Dünya, 15 Aralık Pazar akşamı saat 21.48'de, uluslararası haber ajanslarının 'son dakika' koduyla Türkiye'den geçtiği çok kritik açıklamayı ilk kez duydu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın canlı yayında kurduğu 'İncirlik'i kapatabiliriz' cümlesi, anında ABD'den Yunanistan'a, Almanya'dan İsrail'e yankı buldu. Türkiye'nin Suriye'deki harekatının ardından Ankara ve Washington arasında iplerin gerildiğini belirten Skynews, Türkiye, yaptırım tehditlerinin ardından Amerikan nükleer silahlarının bulunduğu üssü kapatabilir başlığını kullandı. Al Jazeera English, Erdoğan: Türkiye ABD tehditleri karşısında İncirlik Hava Üssü'nü kapatabilir başlığıyla haberi sundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini başlığına taşıyan Business Insider da, üsteki ABD'ye ait nükleer bombaları öne çıkardı. Türkiye'deki üslerde konuşlandırılan nükleer silahları hatırlatan İsrail'in Haaretz gazetesi de, Ankara'nın NATO üyesi olduğunu vurguladı. Amerikan'ın Sesi, Washington'ın yaptırım uyarısının ardından Türkiye'nin ABD tarafından kullanılan iki stratejik hava üssünü kapatmayı gündeme getirdiğini aktardı. Alman Deutsche Welle de, haberinde İncirlik hava üssünün ABD ordusu için stratejik önemi olduğunu vurguladı. Yunan Kathimerini gazetesi ise, İncirlik hava üssünün kapatılmasını 'bir tehdit' olarak sundu, yanı sıra Libya'ya verilebilecek askeri desteği başlığına taşıdı. Bloomberg, haberin başlığında Rusya ile S-400 füze anlaşmasının yol açtığı krize NATO üslerinin de sürüklendiğini savundu. Pazar akşamı canlı yayında soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, ABD Senatosu'dan geçen 1915 kararı ve Türkiye'nin muhtemel tepkisi soruldu. Yeri geldiği zaman otururuz, bütün heyetlerimizle beraber kapatılması gerekiyorsa İncirlik'i de kapatırız, kapatılması gerekiyorsa Kürecik'i de kapatırız diyen Erdoğan, şöyle devam etti: Bütün mesele, eğer karşımıza bizim yaptırımlar gibi tedbirlerin hayata geçirilmesi durumunda, biz de bunlara mütekabiliyet çerçevesinde gereken cevabı veririz. ABD'nin ilişkilerimizde tamiri mümkün olmayan adımlar atmaması her iki taraf için de çok önemlidir. Peki, kurulduğu 1950'lerden bu yana ciddi tartışmalar yaratan İncirlik Hava Üssü, Türkiye-NATO ilişkilerinde neden bu kadar önemli? İncirlik Hava Üssü, Adana ili sınırları içerisinde, şehir merkezine yaklaşık 13 kilometre mesafede bulunuyor. İnşasına Türkiye'nin NATO üyeliğinden bir yıl önce, 1951 yılında ABD Mühendislik Grubu olarak isimlendirilen bir ekip tarafından başlanan üs, 1954'te açıldı. İlk etapta ABD Hava Kuvvetleri'nin olağanüstü durumlarda konuşlanma ve orta ile yüksek yoğunluktaki bombardımanlarda yer alan savaş uçaklarının bakımının yapılması amacıyla kullanılması öngörülüyordu. Ancak 1980'li yılların ardından üste önemli iyileştirmeler yapıldı. ABD askeri kaynaklarında, bugün burada yaklaşık 2 bin 500 civarında ABD askerinin bulunduğu belirtiliyor. Buradan düzenlenen askeri operasyonların NATO kapsamında olduğu durumlarda, zaman zaman bu üsse başka ülke askerleri de konuşlandırılıyor. Üste bir Türk birliği de yer alırken, sivillerin yaptığı bazı işler için Türkiye vatandaşları da istihdam ediliyor. İncirlik üssü, askerlerin aileleri de eklendiğinde binlerce kişilik bir nüfusu barındırıyor. Üssün içinde pist, eğitim alanı ve komuta merkezi gibi askeri alanların yanı sıra burada görev yapan subayların konutları da yer alıyor. Ayrıca tesisin içinde ABD'li zincir restoranlar, Amerikan mallarının satıldığı büyük süpermarketler, basketbol ve beyzbol sahaları gibi tesisler de yer alıyor. Üste görevli askerlerin aile üyeleri dışında, sivillerin buraya giriş için özel izin alması gerekiyor. Bu alanın hukuki statüsüyle ilgili bugüne kadar beş uluslararası anlaşma yapıldı. Şu anda geçerli olan ABD ile Türkiye'nin 1980 yılında imzaladığı Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması (SEİA). İncirlik Hava Üssü'nde ABD'nin yanı sıra Almanya ve Hollanda gibi diğer bazı NATO üyelerinin de askerleri görev yapıyor. Almanya'nın İncirlik Üssü'nde konuşlu 200'den fazla askeri bulunuyor. Bu askerler Tornado jetlerinin Suriye'de gözetim görevlerine ve IŞİD karşıtı koalisyonun uçaklarına yakıt dolumundan sorumlu. İncirlik Üssü, bir yandan ABD ile Türkiye'nin müttefiklik ilişkilerinin en önemli unsurlarından biri olurken, diğer yandan da her iki ülkenin birbirine karşı diplomatik pazarlıklarda kullandığı en önemli kozları arasında yer alıyor. ABD, 1970'li yılların ortasında, Türkiye'ye silah ambargosu uygulamaya karar verdiğinde Ankara da buna İncirlik'le yanıt verdi. Türkiye, sınırları içinde ABD'nin kullanımındaki üsleri kapattı ve buraların kontrolünü TSK'ya devretti. Bu dönemde, ABD Kongresi'nin Eylül 1978'te Türkiye'ye uyguladığı ambargoyu kaldırması ve askeri yardımları yeniden tahsis etmesi üzerine üs de normal faaliyetlerine geri döndü. Aynı yıl içerisinde iki ülke arasındaki askeri ilişkilerin temelini oluşturan yeni işbirliği anlaşması (SEİA) ile ilgili görüşmeler de başladı. Üs, 1990-1991 yıllarındaki Birinci Körfez Savaşı'nda ABD güçleri için kritik bir rol oynadı. Burada bulunan 140 uçakla Irak'ın kuzeyindeki kara güçlerine destek verildi. ABD ordusuna göre, kuzeyde yürütülen operasyonlar Irak'ın da güçlerini kuzey ile güney arasında bölmesine neden oldu ve Çöl Fırtınası harekâtında ABD'nin elini rahatlattı. Körfez Savaşı sırasında, İncirlik'e Saddam Hüseyin'in elindeki Scud füzelerine karşı Patriot hava savunma sistemi kuruldu. Şubat 1991'de savunma sistemine dahil bir Patriot füzesi fırlatıldı ve bu da Adana'da sirenlerin çalmasına neden oldu. ABD ordusu o dönemde bu füzenin yanlışlıkla fırlatıldığını açıkladı. Her ne kadar NATO savunma planları kapsamında kullanılması öngörülse de, İncirlik bugüne kadar ağırlıklı olarak ABD'nin askeri operasyonlarında önemli rol üstlendi. İlk dönemdeki adıyla Adana Hava Üssü, ilk olarak 1955 yılında önce ABD Hava Kuvvetleri'nin meteorolojik ölçümlerinde kullandığı hava balonlarının iniş kalkışı için, daha sonra da Sovyetler Birliği'ni izlemek için geliştirilen U-2 casus uçakları tarafından kullanıldı. Mayıs 1960'ta bir U-2 casus uçağının Sovyetler tarafından füzeyle düşürülmesinin ardından bu operasyona da son verildi. 1958 yılında Başkan Eisenhower'ın talimatıyla Lübnan krizine müdahale için bu üsse savaş uçakları konuşlandırıldı. Dönemin Lübnan Cumhurbaşkanı Camille Chamoune, iç savaşa doğru evrilmeye başlayan muhalif hareketleri bastırmak amacıyla ABD'den askeri destek talep etmişti. Soğuk Savaş döneminde ağırlıklı olarak istihbarat toplama ve caydırıcılık amacıyla faaliyet gösteren üs, SSCB'nin yıkılmasının ardından ABD askeri operasyonlarında kritik bir konuma geldi. Birinci Körfez Savaşı'nda Kuzey Irak'taki Amerikan birliklerine hava desteği buradan gönderilirken, 2003 yılındaki Irak işgali sırasında ise hazırlanan tezkerenin TBMM tarafından reddedilmesi nedeniyle sadece lojistik destek amacıyla kullanılabildi. Bu üsten ayrıca 11 Eylül saldırılarının ardından başlatılan Afganistan operasyonu kapsamında insani yardım gönderildi. Pakistan depremine gönderilen insani yardımlar da yine buradan yönetildi ve 2006 yılındaki Lübnan-İsrail çatışmaları sırasında Lübnan'daki ABD vatandaşları da bu üs üzerinden tahliye edildi. ABD, 2014 yılında terör örgütü DEAŞ'a karşı hava operasyonlarına başladı ve Temmuz 2015'te de Türkiye bu harekât kapsamında İncirlik Üssü'nün kullanılmasına izin verdi. Soğuk Savaş'ın bitmesinin ardından NATO'nun güney kanadının eski stratejik önemini kaybettiği yorumları yapılmaya başlanmıştı. Ancak Orta Doğu'daki gelişmeler, bu üssün stratejik önemini hızla yeniden kazanmasına neden oldu. İncirlik şu anda DEAŞ'la mücadele kapsamında düzenlenen operasyonlar açısından en stratejik yerlerden birisi. İncirlik Üssü, özellikle coğrafi konumu ve yerleşik düzeniyle ABD'ye Orta Doğu bölgesindeki operasyonları için maliyet ve zaman açısından önemli avantajlar sunuyor. Bu konuda yapılmış resmi bir açıklama bulunmuyor. Ancak NATO'nun Türkiye'de taktik nükleer silah tuttuğu da uzmanlar tarafında dile getirilen ve henüz yalanlanmayan iddialar arasında yer alıyor. New Yorker dergisindeki bir makalede, İncirlik Üssü, NATO'nun en büyük nükleer silah depolama tesisine ev sahipliği yapıyor ifadesi yer aldı. Nükleer silahlar konusunda dünyanın önde gelen uzmanları arasında gösterilen Amerikan Bilim Adamları Federasyonu Nükleer Bilgi Projesi Direktörü Hans M. Kristensen'e göre, İncirlik'te yeraltında bulunan depolama tesislerinde yaklaşık 50 adet B-61 hidrojen bombası tutuluyor. İngiliz The Guardian gazetesindeki bir haberde ise, Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Türkiye'de toplam 180 adet B-61 bombası bulunduğu belirtildi.