16.08.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ
ÖNDER YILMAZ- Milliyet’in Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve Emniyet cephesinden mercek altına aldığı telefon dolandırıcılığı konusunda sektör temsilcilerinden de ilginç öneriler geldi. Rekabetçi Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELEKOMDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve Erişim Sağlayıcıları Birliği (ESB) Yönetim Kurulu Üyesi Adem Öcal, 0 850’li hat aboneliklerinin sadece kurumsala verilmesi gerektiğini kaydetti.
Kimlik doğrulamanın e-devlet üzerinden veya yapay zekayla elektronik kimlik doğrulama yöntemiyle yapılması gerektiğini dile getiren Öcal, iletişim sağlayıcıların kuşkulandıkları işlemlerde telefon dolandırıcılığıyla ilgili birimlere doğrudan ulaşması gerektiğini kaydetti. Sektör temsilcileri Milliyet’in yazı dizisi üzerine BTK’ya bir yazı göndererek taleplerini iletti.
‘Üç farklı yöntem’
NETGSM firmasının sahibi de olan Öcal, dolandırıcılık konusunda üç farklı yöntem kullanıldığını belirtirken, bunları; “Birincisi sahte abonelikler. İkincisi mevcut abonenin şifre bilgileri elde edilerek aboneymiş gibi haberleşme dolandırıcılığı. Ve üçüncüsü de abone gerçek ama patates denilen, köyde eğitimsiz veya ihtiyaç sahibi üniversite öğrencileri gibi para karşılığı veya bilgisi dışında abonelikler yapılarak dolandırıcılık yapılıyor” şeklinde özetledi.
Öcal, sektörün dolandırıcılığın engellenmesine yönelik bakışı konusunda ise şunları kaydetti: “Dolandırıcılıkları önlemek için oransal yüzde anlamında azaltıcı bir yaklaşım sergilenmeli. Örneğin kurumsal algıya sahip olan 0 850’li numaralar sadece kurumsal abonelik olsun. Bireysel abonelik yapılmasın, durdurulsun. Bu şu anlama geliyor. Kurumsal aboneliklerde de sahtecilik olabilir ama dolandırıcılık oran olarak anında yüzde 1’e düşüyor. Örneğin dolandırıcı bireysel abonelik alıyor ama sanki kurumsaldan bankadan veya GSM firmasından arıyormuş gibi algı yaratıp tüketiciyi yanıltıyor. Firma olması gerekiyor. Bireysel abonelik olmayınca ve dolandırıcı da kendi adına sahtecilik yapamayacağına göre dolandırıcıya sadece bir tek firmanın bilgilerini ele geçirme yolu kalıyor.” Öcal, dolandırıcılığı engellemeye yönelik kısa bir süre önce yönetmeliği yayınlanan “kimlik doğrulama” konusunda son teknolojik yöntemlerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Öcal, şöyle devam etti: “Kimlik doğrulama yönetmeliği var. Burada e-devlet üzerinden veya yapay zekayla elektronik kimlik doğrulama önem arz ediyor. Belli bir takvimle elektronik kimlik doğrulamaya aboneliklerde yüzde 100 geçilmeli. Öncelikle bireysel aboneliklerin ‘kimlik kontrolü’ değil, mutlaka ‘kimlik doğrulama’ ile abonelikleri yapılmalı. Farklı bilgilerle aboneliği yapanın gerçek kimliğinin aynı olması açısından bu önemli. Sahte abonelikler önleniyor. Kimlik doğrulamada banka veya e-devlet üzerinden veya yapay zeka uygulamalarıyla kimlik kartıyla yüzünü birleştirerek abonelik yapıyor. ‘Bu kişi o kişi’ doğrulaması artıyor. Kimlik kontrolünde ise karşıda insan var ve bayi temsilcisine sorumluluk bırakılıyor. Orada da dolandırıcılık kapısı açılıyor ve sahtecilik artıyor.”
Şifre isteme kritik
Öcal, kurumsal aboneliklerde firma bilgilerinin devreye girdiğine dikkat çekerek, “Abonelik yapılırken yetkili veya abone sahibinin ilgiyi firmaya banka üzerinden küçük miktarda hesaptan hesaba para havalesi de önemli bir kontrol sağlar” dedi. Öcal, “Şifre isteyen mobil numaralar veya 0 850’li bireysel numaralar sahte oluyor. Şimdi sahte mobil numaraların yakalanması için Telekom işletmecileri bu konunun üzerinde doğrudan çalışan birimlere doğrudan ulaşabilmeli. Çünkü mobil numaranın bulunduğu baz istasyonunun izlenerek bulunması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Çözüm önerileri gönderildi
Milliyet’in yazı dizisi devam ederken, sektör temsilcileri BTK’ya dolandırıcılığın önlenmesine ilişkin çözüm önerilerini içeren bir yazı gönderdi. Yazıda Öcal’ın sektör adına dile getirdiği 0 850’li hatların sadece kurumsala abonelik vermesi, dolandırıcılıkla mücadelede zaman kaybını önlemek için ilgili makamlarla doğrudan temas, yurtdışı numaralarının tamamının verilmesi gibi talepler yer aldı.
Öcal: Bilgi depolamayalım
Adem Öcal, işletmecilere istemedikleri halde abonelere ait çok sayıda bilgi depolatıldığını ve iptal edilse dahi 30 yıl bu bilgileri saklaması zorunluluğu olduğunu belirtti. Sadece abonenin ismi ve fatura gönderme adresinin yeterli olduğunu, diğer bilgilerin arka planda devlette tutulabileceğini vurgulayan Öcal, ortada dağınık duran bilginin dolandırıcılığa kapı aralayabileceğini ifade etti.
Yurtdışı üzerinden aramalarla dolandırıcılık konusunun engellenmesi konusunda ise Öcal, yurtdışından gelen aramalarda alan kodlarıyla birlikte tüm numaranın telefon ekranında gösterilmesinin sağlanması gerektiğine dikkat çekti. Öcal, “Yurtdışında CLI’yi değiştiriyor adamlar. 444’lü numaradan aranıyormuş gibi izlenim yaratılarak dolandırıcılık yapılıyor. BTK böyle bir dolandırıcılığı yakın zamanda tespit ettiği ve firma hakkında gerekli soruşturmayı açtı. Firma sonradan farkına vardı, hemen doğruyu yapmaya başladı ama dolandırıcılığa da konu oldu. Firmalar yurtdışı aramalarda numaranın tümünü göstermeli” dedi.