02.02.2019 - 14:30 | Son Güncellenme:
“Dijital Psikolojik Devrim” adıyla Motto Yayınları tarafından satışa sunulan kitap; hem dijital devrime yetişebilmek hem de olumsuz etkilerinden korunabilmek adına önemli tavsiyeler içeriyor.
“Başıma İcad Çıkar!”
Kitabın önsözünde, tüketirken tükenen bir toplum olmamak için bazı ihtarlar yer almakla beraber çocuklarımıza sıklıkla kullandığımız “Başıma icat çıkarma!” sözünü “İcat çıkar!” sözüyle değiştirmemiz gerektiği de vurgulanıyor.
Türkiye’deki Gençlerin Tüm Davranış Şekilleri Kayıt Altında
Dünyada en çok kullanılan mesajlaşma uygulamalarının da haritalandırıldığı kitapta; sosyal ağ kullanımıyla, ülkemizdeki 16-24 yaş arasındaki gençlerin tüm davranış şekillerinin hem sosyolojik olarak hem de psikolojik olarak çıkartılmış olduğu iddiası yer alıyor.
Sanal Alemde “Online” Olan Ölüler: Dijital Zombiler
Ölen kişilerin sosyal medyasını aktif hale getirerek onların hâlâ hayatta olduğu ve yaşamlarına devam ettiği algısı yaratan bu çalışmalar ilk kez 2007 yılında ortaya çıkıyor. Amerika’da bir okulda ölen öğrencilerin arkadaşları ve aileleri onların Facebook’ta “yaşıyor” olarak görünmelerini talep ediyor.
Amerika’da bulunan Eternime ve LifeNaut adlı şirketler bu alanda çalışmalarını sürdürüyor. Kişiye ait tüm bilgiler ve geçmişindeki tüm dijital hareketler veri olarak alınıyor, yapay zeka algoritması kullanılarak ölenlerin sanal alemde online olacağı yeni bir ‘SİZ’ avatarı meydana getiriliyor. Microsoft araştırma merkezinin siber ya da dijital olarak nitelediği bu yeni “siz”lerin öğrenmeye ve evrimleşmeye devam edeceğini söylüyor.
Dijital Din / Yapay Zekânın Görünmeyen Güçlerle Ruhani Bağlantısı
Yapay zekânın tüm iş kollarında aktif hale gelip insanları işsiz bırakacağı söylemi, kitapta daha önce üzerinde fazla durulmamış bir konunun başlığa taşınmasına sebep olmuş. “Dijitalleşen Din” adında açılan başlığın altında ilk olarak “Sosyal Medya Dindarlığı” ele alınmış. Aynı ana başlık altında ele alınan bir diğer konu ise “Dijital Dünyada Olmayan Din!”
Yazarlar bu noktada şu soruyu yöneltiyor: “Yapay zekâlı bir robot imam olabilir mi? İmamın âkıl-bâliğ olması şartı, erkek olması şartı vb. kurallar göz önüne alındığında bu robotun arkasında namaz kılmak caiz mi?”
OSMANLI GAZETELERİNDE HİLAL-İ AHMER CEMİYETİ
Kuruluşundan bugüne; din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin dünyanın neresinde yardıma muhtaç mazlum ve mağdur insan varsa yardımına koşan Kızılay, kuruluşunun 150. yılı anısına, Osmanlı Gazetelerinde çıkan Hilal-i Ahmer Cemiyeti haberlerini kitaplaştırdı.
“Osmanlı Gazetelerinde Hilal-i Ahmer Cemiyeti” adıyla basılan kitapta 20. yüzyılın ilk yıllarında Osmanlı Devleti’nin girdiği Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı’nda Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin kimsesizlere, muhtaçlara, evsiz ve yurtsuz kalanlara yaptığı yardımları, o döneme ait görsellerle birlikte sunuluyor.
Çalışmada; Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin hizmet ve fedakarlığının en yüksek olduğu Kırım Savaşı, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı’nı içine alan 1912-1918 yılları esas alındı. Tanin, İkdam, Tasvir-i Efkar, Sabah, Cumhuriyet, Tercüman-ı Hakikat, Servet-i Fünûn gibi dönemin önde gelen gazetelerinin binlerce sayfası tek tek taranarak, Hilal-i Ahmer ile ilgili haberlerin geçtiği kupürler toplandı ve transkript edildi. Kitap, sadece Hilal-i Ahmer’in yürüttüğü faaliyetleri anlatması açısından değil, savaş dönemlerinde insani yardım çalışmaları, sosyal yardım faaliyetlerinin içeriğini de örnekleri ile göstermesi açısından da önemli bir tarihi belge niteliği taşıyor. www.osmanlıgazeteleri.com ve Kızılay Arşivi işbirliği ile hazırlanan çalışmayla dönemin ilgi çekici haberleri, makale ve şiirleri de yeniden gün yüzüne çıkarıldı.
Dr. Kerem Kınık: Basın en zor zamanlarda hep Kızılay’ı desteklemiştir
Kızılay’ın 150 yıllık iyilik yolculuğuna büyük fedakarlıklar ve hizmetler sığdırdığını kaydeden Kızılay Başkanı Dr. Kerem Kınık, Kızılay’ın cephe gerisinde Osmanlı Rus Savaşıyla başlayan, Trablusgarp, Kırım, Balkan Harpleri, Birinci ve İkinci Cihan Harpleri, Milli Mücadele ve Kıbrıs Barış Harekatı’nda devam eden hizmetlerinin savaş dönemlerinde umut olduğunu kaydetti. Kınık şunları kaydetti:
“Milletinden ve devletinden aldığı güçle sadece savaşlarda değil afetlerde, kıtlıkta, hastalıkta, göç hareketlerinde tüm olağan üstü koşullarda yaraları sarmaya ilk koşan hep Kızılay oldu. Kızılay’ın bugünkü gücünü, saygınlığını ulusal ve uluslararası alandaki liderliğini isimsiz kahramanlarına borçluyuz tabi ki. 150 yıllık tarihinde en büyük teşekkürümüz Hilal-i Ahmer’den Türk Kızılay’a bu iyilik hareketine inancıyla, emeğiyle gönül veren destekçilerimize, gönüllülerimize ve bağışçılarımızadır. En büyük destekçilerimiz arasında basın kuruluşları da her daim yer almıştır. Basın, Kızılay’ın çalışmalarını hep önemsemiş, geniş yer vermiş ve halkı Kızılay’a destek olma konusunda yönlendirici olmuştur. Bunun en özel örneklerinden birisi; bayram süresince kendi logosuyla değil “Hilal-i Ahmer Gazetesi” logosuyla çıkan Servet-i Fünun, Tanin, İkdam, Cumhuriyet gibi gazeteler olmuştur. Bayram gazetelerinde Hilal-i Ahmer haberlerine fazlaca yer verilmiş, gazetenin tiraj ve reklam gelirlerinin önemli bir kısmı Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne bırakılmıştır. 150. yılımız için hazırladığımız bu kitapla, gurur kaynağımız olan tarihimizi bir kez daha araştırmacıların dikkatine sunmak, Kızılay’ın çalışmalarının zamanla sınırlı olmadığını anlatmak istiyoruz. Bu vesileyle başta Kızılay Genel Müdürü Dr. İbrahim Altan olmak üzere bu çalışmanın hazırlanmasında emeği geçen osmanligazeteleri.com ve Kızılay Arşiv çalışanlarına teşekkür ederim.”
HER PERŞEMBE SAAT 4’TE
İnkılap Yayınevi’nden çıkan Her Perşembe Saat 4’te, birbirinin içinden geçen dört ayrı hikayeden oluşuyor.
Gül Hanım’la 70’ler ve 80’lerin İstanbul’unda, çok renkli bir hayata tanıklık edeceksiniz. Fatma Fairy ile Amerika’da striptiz kulüplerde erotik dansçı olarak çalışan bir Türk mühendisi tanıyacaksınız. Amerikalı hemşire Sherry ve Nedret ile hayatın amacını arayacak, tek akrabası İstanbul’da yaşayan Susan Cohen’de de herşeyden nasıl vazgeçilebileceğini hissedeceksiniz.
Birbirinden çok farklı görünen, birbirlerinden binlerce kilometre uzakta yaşayan kadınlar, aslında incecik iplerle birbirlerine bağlılar. Denizli, Miami, İstanbul, Chicago; sisler altında kesişiyorlar. Zamanlar, hayatlar, şehirler, hayaller birbirine değiyor. “En az gerçek olduğunu iddia ettiğimiz dünya” kadar sahte; en sahtenin özü kadar gerçek...
Fatih Türkmenoğlu, ince detayları, içimizi sıcacık ısıtan gözlemleriyle, okuruna çok yakın bir yerde duruyor. Karakterlerini çok büyük bir titizlikle gözlemlerken, bambaşka dünyaların kapılarını aralıyor. Her Perşembe Saat 4’te, okuyucuyu sarıp sarmalayan, hiç bitmese dedirten bir kitap. Türk Edebiyatı’na birbirine bağlı uzun hikayelerle yepyeni bir soluk kazandıran özel bir eser.
Yayınevi: İnkılap, 176 sayfa
Kapak resmi: Bedri Baykam
Önsöz: İclal Aydın
Arka kapak görüşler: Meltem Cumbul, Aret Vartanyan, Tan Sağtürk, Özgür Mumcu, Pelin Batu, Tuluhan Tekelioğlu, Mert Fırat