Gündem70 milyon dolarlık Shakespeare

70 milyon dolarlık Shakespeare

14.11.2018 - 08:30 | Son Güncellenme:

Örümcek Adam ve Fantastik Dörtlü’nün aralarında olduğu süper kahramanların yaratıcısı ve Marvel Comics’in kurucularından ABD’li çizgi roman yazarı Stan Lee dün 95 yaşında hayatını kaybetti. Yazar Murat Başekim, Lee’nin ardından bir anma yazısı kaleme aldı...

70 milyon dolarlık Shakespeare

1930’larda üstün-insan yani Superman ile birlikte ABD’nin yaklaşık 80 yıldır dünyaya ihraç ettiği en büyük ürünlerden biri olan “süper kahraman” yaratılmış oldu.

Haberin Devamı

Derken Stan Lee geldi. Lee’nin süper kahraman arketipinde ve süper kahraman endüstrisinde bir devrim yarattı. Yayımlandıkları 20 yıl boyunca, Lee’nin süper kahramanları, kusursuz karakterleri ve kusursuz fizikleri ile kusursuz karargâhlarında sürdükleri kusursuz hayatlarında kısa bir serüven aralığından sonra her sayıda tekrar aynı statükoya dönüyordu. Lee’nin amacı süper kahramanları, o kadar da süper olmayan insanlık hallerine çekmekti. Lee’den sonra süper kahramanlar artık üstün ahlaklı, tasasız uzaylılar, erdem timsali milyonerler olmaktan çıkıp, geçim derdi ve aşk acıları çeken öğrenciler; düşmanlarından çok birbirleriyle didişen çekirdek aile; canavara dönüşmüş trajik figürler ve fiziksel üstünlüğü bırakın, hakiki anlamda kör avukat gibi çok daha gerçekçi kişiler haline geldi. Bu zenginlik, bu nüans ve bu katmanlı doku, haklı olarak piyasada Marvel Şirketi’ne bugün bile süren bir niteliksel üstünlük kazandırdı. Stan Lee’nin ilk Marvel yaratısı Fantastik Dörtlü’dür; dört astronot, kaza ile kozmik radyasyona maruz kalır ve moleküler düzeyde değişerek üstün marifetler kazanır. Güçlerini tehlikelere karşı insanlığı korumak üzere seferber ederler. Dörtlü, bir yandan kişisel trajedilerle, aile içi didişmelerle, travmatik dönüşümlerle bir yandan da yer altında yaşayan köstebek adamlarla, kara büyü ve ileri düzey bilimde ustalaşmış megalomanyak robotik tiranlarla, gezegenlerin çekirdeğindeki jeotermal enerjileri emerek beslenen devasa kozmik ilahlar ve onların tehlikeli kozmik mesihleri ile savaşır.

Haberin Devamı

Milliyet

Stan Lee’nin servetinin 50-70 milyon dolar arasında olduğu belirtiliyor.

Umut veriyordu

Ardından Örümcek Adam gelir. Okurlar o güne dek hiç bu kadar özdeşleşebildikleri bir süper kahraman görmemişlerdir. Örümcek Adam okulda ezilir, âşık olduğu kız onunla dalga geçer, para sıkıntısı çeker; anne babasını yitirmiştir; sağlığı her an bozulabilen, endişeli, aşırı korumacı bir hâlâ ile yaşamaktadır. Bunlar yetmiyormuş gibi onu öldürmeye yeminli, çelik ahtapot kolları ile donanmış caniler, tek kolunu yitirdiği için doku yenilemesi üzerinde çalışırken serum içerek kendini devasa bir kertenkeleye dönüştüren ve ilkel sürüngen katil yırtıcılığına geçen bilim insanları; kendisini bir Orta Çağ iblisi gibi donatan şizofren sanayici caniler tarafından kuşatılmıştır. Örümcek Adam öyle alışılmışın dışında bir kahramandır ki amansız savaşları sırasında diyelim ki savaşların arka planı olan Manhattan Adası’nın uzağında bulursa, savaş sonrası evine dönmek için banliyö metrosunun tepesine ilişiverir, çünkü bilet parası kalmamıştır. Ya da örneğin gizli kimliğini keşfeden tehlikeli bir düşmanı sakin bir gecede aniden yoksul evine saldırınca, alelacele çamaşır makinesinden kapıp üzerine geçiriverdiği kostümü ıslak olduğu için ertesi bir hafta boyunca nezle grip dolaşan bir karakterdir. Tüm bu zorluklara rağmen Lee, okurlarına ‘büyük güç, büyük sorumluluk getirir’ düsturunu hissettirerek, kuru bir didaktikliğe düşmeden umut verir. Lee’nin dehası işte budur. Okura benzeri görülmemiş bir samimiyet, insanlık hali gösterir, evvelden üstünlüklerle bezenmiş Süper Kahraman tiplemesine yakından bakarak. Bunda Şekspiryen bir yan vardır. Lee, büyük ozan misali; karakterlerin kırılganlıklarına, insani yönlerine odaklanmıştır. Bu tutarlılık ve gerçeklik havası, karakterlerin birbirlerinin serüvenleri içinde dozunda belirmesi doğrudan Lee’nin icadıdır.

Haberin Devamı

Milliyet

Haberin Devamı

‘Daima daha iyiye’

Stan Lee’den önce diğer karakterler, örneğin Superman ve Batman, nadiren bir araya gelir, gelir gelmez çok iyi anlaşır, asla didişmez, doğru düzgün ve sıkıcı bir karakter dinamiği içinde o günkü tehdidi tepeler, sonra birbirlerini tebrik edip yapay gülümsemeler ve didaktik ahlak dersleri ile dolu nutuklar çekip kendi steril ve heyecansız hayatlarına geri dönerdi. O halde yazımızı Stan Lee’nin yazılarını bitirdiği güzel temenni ile bitirelim: “Excelsior… Daima daha iyiye.”