29.05.2017 - 18:45 | Son Güncellenme:
AA
Darbe gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mesaj sisteminden gönderilen sıkıyönetim belgesinde imzası olan, suç tarihinde Personel Plan Yönetim Daire Başkanı olarak görev yapan eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç, savunmasını tamamladı. Sanık Partigöç, Genelkurmay Başkanlığında ele geçirilen sırt çantasında, küçük kağıtlara elle yazılmış, "1. Sevgili es¸ime ve kızlarıma, hayatım, u¨lkem ve milletim ic¸in mu¨cadele ile gec¸ti. 2. Geldigˆimiz as¸amada u¨lkemizin ko¨tu¨ gidis¸ine dur demek de bize du¨s¸tu¨. 3. Hakkınızı helal edin." diğeri ise "Canım es¸im, seni gerc¸ekten her s¸eyden c¸ok sevdim. Ama bu bas¸kaldırıyı yapmasaydım da beni hayatımın sonuna kadar hapse atacaklardı, beni affet." ifadelerini içeren notların kendisine ait olmadığını iddia etti.
Mehmet Partigöç, "Bir darbe oluyor, ben darbenin en üst makamıyım öyle iddia ediliyor. Artık başarısız olduğu ortaya çıkmış, ben bir not yazıyorum, 'Darbeyi ben yaptım' diye ve bunu ortalıkta bırakıyorum. Bu akla mantığa uyan bir şey değil." diye konuştu. Telefon görüşmelerini içeren HTS kayıtları hakkındaki iddialara da yanıt veren Partigöç, o gece tanımadığı hiç kimseye telefonla bilgi vermediğini, tanıdıklarına da "Bilmiyoruz, biz de araştırıyoruz" dediğini, kimseyle herhangi bir bilgi paylaşmadığını ileri sürdü.
"Teyzemi ziyaret ettim"
Partigöç, Genelkurmay İdari Tahkikat Raporu'nda da hakkında örgüt üyesi olduğuna ilişkin maddi bir delil bulunmadığını, raporun, hakkında medya operasyonundaki bilgiler, bu bilgilerden kaynaklı MİT'in gönderdiği liste ve emniyetin gönderdiği bilgilere dayandığını öne sürdü.
Firari Adil Öksüz başkanlığında darbenin planlanması için düzenlenen toplantılara katıldığı yönündeki iddiayı da reddeden Partigöç, "6, 7, 8, 9 Temmuz 2016 günlerinde Ankara Konutkent'te bulunan villada yapılan toplantılara aktif olarak katıldığım iddia ediliyor. Bu tarih bayramın 2, 3 ve 4. günü. Ben o tarihlerde Ankara'da akrabamız çok, bayram hareketli geçiyor. Ayın 5'i sabahı teyzemi ziyaret ettim. Sonra eşimin ablasına uğradık, eve döndük. Öğleden sonra eşimin ablası geldi, evdeydik. Akşam annemi görmek üzere yola çıktım. Polatlı'ya giderken bir helikopter kazası olduğunu duydum. Giresun bölge komutanının helikopteri... Geri döndüm. Gece harekat merkezine gittim. Gece 3'e kadar çalıştık. Ertesi gün cenaze vardı.GATA ve Kocatepe'ye gittik. Ayın 7'sini çok hatırlamıyorum. 8 ve 9'unda çalıştığımızı net hatırlıyorum" savunmasını yaptı.
Partigöç, 58. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün'ü arayarak "harekete geçin" talimatını verdiği iddiasını da yalanlayarak, "O gece görüştüm ama ilk ben aramadım. Ben bir yanlışlık eseri onun tuşuna basmış olabilirim. Birkaç Murat varken o Murat'ın telefonuna basmış olabilirim. 'Beni aramışsın' dedi. 'Ben seni aramadım, arayacak durumda da değilim. Burada bir karışıklık var, onu çözmeye çalışıyorum' dedim. 'Bizimle ilgili bir durum var mı?' dedi. 'Kendi amirlerinize sorun' dedim. O gece kimseyi Genelkurmay Karargahı'ndan arayıp da şunu yapın demedim. Görüşmemiz bu." dedi.
"10 aydır bunu düşünüyorum"
Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddiasını da yalanlayan Partigöç, "Peki darbeyi kim yaptı. Ben de 10 aydır bunu düşünüyorum. Ulaştığım sonuç şu, kendimle ilgili, hiçbir şey yokken önce fetösavar diye bir site kurdular, oradan belli isimleri servis ettiler. Bu da algı operasyonunun bir parçası." diye konuştu. Partigöç, savunmasının sonunda mal varlığına konulan tedbirin kaldırılmasını talep etti, tahliye ve beraatına karar verilmesini istedi.
Partigöç'ün çapraz sorgusu
Sanık Mehmet Partigöç'ün savunmasının ardından çapraz sorguya geçildi. Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler'in ve diğer rütbelilerin başına çuval geçirilirken kendisine niye bir şey yapılmadığını sorması üzerine Partigöç, "Onlara sormak lazım. Ben Fırat Alakuş'u tanıyorum. Özel kuvvetçilerin de çoğu tanır beni. Onun için olabilir, tanıdıkları için olabilir." yanıtını verdi. Partigöç, Dik'in "Genelkurmay Karargahı'nda o gün kim ne taraftaydı?" sorusunu ise "Açıkçası darbe bildirisi okununca bunun emir komuta zinciri içinde olduğunu düşündüm. Çünkü ikinci başkanın derdest edildiğini görmedim." diyerek yanıtladı.
"Emir komuta zinciri içinde olduğunu düşünerek darbeye iştirak mı ettiniz?" sorusu üzerine de Partigöç, "Hayır etmedim. Onu emri veren, yapan kimse sorumlusu o dur. Ortada nötr durmayı... Çünkü ben silahı olmayan bir şahısım sadece. Anca çatışmayı engelleyebilirim." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, o dönem Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı ile samimi olduğunu söyleyen Partigöç'e, onu durumun mahiyetini sormak için niye aramadığını sorması üzerine Partigöç, özel kuvvetlerin durumunu sorgulamadığını söyledi.
Bülent Aydın'ın şehit edilmesi
Avukat Aydın'ın sorusu üzerine, Partigöç, Genelkurmay Karargahı'nda şehit edilen astsubay Bülent Aydın'ı tanığını söyledi. Hüseyin Aydın'ın, "Genelkurmay bahçesinde daha önce tanıdığınız bir TSK mensubu şehit ediliyor ve siz de sadece reviri aramakla yetiniyorsunuz. Bu çok olağan bir olay mı Genelkurmay Bahçesinde bir astsubayın şehit edilmesi?" şeklindeki soru üzerine de "Şehit olduğunu bilmiyordum. Daha sonra cezaevindeyken öğrendim." dedi.
Aydın'ın, "Yaralandığını farz edelim ateşli silahla" demesi üzerine de Partigöç, "Dost ateşi olduğunu düşünüyorum." diye konuştu. Sanık Partigöç, Aydın'ın, "Nasıl bir dost ateşi?" olduğunu sormasına karşılık ise "İkisi de TSK personeli dost ateşi oldu aynı birlikten." dedi.
Partigöç, bir sanık avukatının "Darbe gecesi Genelkurmay Başkanlığına giren tankların içeri girmesine siz izin vermişsiniz? Nereden gördünüz?" sorusuna ise "Kameralardan" yanıtını verdi.
Duruşmaya yarın, eski Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli ve eski İzmiri Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanı Tümgeneral Kubilay Selçuk'un savunmasının alınmasıyla devam edilecek.