16.02.2020 - 18:56 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Çin'in Wuhan kentinde 12 Aralık tarihinde ortaya çıkan Koronavirüs yeni adıyla Covid-19 can almaya devam ediyor. Çin’de Kovid-19 salgını nedeniyle ölenlerin sayısı 1666’ya, virüsün bulaştığı kişi sayısı 68 bin 500’e çıktı.Hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek için çeşitli önlemler alınıyor.
Görüntüler Çin'deki bir bankadan... Yeni uygulamaya göre Çin'de bankalar, paraların koronavirüs taşıyıp taşımadığını anlamak için ultraviyole ışık kullanıyor, sonra da paraları mühürleyip 14 güne kadar saklıyor.
Bankalardan mümkünse müşterilere yeni banknotlar vermeleri isteniyor. Paraların mühürlenip saklanmadan önce mümkün olduğunca az insanla temas etmesine özen gösteriliyor. Bankada çalışan bir kadının, paraları ilaçlarken çekilmiş bir görüntüsü sosyal medyada paylaşıldı.
Bilim adamları ise hız kesmeden virüsün kaynağını bulmaya ve aşı geliştirmeye çalışıyor. Bir bilim dergisi, araştırmacıların gizli laboratuvarlardaki yarasalar tarafından saldırıya uğramasından sonra yarasaların ve koronavirüs benzeri patojenlerin bağlantısını vurguladı.
Çinli virüs uzmanları, gizli bir laboratuvarda yarasalar üzerinde deney yapan araştırmacıların, yarasa saldırısına uğramasıyla ölümcül koronavirüsün yayılmış olabileceğini ileri sürüyor.
Çin hükümeti, salgının Wuhan'daki yasadışı bir pazarda başladığını söylerken, Guangzhou'daki Güney Çin Teknoloji Üniversitesi'nde görev yapan bilim adamları, virüsün olası kaynağının Wuhan Hastalık Kontrol Merkezi olabileceğini iddia etti.
Botao Xiao ve Lei Xiao isimli iki araştırmacı, '2019-nCoV koronavirüsün olası kökenleri' başlıklı araştırmalarını yayınladı.
Araştırmada, Wuhan Hastalık Kontrol Merkezi'nin Hubei ve Zhejiang eyaletlerinde yakalanmış 605 yarasa da dahil olmak üzere, laboratuvarlarda araştırma amaçlı hayvanlar bulundurduklarını iddia etti.
Raporda, JH Tian olarak bilinen bir araştırmacının 'yarasalar tarafından saldırıya uğradığı' ve 'yarasa kanının derisinde olduğu' belirtildi. Bu olay sırasında yarasanın üzerine idrarırı yaptığı araştırmacı Tian, kendini 28 gün süreyle karantinaya aldı.
Laboratuvar, kötü şöhretli pazardan sadece 280 metre uzaklıkta bulunuyor ve enfekte olan ilk doktor grubunun çalıştığı hastanenin hemen bitişiğinde yer alıyor.
Araştırmada, “Virüsün labatuvardan yayılmış ve bu salgının ilk hastalarına bulaşması akla yatkın olsa da, gelecekteki çalışmalarda sağlam kanıtlara ihtiyaç duyulduğu” ifadeleri kullanıldı.
Raporda pazardan yaklaşık 12 km uzakta bulunan ikinci bir laboratuvardan da bahsedildi. "Bu laboratuvardaki çalışmalar, 2003'te SARS salgınına sebep olan Çin yarasalarının, şiddetli akut solunum sendromu koronavirüs (SARS-CoV) için doğal taşıyıcı olduğunu ortaya çıkarmıştı." açıklamasında bulunuldu.
Laboratuvarın Wuhan Viroloji Enstitüsü'ne ait olduğu söyleniyor ve en yüksek biyogüvenlik laboratuvarı olan P4 olarak sınıflandırılıyor.
Hayvanlardan insanlara geçen virüsler özellikle tehlikeli, çünkü vücudumuzda bu tür virüslerle savaşacak antikorlar bulunmuyor.
Çin'in Yunnan eyaletinde bulunan gizemli mağaranın yakınında yaşayan insanlar ise, içerdeki binlerce yarasa ölümcül virüsü taşımasına rağmen hastalığa karşı bağışıklık sahibi olabilir.
Kâr amacı gütmeyen EcoHealth Alliance adlı şirkette hastalıklar üzerine uzman çevrebilimci Peter Daszak tam da bu konu üzerinde çalışıyor. O ve ekibi, yarasaları ve taşıdıkları patojenleri araştırmak için hem Çin'deki hem de dünyanın dört bir yanındaki mağaralara girdiler.
Keşif 2004 yılında 774 kişinin ölümüne sebep olan SARS salgınını araştıran bilim adamları tarafından yapıldı.
Uzmanlar 2017 yılında mağaraya yarasa dışkısı örnekleri toplamak için geri döndü ve Wuhan virüsü olarak da anılan koronavirüsle yüzde 96 oranda özdeş olan virüsün, kendilerine de bulaştığını fark etti.
Araştırmacı Peter Daszak, "Hasta olup olmadıklarını bilmiyoruz. Çocukluklarında veya yetişkin yıllarında maruz kalıp kalmadıklarını da bilmiyoruz. Ama bu durum, virüsün yarasalardan insanlara tekrar tekrar sıçradığını gösteriyor." açıklamasında bulundu.
Yarasalar, Çin'deki pazarlarda satıldıklarını gösteren fotoğraflar ortaya çıktığından beri, salgınla birebir bağlantılı.
Daszak tarafından Nature dergisinde 2017'de yayınlanan araştırmaya göre, yarasalar "zoonotik enfeksiyonlar" olarak adlandırılan ve insanları enfekte etme olasılığı yüskek olan virüsleri taşıyor.
Ancak çalışma, mağaranın yakınında yaşayan insanların% 3'ünün kendilerini SARS ile ilişkili koronavirüslere karşı koruyan antikorlar taşıdığını ortaya koydu. Bu da aşı çalışmaları için umut vadeden bir gelişme olarak görüldü.
Ancak dünya çapında yayılan ve 45 binden fazla insanı enfekte eden virüse rağmen, Endonezya'daki pazarlarda yarasa satışları devam ediyor.
Yarasalar geleneksel olarak Kuzey Sulawesi'den Minahasan halkı tarafından Paniki adı verilen bir yemek şeklinde tüketiliyor.
Söz konusu Paniki adlı yemekte, yarasaların kafaları ve kanatları da olmak üzere tamamı kullanılıyor.
Markette çalışan Stenly Timbuleng adlı adam, her gün en az 60 yarasa sattıklarını, özellikle tatil dönemlerinde bu sayının 600'e kadar çıktığını söyledi.
Kendisine koronavirüsün satışları etkileyip etkilemediği sorulan Timbuleng, "Satışlar devam ediyor, hiç etkilenmedi. Tezgahtaki yarasalar gün sonunda mutlaka tükenmiş oluyor." dedi.
Koronavirüsün hastalığın sıfır noktası olan Huanan Deniz Ürünleri Pazarı'nda yarasa satışı yapılmadığı bilgisi paylaşılmıştı.
Bu da, virüsün yarasan bir diğer taşıyıcı hayvana, ordan da insan geçtiği tezini doğuruyor. Ancak bunun hangi hayvan olduğu henüz kesinlik kazanmadı.
Huanan pazarı, buranın yerlilerinin uğrak noktalarından biri olarak nitelendiriliyor. Özellikle etini "taze" satın almak isteyenler buraya geliyor ve satın alacağı hayvanı hemen o anda kestiriyor. Canlı hayvanlar, bu pazardaki küçük kafeslerde tutuluyor ve müşterinin talebine göre kesiliyor.
Çin'in resmi haber ajansı olan Xinhua'nın aktardığına göre Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, "33 pozitif örnekten 31'i, yaban hayatı ticaretinin yoğunlaştığı pazarın batı bölgesinden toplandı" açıklamasında bulunmuştu.
Bu sonuçlar, yeni koronavirüsü salgınının başlangıcının, yaban hayvanları ticaretiyle yüksek oranda bağlantılı olduğunu ortaya koymuştu..
Çin'de salgının başladığı Wuhan'daki balık pazarı, kapatılır kapatılmaz incelemeye alınmıştı. SARS benzeri virüsün burada satılan bir hayvandan insana geçtiği düşünülüyordu.
Koronavirüs, ortaya çıktığı 12 Aralık gününden beri dünyanın 24 ülkesine yayıldı ve 68 binden fazla insana bulaştı.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu tarafından açıklanan bilgilere göre, 15 Şubat itibariyle Çin'de, Kovid-19 salgını nedeniyle can kaybı 1666'ya, virüs bulaşan kişi sayısı 68 bin 500'e yükseldi.
Açıklamada, ülke genelinde şüpheli vaka sayısının 8 bin 228, virüslü hastalarla temas ettikleri gerekçesiyle müşahade altına alınan kişi sayısının 158 bin 764 olduğu bildirildi.
Öte yandan Kovid-19 salgını nedeniyle ölenlerin sayısı, biri Hong Kong’da olmak üzere 1666’ya yükseldi. Kesinleşen virüs bulaşan kişi sayısı, 11 bin 272’sinin durumu ağır olmak üzere, 68 bin 500’e çıktı. Bugüne kadar iyileşerek taburcu olanların sayısı 9 bin 419’a ulaştı.
Çin ana karası dışında ise Hong Kong Özel İdari Bölgesi’nde vaka sayısı 84’e çıkarken, Makau Özel İdari Bölgesi’nde bu sayı 10 olarak belirlendi.
Kovid-19 salgını nedeniyle ülkede son 24 saatte 142 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 9 yeni vaka tespit edildi. Yeni can kayıplarının 139'u Hubey, 2'si Sıçuan eyaletlerinde, 2'si de başkent Pekin ile Çongçing kentlerinde oldu.
Kovid-19 salgını nedeniyle ülkede son 24 saatte 142 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 9 yeni vaka tespit edildi. Yeni can kayıplarının 139'u Hubey, 2'si Sıçuan eyaletlerinde, 2'si de başkent Pekin ile Çongçing kentlerinde oldu.
İlk olarak Vuhan'da tespit edilen yeni tip koronavirüsün, kısa sürede diğer kent ve ülkelere yayılması üzerine Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) "acil durum" ilan etmişti.