında son 24 saatte en küçüğü 1,8, en büyüğü 4,5 olmak üzere 17 artçı deprem tespit edildi. İlçede gece saatlerinde 4,5 büyüklüğünde, dün de 11.59’da 4,4 büyüklüğünde 2 büyük artçı deprem kaydedildi.
Sıcaklığın gölgede 30 derece olarak ölçüldüğü beldede, tatilciler Belceğiz Plajı’na akın etti. Artçı sarsıntılara aldırmayan turistler, gün boyu deniz ve güneşin tadını çıkardı. Gökyüzünde paraşütçülerin oluşturduğu renk cümbüşü deprem korkusunu unutturdu. Dünyaca ünlü yamaç paraşütü atlayış noktaları arasında gösterilen Babadağ’ın 1900 metre yüksekliğindeki pistinden yamaç paraşütüyle atlayış yapan adrenalin tutkunları, Ölüdeniz’in eşsiz manzarasının tadını çıkardı.
DHA
YARIN
- KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI İÇİN NE DEDİLER?
- TOPLANMA ALANLARI VE ÇADIR BÖLGELERİNE NE OLDU? : - KENTSEL DÖNÜŞÜM YASASI İÇİN NE DEDİLER?
- TOPLANMA ALANLARI VE ÇADIR BÖLGELERİNE NE OLDU?