21.08.2021 - 21:06 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Afganistan'da Taliban dönemi vahşetle başladı, hem Kabil Havalimanı çevresinden hem de diğer şehirlerden gelen görüntülerle dünyanın kanı çekildi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, "Taliban ile siyasi temasımız yok, Taliban'ı tanımıyoruz. Sadece insan hayatını kurtarmak için onlarla operatif temasımız var." dedi.
Vahşetin boyutları dehşete düşürürken, Taliban'ın ölüm mangalarının, ABD ve İngiltere'ye yardım edenlerin peşine düşerken insanları evlerinden çekip çıkararak sokaklarda nfaz ettiği bildiriliyor.
Tercümanlar ve diğer destek personeli, aşırılık yanlısı milislerin Kabil'de iktidarı ele geçirmesinin ardından birçok kişi çaresizce Afganistan'dan kaçmaya çalışmasıyla korku içinde yaşıyor.
Batı, acımasız rejimden kaçmak isteyen vatandaşlarını ve binlerce Afgan'ı umutsuzca tahliye etmeye çalışırken, Taliban güçleri yönetimlerini sağlamlaştırıyor.
Reuters haber ajansının servis ettiği fotoğraflar, çoğu ABD yapımı M16'lar gibi görünen saldırı tüfeklerini taşıyan Taliban savaşçılarının, beyaz cüppeli, maskeli ve siyah çizmelerle tüyler ürpertici bir güç gösterisini gösteriyor.
Görüntülerde, terör saltanatları başlayan Taliban savaşçılarının, kendine özgü beyaz bayraklarını sallayarak yürüdükleri görülüyor. AFP tarafından servis edilen haberde, Taliban'ın avlamak istediği kişilerin "öncelik listeleri" olduğu belirtiliyor.
Ana hedefler arasında Afgan ordusu, polisi ve istihbarat servislerinde merkezi rolleri olan insanlar olduğu ve Taliban'ın Afganistan genelinde "kapı kapı ziyaretler" yaptığı aktarılıyor.
Listedekilerin aile üyeleri de risk altında. Önceki gün, bir DW gazetecisinin akrabalarından birinin, Taliban tarafından vurularak öldürüldüğüne dair haberler çıkmıştı.
Afganistanlı eski bir yargıcın aktardığna göre Afgan kadınları komşu ülkelere tabutlarla gönderiliyor. Hayatını kurtarmak için Taliban'dan kaçarak ABD'de yaşayan Najla Ayoubi, militanların Pazar günü anavatanının kontrolünü ele geçirmesinden bu yana kadınlara yönelik korkunç şiddet örnekleri duyduğunu söyledi.
Najla Ayoubi, dün bir kadının ülkenin kuzeyinde "Taliban savaşçıları için kötü yemek pişirmekle suçlandığı için ateşe verildiğini" söyledi.
İddiaya göre diğer genç kadınlar ise zorla evlendiriliyor ve cinsel istismara uğruyor. Sky News'a açıklamalarda bulunan eski yargıç, "İnsanları onlara yemek pişirmeye zorluyorlar. Ayrıca o kadar çok genç kadın var ki... Son birkaç hafta içinde komşu ülkelere tabutlar içinde gönderildiler." dedi.
Najla Ayoubi, Taliban savaşçılarının aileleri genç kızlarını militanlarla evlendirmeleri için zorladıklarını söyledi ve ekledi: "Bütün bu vahşeti gördüğümüzde, kadınların çalışması gerektiğini düşündükleri vaadi anlamsız kalıyor."
Taliban, önceki gün düzenledikleri ve dünyanın kilitlendiği basın toplantısında, kadın haklarına saygı göstereceklerini, çalışmalarına ve eğitim görmelerine izin vereceklerini söylemişti.
Taliban liderleri ve savaşçıları, ABD Başkanı Biden'ın birliklerini geri çekmesiyle aşağılayıcı bir hızla Afganistan'ı ele geçirdikten sonra, bunu ABD'nin yüzüne vuruyor.
Taliban savaşçıları, ortaya çıkan yeni görüntülerde, yeni üniformalarını ve Afgan ordusuna sağlanan ABD özel kuvvetleri stoklarından alınan teçhizatı gösteriyor.
Üzerine 5 milyon dolarlık bir ödül koyulan ve küresel bir terörist olan Halil Hakkani, Cuma günü, bir Amerikan saldırı tüfeğini tutarken ve ABD askeri teçhizatındaki infazcılar tarafından çevriliyken dolu bir camide fotoğraflandı.
Yeğeni Sirajuddin Hakkani'nin başkan olmak için adının geçtiği Hakkani, ABD ordusunda standart bir savaş silahı olan Amerikan yapımı bir M4 tüfeğiyle hava attı. Etrafı militanları durdurmak için Afgan ordusuna verilen ABD askeri teçhizatıyla donatılmış, benzer silahlar taşıyan güvenlik birlikleriyle çevriliydi.
Taliban savaşçıları, ABD özel kuvvetleri teçhizatıyla donatılmış özel bir birliğin üyelerini gösteren propaganda videolarıyla, Amerika'nın yüzüne vuruyor. The Sun'ın haberine göre, sözde Badri 313 Tugayı'nın üyeleri, ABD askeri kıyafetlerine bürünmüş, geleneksel türbanları yerine özel kuvvetlere özgü kasklar ve gece görüş gözlükleri takarak DEAŞ tarzı propaganda görüntülerinde yer aldı.
Cüppeler yerine tepeden tırnağa kamuflajlar ve kurşun geçirmez yelekler giymişlerdi. AK-47'lerini omuzlarına asmak yerine, ABD yapımı M4 ve M-16 saldırı tüfeklerini tuttuğu görüldü. Bazı militanlar Ordu Delta Kuvvetleri komandoları ve Deniz Piyadeleri de dahil olmak üzere ABD birlikleri tarafından tercih edilen yansıtıcı gözlükler takmışlardı.
Taliban, Afganistan'da muhtemelen 600 bin saldırı tüfeği, yaklaşık 2 bin zırhlı araç ve Black Hawks dahil 40 uçak dahil milyarlarca dolar değerinde ABD silahına el koydu.
ABD, 2002 ile 2017 yılları arasında Afgan ordusuna tahmini 28 milyar dolar değerinde silah verdi, buna sadece bir ay önce Kabil'e teslim edilen yedi yeni helikopter de dahil.
Taliban'ın ele geçirdikleri ayrıca, M16 saldırı tüfekleri de dahil olmak üzere en az 600 bin piyade silahının yanı sıra 162 bin adet iletişim ekipmanı ve 16 bin gece görüş gözlüğü içeriyor.
Amerikan gazetesi The Hill, geçen yıl Afganistan Yeniden Yapılanma Özel Müfettişliği'nin (SIGAR) bir raporuna atıfta bulunarak, 2017'den 2019'a kadar sadece iki yıl içinde ABD'nin 7.035 makineli tüfek, 4.702 Humvee, 20.040 el bombası, 2.520 bomba ve 1.394 bombaatar verdiğini kaydetti.
İsminin açıklanmaması koşuluyla haber ajansı Reuters'a açıklama yapan bir ABD'li yetkili, "Yok edilmeyen her şey artık Taliban'ın" dedi.
Silah ele geçirme olaylarını kabul eden Ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan Salı günü yaptığı açıklamada, Beyaz Saray'ın "Taliban'ın eline geçenlerin" "tam bir listesine" sahip olmadığını söyledi.
Ancak bir başka yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada, mevcut değerlendirmeye göre, Humvees dahil 2 bin zırhlı araç ve potansiyel olarak UH-60 Black Hawks, keşif saldırı helikopterleri ve ScanEagle askeri dronları da dahil olmak üzere 40'a kadar uçağın Taliban'ın eline geçtiğini tahmin ettiklerini ifade etti.
The Hill, Taliban savaşçıları ABD yapımı M4 karabinaları ve M16 tüfekleri de dahil olmak üzere ele geçirilen silah kasalarını zaferle açarken görüntülerini paylaştı.
Elde edilen tüm bu ABD silahları, direnişi bastırmada Taliban'a büyük bir avantaj sağlayacak. ABD'li yetkililer ayrıca, savaş silahlarının Çin ve Rusya gibi ülkelere hatta DEAŞ gibi terör gruplarına verilebileceğinden endişe ediyor.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nin en üst düzey Cumhuriyetçisi olan Michael McCaul Reuters'a verdiği demeçte, "Bu, ABD ve müttefiklerimiz için önemli bir tehdit oluşturuyor" dedi.
Çarşamba günü, çok sayıda Cumhuriyetçi senatör, ele geçirilenlerin "tam bir listesini" ve onları geri almak için hangi planların yapıldığının açıklanmasını talep etti.
Savunma Bakanı Lloyd Austin'e seslenen 25 senatör, "ABD vergi mükellefleri tarafından ödenen yüksek teknolojili askeri teçhizatın Taliban ve onların terörist müttefiklerinin eline geçmesi mantıksız" ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Joe Biden, bunun tarihteki 'en zor' hava nakillerinden biri olduğunu söyledi ve 'nihai sonucun' ne olacağını garanti edemediğini itiraf etti.
Afganistan'da Taliban dönemi vahşetle başladı, hem Kabil Havalimanı çevresinden hem de diğer şehirlerden gelen görüntülerle dünyanın kanı çekildi.
Kabil Havalimanı'ndaki izdihamda hayatını kaybeden 14 yaşındaki bir kızın ailesi, ülkeyi terk etmek isteyen Afganların içinde bulunduğu kötü duruma dikkat çekmek için, kızlarının kefenlenmiş vücudunun bu şok edici fotoğrafını yayınladı.
Lise öğrencisi Marzia Rahmati, ebeveynleri ve küçük kardeşleriyle Afganistan dışında yeni bir hayat hayal ediyordu ve aile, akrabalarının bulunduğu yakınlardaki Tacikistan'a seyahat etmek için vize aldı.
Marzia'nın, Taliban'ın devralmasından bu yana Kabil Havalimanı'ndaki kargaşada ölen 12 kurbandan en gençlerinden biri olduğuna inanılıyor.
Kalabalık Pazartesi günü, Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesinden sadece birkaç saat sonra silah sesiyle paniğe kapıldığında, Marzia ailesinden ayrı koptu ve yere düştü. Korkuyla kaçanların ayakları altında çiğnendi ve birden fazla yara aldı.
Henüz 14 yaşında korkunç bir şekilde hayatını kaybeden Marzia'nın 28 yaşındaki teyzesi Zakia Ahmadi, ailesinin ölümüyle tam anlamıyla 'yıkıldığını' söyledi ve ekledi:
"İnsanların şu anda burada gerçekte neler olduğunu görmelerini istiyoruz, dünya bize yüz çevirdiği için küçük bir kız öldü." diyen Zakia, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kız kardeşim Fatima, Marzia'nın annesi ve ailesi, kızlarının eğitimine devam etmesini istediler ve bunun Taliban yönetimi altında mümkün olmayacağından endişelendiler.
"Ülkeyi terk etmek için gerekli tüm belgelere sahiplerdi, ancak havaalanındaki kargaşada şansları yoktu. Kalabalık her yere koştu ve ardından silah sesleri duyuldu. Herkes panikledi.
"Marzia'nın babası Mustafa ve annesi, biri erkek biri kız olmak üzere iki küçük çocuklarını koruyorlardı ki halk koşmaya başladı. Kalabalık arasında kalan Marzia onlardan ayrılıp itiş kakış arasıda yere yığıldı.
'Babası ona ulaştığında hayattaydı ancak durumu çok kötüydü. Tıbbi yardım ararken önce uzun bir süre onu taşıdı. Her yeri mosmor olmuştu ve iç kanaması vardı. Hastaneye varır varmaz öldü."
Marzia'nın 32 yaşındaki annesi Fatima da izdiham sırasında yaralandı, ancak daha sonra hastaneden taburcu edildi. Zakia, yetenekli bir öğrenci olan yeğeninin bir kız okulunda 9. sınıf öğrencisi olduğunu ve öğretmen olmayı hayal ettiğini söyledi.
BM'ye sunulan gizli bir rapora göre, Taliban üyeleri şimdi Afganistan'da Birleşik Krallık, ABD ve NATO güçleriyle çalışmaya cesaret edenleri aramayı yoğunlaştırıyor.
Taliban savaşçıları kapı kapı dolaşıp memurların, tercümanların ve diğer konsolosluk personelinin akrabalarını tehdit ederken, diğer militanlar Kabil havaalanının dışında insanları durduruyor.
Peki, resmen evrim geçirdiğini dünyaya ilan eden, değiştiğini söyleyen Taliban ne yapmak istiyor? BBC İzleme Servisi'nden Mina al-Lami, örgütün Afganistan halkını kazanmak için kampanya yürüttüğünü bildiriyor:
"Taliban, farklı platformlardan yürüttüğü halkla ilişkiler kampanyası üzerinden Afganistan halkı ve uluslararası toplumun kalbini ve aklını kazanmaya çalışıyor. Örgüt, yerel halk, bankalar, işletmeler, yatırımcılar, sivil yabancı çalışanlar, komşu ülkeler ve bölge güçlerine süslü mesajlar verirken, herkes için 'güvenli ve istikrarlı' bir ülke yaratmak istediklerine vurgu yapıyor.
Kadınlar ve kız çocuklarının geleceğine dair kaygıların farkında olan örgüt, dün Twitter'dan paylaştıkları ve 'okula gitmekte olan' kız çocuklarını gösteren bir resimle kızların eğitimden koparılmayacağı mesajını vermeye çalıştı. Aynı gün paylaştıkları bir başka videoda ise burka takmayan ve başörtüsü ile örtünen kadın doktor ve hemşirelerin çalışmaya devam ettiği görülüyordu.
Örgüt sadece normal yaşamın sürdüğü değil, kendi yönetimi altında bir ilerleme de yaşandığı mesajını vermek istiyor. İnsanların Taliban'ın gelişinden memnun olduğunu iddia ediyor. 13 Ağustos'ta yayımladıkları mesajda da vilayetlerin kolayca ellerine geçmesinin bunun kanıtı olduğunu öne sürmüşlerdi.
Ancak başarmaları esnek ve pragmatik davranmalarına bağlı - ki onların vermeye çalıştıkları imaj da bu. Öte yandan siyasi kazanımlar elde etme çabaları sonucu Taliban daha geniş anlamda radikal hareketin gözünde kolayca meşruiyetini kaybedebilir."
AP haber ajansı, ABD'nin çekilmeden önce Afganistan'a 20 yıl boyunca 837 milyar dolar para harcadığını ve tüm çabaların bir hafta içinde çöktüğünü bildirdi.
Peştunlar, Tacikler, Hazaralar, Aymaklar (Aimaq), Türkmenler, Özbekler, Kırgızlar ve Beluçilerin de aralarında bulunduğu birçok etnik grubun yaşadığı Afganistan'da, 20 ile 40 arası farklı dil ve lehçe konuşuluyor.
On yıllardır çalkantının dinmediği Afganistan'daki kırılmanın başladığı olay, 1979 yılının son günlerinde başlayan Sovyetler Birliği işgali oldu. ABD'nin direnişçilere destek verdiği 10 yıl süren işgal sırasında çok sayıda ülkeden 100 bini aşkın kişi Afganistan'a giderek Sovyetler Birliği'ne karşı savaştı.
Sovyetlerin 1989'da Afganistan'dan çekilmesinin ardından bu kez iç savaşa savrulan ülkede, Cumhurbaşkanı Muhammed Necibullah'ın 1992'de devrilmesiyle Afgan nüfusunun yarısını oluşturan Peştun grupların Kabil'deki hakimiyeti de sarsıldı.
İç savaş sürerken kurulan Taliban, farklı grupların desteğini aldı ve 27 Eylül 1996'da Kabil'e girerek iktidarı ele geçirdi. Böylece Afganistan'da, ABD liderliğindeki NATO birliklerinin 2001'deki saldırısına kadar devam edecek dönem başlamış oldu.
ABD, 11 Eylül 2001 saldırılarından Afganistan'da üslenmiş El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin'i sorumlu tuttu. Afganistan'ı yöneten Taliban'dan El Kaide üslerini kapatmasını ve liderlerini ABD'ye teslim etmesini istedi. Taliban reddetti.
7 Ekim 2001'de Amerikan ve İngiliz uçaklarının Taliban ve El Kaide hedeflerine hava saldırısıyla Afganistan'da yeni bir savaş başladı. Afganistan'ı bu kez işgal eden ABD'ydi. Washington'ın 20 yıllık savaşı, Taliban'la masaya oturulması ve çekilme kararı alınmasıyla bitti.
Öte yandan ABD Deniz Piyadeleri olduğu bu görüntüde, bir Havacı, Kabil'de tahliye sırasında bir bebeği rahatlatıyor.