18.06.2020 - 16:16 | Son Güncellenme:
Yunan gazetesi İEidiseis'te yer alan Thanos Dokos imzalı makalede son dönemde yaşanan Türk-Yunan ilişkilerine değinildi. Dokos, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın "Matematiksel olarak, Yunanistan'ın bizimle bir savaş istediğini sanmıyorum" sözleri için haklı yorumunu yaptı.
Dokos, makalede Türkiye’nin dengenin değiştiği, geleneksel aktörlerin etkilerinin bir kısmını kaybettiği ve güç dengesinin yeniden dağıtıldığı bir bölgede bölgesel bir güç olma durumunda olduğunu belirtti.
Doğu Akdeniz'de işbirliğine gidilmesi gerektiği belirtilen makalede “AB-Türkiye ilişkisi Yunan çıkarlarını koruyacak şekilde şekillenmeli” ifadeleri yer aldı.
Milli Savunma Bakanı Akar, Yunan Savunma Bakanı’nın “Türkiye’yle savaşmaya hazırız” sözü için “Yunanların Türkiye’yle savaşmayı isteyeceğinin matematik olarak uygun, doğru olmadığının altını çizmek istiyorum” demişti.
Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis, dün başlayan İsrail ziyareti nedeniyle ‘Yedioth Ahronoth’ gazetesine verdiği demeçte Türkiye’nin Yeni Osmanlı hayalleri olduğunu ve Doğu Akdeniz’in ‘kabadayısı gibi hareket ettiğini’ öne sürmüştü.
Bir başka Yunan gazetesi olan To Vima ise, İtalya ve Yunanistan arasında geçtiğimiz hafta imzalanan anlaşmanın Türkiye'ye karşı bir adım olduğunu belirten analizini manşetten yayınlamıştı.
Söz konusu Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasıyla Atina'nın Akdeniz'de Türkiye'ye karşı önemli bir diplomatik adım attığını savunan gazete, Avrupa Birliği'nin de Yunanistan'ı desteklediğini aktarmıştı
Anlaşmayla birlikte Güneydoğu Akdeniz'deki yeraltı kaynakları için harekete geçilebileceğini ileri süren To Vima, sonraki zor adımların ise diplomasi alanında olacağını yazmıştı.
Gazeteye göre, Atina yönetimi Mısır'la benzer bir anlaşma için ise çaba göstermeyecek. Halihazırda var olan mutabakatı hatırlatan To Vima, Türkiye'nin taleplerinin karşısında olduğunu iddia etmişti.
Analizini bir haritayla yayınlayan gazete, Türkiye ve Mısır ilişkilerinin son yıllarda kötü olduğunu ve darbeci general Abdulfettah Sisi'nin Ankara tarafından kabul edilmediğini vurguladı.
Yunanistan'ın İsrail'le askeri alanında ilişkilerini ilerlettiğini aktaran Yunan gazetesi, Tel Aviv yönetiminin son yıllarda Atina ve Güney Kıbrıs'ı desteklediğini ancak yakın zamanda Ankara-İsrail ilişkilerinde düzelme yaşanabileceğini sayfalarına taşıdı.
Kathimerini gazetesi ise, Mısır'da savaş ağası Halife Hafter ve destekçilerinin hazırladığı ateşkes planının Türkiye tarafından reddedildiğini duyurmuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun "Kahire’deki ateşkes çağrısı ölü doğmuştur. Hafter sahada kaybetmeye başlayınca 'Ateşkes ilan edilsin' diyorlar" sözlerine yer veren gazete, haberinde Türkiye ve ABD arasındaki Libya anlaşmasını da hatırlattı.
Kathimerini gazetesi, önceki gün ilk sayfasında 'Türkiye gelecek aylarda petrol aramaya başlamayı planlarken, Yunanistan uluslararası destek arıyor' başlıklı bir haber yayınlamıştı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) sondaj ruhsat başvurusunda bulunduğu yeni ruhsat sahalarını gösteren haritanın resmen yayınlandığını belirten Kathimerini, kritik ayın Eylül olacağını vurgulamıştı.
Kathimerini gazetesi, önceki gün ilk sayfasında 'Türkiye gelecek aylarda petrol aramaya başlamayı planlarken, Yunanistan uluslararası destek arıyor' başlıklı bir haber yayınlamıştı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) sondaj ruhsat başvurusunda bulunduğu yeni ruhsat sahalarını gösteren haritanın resmen yayınlandığını belirten Kathimerini, kritik ayın Eylül olacağını vurgulamıştı.
Rodos ve Girit açıklarındaki muhtemel faaliyetlerin Atina'da alarm zillerinin çalmasına yol açtığını aktaran gazete, Yunanistan'ın bölgeye fırkateyn göndermeye hazırlandığını duyurmuştu. Kathimerini'ye göre, Türkiye'nin adımları karşısında çaresiz kalan Yunanistan uluslararası destek arayışına girdi. Atina yönetimi, bölgede Fransa ile birlikte askeri tatbikatlara da girişebilir.
To vima gazetesi ise, 'Temmuz'da sıcak alarm' başlığıyla yayınladığı haberde, Ankara'nın söz konusu bölgeye arama gemileri göndermesi halinde Yunanistan'ın muhtemel üç senaryo üzerinde çalıştığını bildirmişti. Gazeteye göre, Atina yönetimi Türkiye'nin hamlelerine karşı muhtemel tüm hazırlıkları yaptı, bunlar arasında Savunma Bakanlığı'nın caydırmaya yönelik askeri planları da var.
Yunanistan'ın köşeye sıkışmasına yol açan gelişme ise, Mayıs ayı sonunda TPAO'nun yeni ruhsat başvurularının Resmi Gazete'de yayınlanması ve hemen ardından Dışişleri Bakanlığı'nın Twitter hesabından paylaştığı haritalar.
Yeni başvuru, Akdeniz'de Türk karasuları dışındaki iki petrol sahasının biri için 116 bin 745 hektar, diğeri için 193 bin 522 hektar ilave ruhsatı içeriyor. Başvuruyla Yunanistan'a ait ve Türk kıyılarının karşısındaki Rodos, Karpathos (Kerpe), Kasos ve Girit adalarının 6 millik karasularına yakın bölgede hidrokarbon aramalarına başlaması için hükümetten ruhsat talep edildi. Yunanistan, yayımlanan yayımladığı haritayla "Girit adası dahil, söz konusu Yunan adalarının kıtasahanlııklarının (dolayısıyla Münhasır Ekonomik Bölgeleri-MEB alanlarının) gözardı edildiğini savunuyor.
Atina'da panik havası sürerken, Yunan basınının ısrarla Başbakanlık Güvenlik Danışmanı Alex Diakopulos'a "Türkiye, Yunan kıtasahanlığına sondaj gemisi gönderirse ne olur?" sorusunu yöneltti. Diakopulos, "Türkiye'nin sınırları zorlayacağına inanmıyoruma ancak kırmızı çizgileri geçmeleri halinde askeri operasyondan önce her türlü diplomatik yol denenecek" yanıtını verdi.
Ana muhalefet partisi Radikal Sol Koalisyon'un (SYRİZA) lideri ve bir önceki başbakan Aleksis Çipras ise, Atina yönetimi'nin Türk-Yunan ilişkilerinde izlediği siyaseti eleştiriyor. Çipras, Başbakan Kiryakos Miçotakis'e Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmelere başlaması çağrısında bulundu.
Çipras, Miçotakis'e hitaben, "Sen de benim başbakanlık dönemimde yaptığım gibi yap ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeye başla" dedi. Başbakanlığı döneminde (2015-2019) Türkiye'yi altı ay içinde üç kez ziyaret ettiğini hatırlatan Çipras, Erdoğan'ı Atina'ya davet etme cesaretini gösterdiğini söyledi.
Aleksis Çipras, "Yunanistan hükümeti Türkiye karşısında bir yandan kararlılığını göstermeli ancak aynı zamanda kıta sahanlıklarının koordinatlarını belirleyerek Türkiye ile aramızdaki anlaşmazlıkları istikşafi görüşmelerle çözmeli" dedi. İstikşafi görüşmeler; 'her konuda uzlaşma sağlanmadan, hiçbir konuda uzlaşılmış olunamayacağı' ve 'görüşmelerin içeriğine ilişkin asla bilgi sızdırılmayacağı' prensiplerine dayanıyor.
Çipras ayrıca Yunanistan hükümetinin Türkiye ile anlaşmazlıkların Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'na götürülmesi olasılığına sıcak baktığını belirtti, "Yeter ki, daha önce ülkenin intiharına yol açmayacak iyi hazırlanmış bir strateji belirlensin" diye konuştu.
Yunanistan, 1974'ten bu yana Türkiye ile arasında tek anlaşmazlığın 'kıtasahanlığının belirlenmesi' olduğunu ve bu anlaşmazlığın Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda çözülmesi gerektiği görüşünü savunuyor.
Atina yönetimi, 'Yunan adalarının kendi kıtasahanlıklarına ve MEB alanlarına sahip olduğunu' resmen açıklasa da, bugüne dek varsaydığı kıtasahanlıklarının koordinatlarını BM'ye bildirmiyor. Sadece Türkiye'nin BM'ye bildirdiği ve Türkiye'ye ait olduğu varsayılan kıtasahanlıklarının koordinatlarına itiraz etmekle yetiniyor.
Yunanistan'ın adalara ait olduğunu öne sürdüğü kıtasahanlık alanlarını belirlemekten kaçınmasının ardında, 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ni imzalamasından kaynaklanan 'Karasularını 12 mile uzatma hakkını saklı tutmak istemesinin' yattığı öne sürülüyor. Bu anlaşmayı imzalamayan Türkiye ise 1995'te TBMM de alınan kararla Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını 'casus belli' yani savaş nedeni olarak kabul edeceğini açıklamıştı.
Türkiye, Yunanistan'la deniz sınırının dolayısıyla iki ülkeye ait kıta sahanlığının sınırlarının henüz bir anlaşmayla belirlenmediğini vurguluyor. Ankara ayrıca Yunanistan'ın Doğu Ege Adaları'nı, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması hükümlerine aykırı şekilde silahlandırdığına dikkat çekiyor.
Türkiye, 27 Kasım 2019'da uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile deniz yetki alanları sınırlandırmasına dair mutabakat muhtırası imzaladı. Söz konusu anlaşmayla birlikte, Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki kıta sahanlığı sorunu bir kez daha su yüzüne çıktı.
Türkiye Yunanistan'ı kıtasahanlığı konusunda 'saldırgan ve provokatif bir siyaset izlemekle' suçluyor. Atina'nın, sınır komşusu Türkiye ile değil, batı komşusu İtalya ve Arnavutluk ile uzak komşuları Güney Kıbrıs ve Mısır ile MEB alanları belirlemeye çalışmasına tepki gösteriyor.
Yunanistan ise özellikle Mısır ile arasındaki 'MEB alanlarını keşiştirme projesini' hayata geçirirse, Türkiye ile Libya'daki UMH deniz yetki alanlarına yönelik mutabakatını 'bütünüyle geçersiz kılacağını' ileri sürüyor.