28.08.2021 - 07:50 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr; BBC Türkçe
Afganistan'ın başkenti Kabil'den havalanan askeri kargo uçakları on binlerce insanı tahliye ederken, resmi uyarılardan yalnızca saatler sonra terör saldırısı gerçekleşti. Afganistan'da yönetimi ele geçiren Taliban'ın karşısında yer alan terör örgütü DEAŞ, günlerdir kaotik görüntülere sahne olan havalimanı kapısındaki kalabalığın arasında canlı bombalar patlattı.
İntihar saldırılarında 13'ü ABD askeri en az 110 can kaybı var, 150'yi aşkın yaralı ise Kabil'deki hastanelerde tedavi görüyor. Sosyal medyada paylaşılan videolarda, havalimanı çevresindeki kanalın kan gölüne döndüğü görüldü.
Patlamalara rağmen havalimanı etrafında bugün yine büyük bir kalabalığın toplandığı görüldü, yerel medya Taliban'dan kurtulmak isteyenlerin saldırı riskine rağmen bölgeye geldiğini bildiriyor.
Öğle saatlerinde ise Taliban militanlarının havaalanına giden tüm yolları kapattığı, bölgedeki güvenliği sağlamaya çalıştığı göze çarptı.
Başkent Kabil'deki bir hastane önünden ise yürek burkan fotoğraflar, Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı tarafından dünyaya servis edildi.
Fotoğraflarda hayatını kaybedenlerin yakınları kurbanları teşhis etmeye çalışıyor ancak cesetler hastane önündeki yola bırakılmış durumda.
Bir kadın gözyaşları içerisinde yakınını teşhis etti, terör saldırısında yaşamını yitiren kurbanların ellerinde tahliye uçaklarına binmelerini sağlayacak belgeler vardı.
İntihar saldırılarının ardından çevreden yeni patlama sesleri de geldi. Taliban, ABD ordusunun geride bıraktığı mühimmatın kontrollü şekilde imha edilmesi nedeniyle patlamaların gerçekleştiğini açıkladı.
ABD askerlerinin Afganistan'dan ayrılmasına beş gün kala meydana gelen çifte patlama, Afganistan işgali boyunca en fazla ABD askerinin hayatını kaybettiği kara saldırısı oldu. Askerler, günlerdir havalimanı önünde hiçbir arama yapılmaksızın yığılan kalabalığı durdurmayı deniyordu.
Taliban Çarşamba gününden itibaren havalimanına gitmek isteyen Afganları engellemeye başladı. Perşembe günü ise ABD'nin Taliban'a, havalimanına girmelerine izin vermeleri için ABD vatandaşlığı, yeşil kartı veya ABD'lilerle birlikte çalıştığı için vizesi bulunan Afganların isim listesini verdiği haberlere yansıdı.
'Taliban'a intikam listesi verildiği' gerekçesiyle yoğun eleştiri alan bu adım, Başkan Biden'a da soruldu. ABD lideri, ülkesinin Taliban'la tahliyeler için işbirliği yapıldığını söyledi ve "Evet, böyle durumlar olmuş olabilir" dedi.
Dünyayı sarsan patlamaların ardından ABD lideri Joe Biden kameraların karşısına geçti, "Bu saldırıyı düzenleyenler ve Amerika'ya zarar vermek isteyen herkes şunu bilsin: Affetmeyeceğiz, unutmayacağız. Hepinizi bulup bunun hesabını ödeteceğiz" dedi. Tüm yaşananların sorumluluğunu kabul eden ABD Başkanı, Kabil'de çok zor bir geçirdiklerini kaydedip "Bu, bir süredir endişelendiğimiz ve konuştuğumuz şekilde bir terör saldırısı" ifadesini kullandı.
Katil sürüsü DEAŞ'ın intihar saldırılarının yanı sıra ABD askerlerine roket fırlatma ihtimali üzerinde duruluyor, Washington tahliye operasyonlarının kaldığı yerden devam edeceğini açıkladı. ABD lideri Biden, "İstediğimiz zaman, seçtiğimiz yerde, seçtiğimiz anda kuvvet ve hassasiyetle karşılık vereceğiz" dedi, Horasan grubu için vur emri verdiğini dünyaya ilan etti.
BBC, Kabil sakinlerinin giderek daha da artan korku ve belirsizlikle ümitsiz bir Cuma sabahına uyandığını, sosyal medyanın kederli paylaşımlarla dolu olduğunu bildiriyor.
DEAŞ'ın Horasan grubu (DEAŞ-K), Telegram kanalından yaptığı açıklamayla kanlı saldırıyı üstlendi. ABD askerleri ve sivillerin arasında üstündeki bombayı patlatan teröristin fotoğrafı da yayınlandı. DEAŞ-K, Afganistan'da bugüne kadar ortaya çıkan en kanlı ve radikal terör örgütü olarak biliniyor.
DEAŞ-K, 2013'te El Kaide'nin Irak kolunun ayrılarak oluşturduğu yeni terör örgütünün Pakistan-Afganistan bölgesindeki koluna verilen isim. DEAŞ, 2015'in başlarında gücünün doruklarındayken Pakistan ve Afganistan'dan Irak veya Suriye'ye giderek örgüte katılmak isteyenleri bölgede topladı; Pakistan Taliban'ından ayrılan militanları da yanına alarak DEAŞ-Horasan'ın kurulduğunu duyurdu.
Irak ve Suriye'de katil sürüsünün yenilmesinin ardından Afganistan'a kaçabilen teröristlerin yanı sıra bazı Arap ülkeleri, Tacikistan, Özbekistan, Çeçenistan, Hindistan, Bangladeş ve Çin'den gelen militanlarla grup büyüdü. Ocak 2015'te ortaya çıkan gruba Batı'da Horasan'ın İngilizce yazılışından (Khorasan) dolayı DEAŞ-K deniliyordu. 2019 yılında terör grubu Afganistan'daki saldırıları arttığında ABD, Taliban'la görüşmelere başlamıştı.
DEAŞ-K, çoğunlukla Afganistan'ın doğusunda, İran sınırındaki Şii nüfusu hedef alan kanlı saldırılar yürüttü. Bu sebeple uzmanlar, Taliban'ın kendi gücünü tehdit etmediği sürece DEAŞ-K'ya karşı savaşmadığı yorumunda bulunuyor.
Ancak ülkenin özellikle kuzeyinde ve doğusunda Taliban ile DEAŞ-K arasında çatışmalar yaşandı. İki örgüt, Ocak 2015'te birbirlerine karşı savaş ilan etti. DEAŞ'ın üstlendiği ilk saldırı, Mayıs 2015'te Nargarhar bölgesinde bulunan Kot'ta Taliban militanlarının öldürüldüğü bir saldırıydı.
Daha sonra Taliban'la işbirliği yaptığını söylediği aşiretlere yönelik katliamlar yaptı. Taliban'ın bölgedeki de-facto yöneticilerini başlarını keserek öldürdü. Taliban, DEAŞ lideri Ebu Bekir el Bağdadi'ye 16 Haziran tarihli açık mektubunda 'kendi başarılarını savunmak zorunda kalacakları' uyarısında bulundu.
Ancak ülkenin özellikle kuzeyinde ve doğusunda Taliban ile DEAŞ-K arasında çatışmalar yaşandı. İki örgüt, Ocak 2015'te birbirlerine karşı savaş ilan etti. DEAŞ'ın üstlendiği ilk saldırı, Mayıs 2015'te Nargarhar bölgesinde bulunan Kot'ta Taliban militanlarının öldürüldüğü bir saldırıydı.
Örgütün kurulduğu yılın sonlarında, Ekim 2015'te Taliban, 1.000 kişiden oluşan bir özel kuvvet oluşturdu. Özel kuvvetler, savaş kabiliyetlerine ve deneyimlerine göre itinayla seçilerek DEAŞ-K'nın var olduğu Nangarhar, Farah, Helmand ve Zabul gibi eyaletlere gönderilmişti.
DEAŞ-K, Mayıs 2020'de de Başkent Kabil'de, Şiilerin çoğunlukta olduğu bir bölgede bir kadın doğum hastanesini hedef aldı. Katledilen 25 kişi arasında hamile ya da yeni doğum yapmış kadınlar ve bebekler de vardı.
Bu dönemde Şii ibadet yerleri, okullar, hastaneler, ABD ordusu ve Afgan hükümet güçlerinin örgüte yönelik operasyonları da artmıştı. Bu saldırılarda yüzlerce Afgan sivil ve asker ile onlarca yabancı asker ve görevli hayatını kaybetti.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 14 Ocak 2016'da yaptığı yazılı açıklamada, 'Afganistan ve Pakistan Talibanlarının eski üyelerince kurulduğu bilinen DEAŞ-Horasan örgütünü yabancı terör örgütleri listesine aldığını' açıkladı. 2001'den beri Afganistan'da olan ABD'nin sadece Taliban ve El Kaide ile savaşma yetkisi vardı. DEAŞ'la savaşma yetkisi ise Suriye ve Irak'la sınırlıydı.
14 Ocak'taki karardan birkaç gün sonra ABD Savunma Bakanlığı, DEAŞ-K ile de savaşmak için ABD yönetimi tarafından yasal olarak yetkilendirildi. Örgüt bu sırada Şiilere, Birleşmiş Milletler personeline, ABD güçlerine, gazetecilere ve Afganistan'daki büyükelçiliklere karşı birçok saldırı düzenlemişti. 2016'nın sonlarında da bir dizi saldırıyı üstlenerek ve propaganda videoları yayımlayarak gücünü kanıtlamaya çalıştı.
BBC Güvenlik Muhabiri Frank Gardner, 'DEAŞ-K ne kadar radikal?' başlıklı analizinde terör örgütünün Ortadoğu'daki etkinliği neredeyse bitse de DEAŞ-K'nın özellikle Afganistan'da son yıllarda kanlı ve büyük saldırılara imza attığını hatırlatıyor: "Kız çocukların gittiği okulları, kadın doğum merkezleri de dahil olmak üzere kadınların tedavi gördüğü hastaneleri hedef alan örgütün sıklıkla hamile kadınları ve onlarla ilgilenen hemşireleri vurduğu biliniyor.
Taliban'ın hedefi tamamen Afganistan'da hakimiyet kurmakla sınırlıyken DEAŞ-K, hem bölgede daha geniş bir alanda saldırılar hedefliyor hem de uluslararası DEAŞ ağının bir parçası olarak buradan Avrupa'ya yönelik saldırılar da planlıyor; hatta ulaşabildiğinde bu saldırıları gerçekleştiriyor.
DEAŞ-K, Afganistan'ın doğusundaki, Celalabad kentinin de bulunduğu Nangarhar eyaletinde üslenmiş durumda. Bu eyalet, Pakistan sınırından uyuşturucu ve insan kaçakçılığının nispeten kolayca yapılabildiği bir bölgede. Grubun en güçlü döneminde 3 bin militana ulaştığı; sonrasında ise hem ABD ve Afgan ordusuyla hem de Taliban'la savaşı sırasında çok sayıda savaşçısının hayatını kaybettiği biliniyor.
Dolambaçlı şekilde bağlantıları olduğunu söyleyebiliriz; üçüncü bir taraf olan Hakkani Ağı üzerinden. Taliban liderinin altındaki, yönetimde çok etkili üç yardımcıdan biri olan Siraceddin Hakkani, El Kaide'yle de çok yakın bağları olan Hakkani Ağı'nın başında. DEAŞ'ın en başta El Kaide'nin Irak kolu lideri Ebu Bekir el Bağdadi tarafından kurulduğunu hatırlatmakta fayda var. Araştırmacılara göre DEAŞ-K ile Hakkani Ağı arasında çok sağlam bağlar var. Bu da örgütün Taliban'la bağları olduğu sonucunu doğuruyor.
Taliban'ın ABD'nin çekilme sürecinde 15 Ağustos'ta kontrolü ele geçirdiği Kabil'de şehrin güvenliğinden sorumlu olarak atadığı isim Halil Hakkani. Halil Hakkani'nin başına konmuş 5 milyon dolarlık ödül var. Asya Pasifik Vakfı'ndan Dr. Sajjan Gohel, Afganistan'daki militan ağları yıllardır inceliyor. Gohel'e göre "2019-2021 arasında Afganistan'da düzenlenen birçok büyük ölçekli saldırının arkasında DEAŞ-K, Taliban'ın Hakkani Ağı ve Pakistan'da konuşlu bazı daha küçük terör örgütlerinin işbirliği var."
Taliban 15 Ağustos'ta Kabil'e girdiğinde, Pul-e-Charki cezaevinde yatan çok sayıda hükümlüyü de serbest bıraktı. Bu hükümlülerin çoğu DEAŞ ve El Kaide olmak suçlamasıyla cezalandırılmıştı. Bu militanların tümü şimdi özgür. Ancak DEAŞ-K'nın Taliban'la arasında çok ciddi farklar var. DEAŞ-K, Taliban'ı cihat hedefinden sapmakla, Katar'ın başkenti Doha'daki 'lüks ve gösterişli otellerde' Amerikalılarla masaya oturmak için savaşmaktan vazgeçmekle suçluyor. DEAŞ militanları şimdi Taliban'ın oluşturacağı hükümete karşı ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu da DEAŞ konusunda Taliban ve Batı'yı aynı tarafa çekiyor."
DEAŞ, Afganistan'da Taliban'ın Kabil'e girmesinin ardından kendisine ait bir dergide örgütü aşağılamıştı. Afganistan'daki 'zafer'in ABD tarafından gümüş tepside Taliban'a sunulduğu belirtilen yazıda, Taliban aşağılandı. DEAŞ'ın sosyal medya hesapları ise Taliban lideri Molla Baradar'a 'Molla Bradley' lakabı takıldı.
Afganistan'da ABD askerlerinin çekilmeye başlamasıyla hızla ilerleyen Taliban örgütü, yalnızca dokuz günde başkent Kabil'e girdi. Bunun üzerine Taliban vahşetinden kaçmak isteyenler Kabil Havalimanı'na akın etti ve kaos yaşandı.
ABD ve diğer koalisyon ülkeleri bugüne kadar 100 bini aşkın insanı Kabil'den çıkardı, Washington ve Taliban arasındaki anlaşmaya göre çekilmenin 31 Ağustos saat 24.00'te tamamlanması gerekiyor.