04.03.2023 - 11:50 | Son Güncellenme:
DHA-Genel - Türkiye-Hatay / Merkez - Gül KABA-Ömer HASAR-Murat KORKMAZ/HATAY (DHA)
Hatay'ın İskenderun ilçesinde 'kitap otağı' isimli dükkanı bulunan Aşir Alkaç. 30 yıldır sahaflık yapan Alkaç'ın dükkanı ilk depremde yerle bir oldu. 90 bina yakın eserin olduğu dükkanda 1800'lü, 1900'lü yıllardan kalma bazı kitapların ilk basımları bulunuyordu. Tüm birikimini kaybettiğini söyleyen Alkaç, "Victor Hugo'nun, Fransız yazar Honore de Balzac'ın kitaplarının ilk baskıları bizdeydi, Bağdatlı İbrahim Paşa'nın 2 ciltten oluşan ve Türkiye'de sadece iki kişide olan kitabı vardı. Ama şu anda hiçbiri yok, kurtaramadık, ne yapacağımı bilmiyorum" dedi.
1800'LÜ YILLARDAN KALMA KİTAPLAR VARDI
Yayınevi olarak da çalıştıklarını söyleyen Aşir Alkaç, “30 yıldır sahaflık yapıyoruz, 4 yıldır yayın evi olarak da çalışıyorduk. Bu zaman diliminde 140'a yakın kitap yayınladık. Telif olmayan kitap yoktu. Yurt içi ve yurt dışından pek çok yazar vardı. Hatta ilklere imza attık, görme engelli bir kızımızın kitabını çıkardık. İlkokul ikinci sınıf bir kızımızın kitabını çıkardık. 1800'lü yıllardan kalma kitaplarımız vardı. 1900'lü yıllardan bazı kitapların ilk basımları bizdeydi, hepsi enkazın altında kaldı. Örneğin Victor Hugo'nun, Fransız yazar Honore de Balzac'ın 1947'de İsviçre'de ilk basılan kitabı bizdeydi, Bağdatlı İbrahim Paşa'nın kitabı vardı. 2 ciltten oluşan kitap Türkiye'de sadece iki kişide vardı. Bu kadar kitabı bir daha toparlayamam bazı dostlarımız kitap yardımında bulunalım dediler ama ne kadar olur, olmaz bilemiyorum" ifadelerini kullandı.
"30 YILLIK EMEĞİM GİTTİ"
Çok farklı dillerde kitapların olduğunu aktaran Alkaç, “İskenderun'da sahaf kültürü oluşturmak için çok uğraşmıştım. 30 yıllık emeğim gitti, İtalyanca, İspanyolca, Korece hatta İbranice gibi çok farklı dillerde kitaplar vardı. Ama şu anda hiçbiri yok, kurtaramadık, yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Açacak bir iş yerimiz kalmadı. Dükkânın arkasında küçük bir bahçemiz vardı. İnsanlar gelip çayını, kahvesini içip kitabını okuyabiliyordu. Düzenli söyleşiler yapardık. Farklı şehirlerden dostlarımız çağırıyor ama kökümüz burada hiçbir yere gitmeyeceğiz. Devletten isteğim ne yapacağımızı bilelim, enkazlar kaldırılsın. Kendime yol haritası çizmek istiyorum" dedi.