18.09.2017 - 17:59 | Son Güncellenme:
AA
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 4. Kolordu ve 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki eylemlerine ilişkin 216'sı tutuklu, 268 kişinin yargılandığı davaya devam edildi. Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Sanıklardan eski Uzman Çavuş Ömer Güney, 15 Temmuz’da amirlerinden aldığı emirlere uygun davrandığını, kışladan "Genelkurmay Başkanlığına terör saldırısı var, takviye gidiyoruz." denilerek çıkartıldıklarını, darbe teşebbüsünden gece saat 00.30 sıralarında vatandaşların uyarılarıyla haberdar olduğunu savundu.
Genelkurmay Başkanlığına gitmek üzere konvoy halinde kışladan çıktıklarını, Gençlik Caddesi'nde vatandaşların yolu kapatmaları nedeniyle durduklarını, bu sırada yanlarına gelen vatandaşların uyarıları üzerine aracı kilitleyerek vatandaşların yanına geçtiğini öne süren Güney, zırhlı araçtaki uçaksavarı söktüğünü, hiçbir şekilde silah kullanmadığını söyledi.
Sanık Güney, zırhlı araca gelen bir üniformalı polis eşliğinde, aracı Ankara Emniyet Müdürlüğü önüne götürdüğünü, ardından da aracıyla emniyete teslim olduğunu kaydetti.
Ömer Güney, "TSK içinde iktidardan en çok memnun olan grup uzman erbaşlardır. Buna karşın hükümete karşı darbe teşebbüsünde bulunmamız akla uygun değil. Ben dahil birçok uzman çavuş, hükümete karşı darbe teşebbüsünden haberdar olsa, kesinlikle bu kalkışmaya müsaade etmezdik, zaten haberdar olunca da hemen vatandaşların yanında yer aldık." dedi.
Sanık uzman çavuşlar İbrahim Coşkun ve Kemal Çetinel de darbe teşebbüsünden haberdar olmadıklarını, zırhlı araçlarla Gençlik Caddesi'ne gelince vatandaşların uyarılarıyla darbeye teşebbüs edildiğini öğrendiklerini savundu. Coşkun ve Çetinel, kendilerine yalan söyleyerek, kışladan çıkmalarına neden olan sıralı amirlerinden şikayetçi olduklarını belirttiler.
28. Mekanize Piyade Tugay Komutan Yardımcısı ve Çankırı Garnizon Komutanı eski Kurmay Albay Yusuf Beyazıt da üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde askerlik yeminine sadık kalarak onuru ve şerefiyle görev yaptığını savundu.
Kendisini "Kemalist bir subay" olarak tanımladığını ve hiçbir terör örgütü ya da dini örgütle bağlantısı olmadığını ifade eden Beyazıt, 15 Temmuz’da Yurtta Sulh Konseyi'nin emirlerini yerine getirmediğini, darbecilerin yayınladığı sıkıyönetim emirlerine, mesajla dönüş yapmayarak, bu emirleri tanımadığını, uymayacağını ortaya koyduğunu söyledi.
Hiçbir personeline darbeye yönelik emirler vermediğini, 15 Temmuz'da verdiği emirlerin tümünün kanunlara uygun olduğunu iddia eden sanık Beyazıt, sıkıyönetim atama listesinde adının yer almasının da kendi isteği ve bilgisi dışında olduğunu kaydetti.
Yarın devam edilecek duruşmada savunma yapan sanıklar, beraatlerini ve tahliyelerini talep etti.